ben bu şiiri sana yazdım

entry106 galeri3 video2
    101.
  1. gözlerim dilim dilim keser seni
    iklimsiz dudaklarım doğrar ellerini
    gözbebeklerinin kasabıyım, biraz zehrin
    üstümde dolaşır ayrılığın paslı neşteri
    oklarım hançerlerim, sürgülerim
    kızıla boyanırsa o da bir tek kalbin...
    6 ...
  2. 102.
  3. -etezyen-
    iç geçirerek düşünüyordum seni
    "üşüdüm" deyip sarınıyordun hırkasına.
    1 ...
  4. 103.
  5. 104.
  6. Bu şiir sana yazılmıştır
    Seninle uzayan karanlık yolların
    inceden inceye ayfınlanmasına yazılmıştır
    Söyle bana neden yalnız kelimelerin
    Hangi yaraları sararken yoruldu ellerin
    Başın çoğu zaman öne düşer gördüğüm
    Hangi gün böyle büklüm büklüm oldun
    Hangi gün böyle kördüğüm
    Ben seni bildim bileli yok çözdüğüm.
    0 ...
  7. 105.
  8. sana sarılmak bütün yaralarıma ilaç sanki
    omzunda uyumak en büyük huzur
    ellerini tutmak dünyanın en değerli hazinesini avuçlarımda taşımak gibi
    gözlerine bakmak evrendeki bütün yıldızlara aynı anda görmek
    seni sevmek çölde su
    seni sevmek bütün dünyaya kafa tutmak belki
    seni sevmek, seni sevmek işte ölesiye...

    edit: şiir değil de daha çok iç dökülmesi diyelim.
    2 ...
  9. 106.
  10. seninle hiç istanbulda olamadık
    göremedi istanbul ikimizi

    ne emirgânda bir semaver tüketebildik
    ne aşîyanda hüzün
    bir tepeden seyretmek için bu güzelim kenti
    ne çamlıca kısmet oldu ne piyer loti
    hiç bir vapur taşımadı bizi marmarada
    bir güvertede seni
    liseli aşıklar gibi dakikalarca öpemedim
    ellerini avuçlarımda tutup da içimi dökemedim

    şöyle bir elimi atıp da omzuna
    kolun belimde
    yürüyemedim seninle beyoğlunda
    bir sinema ya da tiyatro koltuğunda
    parmak uçlarıma değmedi dudakların
    pasajda arjantinleri çekip
    nevizadede bir iki tek atamadık
    doyulmaz uykulara bir türlü yatamadık

    seninle hiç istanbulda olamadık
    duyamadı istanbul sesimizi

    sahaflarda yorulup da kitaplara bakmaktan
    çınaraltında mola veremedik
    karışıp çılgın kalabalığına kapalı çarşının
    tadına varamadık bir öğlen rakısının
    ya da sultanahmette bir müzeyi gezip
    dostlara uğrayamadık
    gülhaneden uzanıp sarayburnuna
    intiharı düşünemedik enine boyuna
    ne lâleliden geçebildik sevgilim
    ne kendimizden
    bir çalgılı kumkapı meyhanesinde
    ağlayamadım doyasıya sımsıcak göğsünde
    eski istanbulda gezdiremedim seni
    yemişte, asmaaltında
    ne kaldırımlarımı gördün ne çayhanelerimi
    ne çocukluğumu bildin ne gençliğimi

    seninle hiç istanbulda olamadık
    saramadı istanbul hiç bizi

    çılgınlar gibi dolanamadık otobüslerle
    trenlere binemedik
    bırak bütününü bu koca kentin
    sadece bir tek semtin
    içinde bile olamadık
    istanbul hiç doymadı bize bir tanem
    biz de ona doyamadık

    Vedat didari
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük