dedelerim beyaz fahişelerle yatmak için evlerini ve topraklarını satmış. paraları yahudilerin açtığı genelevler de yemiş bitirmiş. yetmemiş tarlalarını da satıp fahişelerin üstünde yemiş dedelerim. birde türklere ihanet edip ingilizlerin yahudilerin kölesi olmuş dedelerim.
ben filistinli çocuk;
yoksul aç, bir dilim ekmeğe, bir yurdum suya muhtaç.
ben filistinli çocuk;
açsa güzel çiçekler, görmez gözüm
bana silah uzanır, gül ve çiçek yerine...
burda gül değil, gülleler vardır.
ben filistinli çocuk;
unuttum oynamayı, unuttum oyuncakları
bir tek oyun var bldiğim; sapanla savaşmak...
silahtan başka, oyuncak da görmedim zaten..
ben filistinli çocuk;
doğduğumda kendimi savaşın içinde buldum.
gözümden yaş değil, kan gelir...
ben dövüşürüm, zulmün tankına karşı.
oyun nedir? tatmadım ben,
benim oyunum savaşmak,
hem oyunda vurulursam;
ebe olunur.
ben oynarken, şehit olurum...
ben filistinli çocuk;
ne zaman duyulacak feryadım?
ne zaman duyulacak ahım.
ne zaman...
ne zaman yok artık, düşünecek vakit de...
sen okula başladığında, ben savaşta olacağım.
kitap, defter görmedim. kuş nedir? çiçek nedir? ninni nedir? sevgi nedir? bilmeden...
ben filistinli çocuk;
söyleyin, söyleyin!
nedir benim gunahım?
ne zaman duyulacak ahım.
ne zaman...
vatanında garip esir,
gülmeyi unutmuş...
gözlerinden boncuk boncuk,
yaş değil kan gelen,
çocuklar da olduğunu bilmenizi isterim.
ey yeryüzü çocukları...
insanlık ölmesin diyenler...
kardeşsek eğer;
gelin de...
beraber gülelim,
beraber oynayalım,
beraber yaşayalım...
gerçekten olayın acıklığı ortadayken, bir çocuğu buna alet ederek acitasyon yapmak da ayrıca hoş değil.