ben eskiden karşımdaki insan beni doğru anlasın, yanlış anlamasın diye sürekli açıklama yapardım. boşuna çene tükettiğimi anladığımdan beri daha doğrusu karşımdaki insanın beni anlamaya niyeti olmadığına kanaat getirdiğimden beri hiç bir açıklama yapmıyorum.
ben eskiden ben ne kadar iyi davranırsam bana o kadar iyi davranırlar diye düşündüğümden hep iyilik yapardım. yaptığım iyiliğine nankörlükle karşılık aldığımdan beri ne kadar iyilik görüyorsam o kadar iyilik ediyorum.
ben eskiden fedakarlık yapardım. benim feda ettiklerimle kar edip beni zarara sokmaya çalışanları görünce vazgeçtim.
ben eskiden bir başka bendim, onca zarara uğradıktan sonra bambaşka bir ben oldum. bu halim, başka insanların ruhumda bilerek, isteyerek yaptıkları tahribatın eseridir.