Artık ikimizin de kapılarını ayrı dünyalara açmasının zamanı geldi!
perdeleri bir mutluluğa açıp tekrardan hüzüne kapatmak saçmalamanın en üst noktaya ulaştığını gösteriyor bu günden sonra, dönüşü olmayan bir yola düştüm, tozu toprağı yutarak, çamura bata çıka..
odamın ortasından dışarıya bakan pencereme yürüdüm her şey biraz daha bulanıklaşmış ve ben kapattığım penceremi açıyorum soğuk hava içeri girdikçe ben üşüyorum ben üşüdükçe aklıma geliyorsun ve ben bu gün biraz daha soğuyorum senden...
en sonunda gerçekleri görebilen insanın dile getirdiği hislerdir. yakın insana ısınılır, yakın insanlar yabancı tutulmaz. ruhuyla uzak insan hep yabancıdır. yanınızdayken bile yalnızsınızdır. soğursunuz. sizi iten, sevmeyen, aradaki aşılmaz mesafeye mesafe katansa eğer sonunda gerçekleşen hislerdir. binlerce kilometre uzakta bile olsa yakın olmayı becerebilenler varken, ruhsal uzaklığın telafisi asla yoktur. burnunuzun dibinde olsa da. buz gibi olmamanız, soğumamanız imkansızdır.
farkında olmadan uzaklaşıyorum... yaşattığın hayalkırıklığının acısını ne silecek bilmiyorum. böyle çaresiz kalmak yakışmadı hissettiklerime. inandığım şeylerden,varolduğuna inandığım şeyden vazgeçtim bugün sırf bu yüzden. öyle bi çare, öyle rahatsız, öyle huzursuz, öyle 'hiç' gibi kaldım ki... sayende.
uzaklaşmanınve kabuğun içine gömülmenin zamanı şimdi.
ellerim üşüyor... buz gibiler.
demek ki artık, soğudum senden.