denize yakın olmayan bir şehirde yaşama düşüncesi bile nefesimin daralmasına sebep oluyor.
bunun kişilikle ya da kendini beğenmişlikle hiç alakası yok, denize yakın yerlerde doğmuş yaşamış kişilerde oluşmuş garip bir his sadece. ben cidden nefes alamıyorum sadece düşününce bile.
Denizden babam çıksa yerim kişisine yakın bir kişiliktir.
Denizi ve denize ait her şeyi sever, ruhuna, bedenine iyi gelir insanıdır.
Denizin, hem coğrafyayı hem de o coğrafya insanını güzelleştiren bir etkisi olduğu bilinen bir gerçektir.
Her yerde yaşarım, ama denizi olan yerde bir başka yaşarım!
Ben buyum. Sabah akşam farketmez sürekli gider deniz havası alırım. Pederle balık tutarız sabah 5te kalkar sahile gideriz. Arkadaşlarla gece muhabbet ederiz deniz havasında. Haftada bir gitmesem bir şoka giriyorum, tuhaflaşıyorum. Limandaki gemileri görmeden ayılamıyorum. Okul sonrası kaçıyorum, bazen üç beş keko oluyor, yine bir şey yapmıyorlar çekirdek ikram ediyorlar, alıp yiyoruz. Sanki herkes orada huzur buluyormuş gibi. Paramız olunca Marinaya gidip takılıyoruz. Balık ekmek bulursak alıyoruz, turşu suyu içip denizi seyrediyoruz. Söylesenize bir insan nasıl vazgeçer bundan?
Bir zamanlar bendim bu kişi. Nasıl büyük konustumsa artık şimdi her gördüğüm su birikintisinde deniz arıyorum. Kişinin doğduğu yerle alakalı bir durum. denizsiz de yaşanıyor muş bir de yaşayana sorun..
istanbuldan ankaraya taşındığım için çevremde çokça bu insanlardan var maalesef. işin ilginç tarafı bunlar deniz kenarındaki bir ilde yaşamalarına rağmen denize kıyısı olmayan yerlerde oturup ayda bir iki ayda bir deniz görenler.
yav ben deniz manzaralı evimi bırakıp bozkırın ortasına taşınmışım, geçiniz efenim geçiniz bunları.