* kızın dakikada yüz kere söylemesi ile bıkkınlık gelmesi ve intihar eğiliminin oluşması sonucunda söyleyeni başından def etmek için söylenen istem dışı cümle.
Bir yerde okuyorsanız çok etkileyen, başkasına söylenirken duyuyorsanız keşke dedirten, siz söylüyorsanız tebessüm ettiren, o size söylüyorsa hayatı unutturan sözdür.
Kendini özletendir insanın aşık olduğu.
Özlemeye başladığım bir filmi hatırlıyorum.
Hani başrolde sen ve aşkının olduğu.
Filmin senaryosunu sadece sana yazıyorum,
Ben ve aşkımın olduğu.
Deniz ve izlemek için oturduğum bir bank gibi,
Sen ve içinde yüzdüğüm aşk.
Bu mu uğruna ölebilecek kadar sevmek?
Tıpkı seni izlemek için aşka esir olduğum gibi.
Sensiz aşkın hiçbirşeye benzememesi mi ölmek?
Hiç atmamış kalbimin yeni mi farkına varıyorum.
Evet mi dedin yoksa ben mi yanılıyorum?
O bembeyaz ellerin miydi gerçekten beni yakan?
Meleklerin de beyaz olması bir tesadüfse eğer,
Ben miyim tesadüf olan melekler mi asıl yalan?
"Ey parlak melek, konuş yine!
Sen, göz kamaştıran bir parlaklık veriyorsun geceye;
Cennetin kanatlı ulağısın başımın üstünde,
Tıpkı ölümlülerin hayretle açılan gözlerine göründüğün gibi."
Kimsin demeni bekliyorum ben adımı yırtıp atmadan önce.
Sıcak bir biranın bana tebessüm ettirebildiği,
insanların benim canımı sıkamadığı,
Anlamsız melodilerin ismini fısıldadığını anladığımda;
Hikayemin ilk repliğini yazmıştım : Seni seviyorum.
Son repliğini de senden bekledim bir kere daha söyle diye:
-Ben de seni seviyorum