çeşitli ve haklı sebeplerden büyümek istemeyen çocuktur.
evet o çocuk benim. hemen anlatmak istiyorum.
yıl 2003. 11. yaş günüm.
arkadaşlar ben o gece çok ağladım. 11. yaşıma girdiğim gece.
sınıfımızda asosyal ve çok şakirt bir kişilik vardı. adı yasin. çocuk kızlarla konuşmazdı. tokalaşmazdı. henüz aynı yaşta olmamıza rağmen bu arkadaşımızda badem bıyık vardı. din hocasına benziyordu. bende sevecen şirin mi şirin tıfıl yaramaz bir çocuktum. birde o gün doğum günüm olunca ne yapçağımı şaşırmış olmalıyım. *
-yasin bugün benim doğum günüümmmm! diye bağırdım.
-niye seviniyorsun ki ölüme 1 yıl daha yaklaştın.
adama bak lan.
zong diye beynimden vurulmuşa döndüm arkadaş. ulan allah benim belamı versindir. ben ne bokuma gidip adama doğum günümü söyleyip kutlmasını bekliyorum ki. tabi ağlarım ölüm la bu. 11 yaşındaki bi çocuk bunu niye düşünsün ki. evet dostlar ben 13. yaş günümü böyle geçirdim.
çıkmayan tüylerini çıkarmak için orasına burasına jilet sürer. artistlenip ben büyüdüm artık mavallarında bulunur. kızsa kaşlarını alıp saçlarını boyamak erkekse kulak deldirip saç uzatmak gibi şeyler ister. hey gidinin gençliği, bir de durup mantıklı açıklama yapmaya kalkışır her şeye. ergenliğe yeni giren çocuksa işte çok çekilmezdir işin boyutu. seni versinler ellere beni vursunlar.
büyük ihtimalle büyümüştür. bizim yaşımızda falandır yani. acılarla, gerçeklerle yüzleşmiştir azıcık. yoksa gerçekten bir çocuğun bütün bu kavramların farkına varıp "ben büyümek istemiyorum" diyebilme idaresini göstermesi çok zor. çünkü çocuk olmak çok kebap bir şey. hiçbir şeyi sallamıyorsun, tek derdin ütüldüğün bilyelerin ya da barbie bebeğin kaybolan mavi ayakkabısı olabiliyor. bir de ara sıra okula gidiyorsun işte, o kadar.
ne diyorum ben ya? bunlar bizim çocukluğumuzda olan şeylerdi... şimdiki çocuklar gerçekten mutsuz olabilir. eğer ingilizceleri varsa, bu şarkı onlara geliyor: http://fizy.com/#s/19s0es