ben bu yazıyı öğretmenime yazdım

entry61 galeri1
    26.
  1. Ortaokuldaydım, her şey yeniydi benim için. Okulum, arkadaşlarım, öğretmenlerim. Sizinle ilk dersimizi hatırlıyorum bunca yıl sonra bile. Bir gülümsemeyle çağırıyorum koşarak geliyor anılarım. Sınıfa ilk girişiniz... Kısa boylu, ne çok zayıf ne çok kilolu, sarı kısa saçlarınız, iri boncuklu kolyeniz, yeşil yeleğiniz... Gözlerinizin içinden görülmesine izin verdiğiniz tertemiz kalbinizle, henüz tanımasanız da güvendiğinizi hissettirdiğiniz o tatlı sesinizle "Merhaba arkadaşlar!" dediniz o günü dün gibi hatırlıyorum hala.
    Çok uzun sürmemişti aramıza karışmanız, en iyi öğrenimiz olmanız. Hepimizle tek tek ilgilenirdiniz, Konusu ne olursa olsun can kulağıyla dinlerdiniz. Kimseye kızdığınızı hatırlamıyorum, siz hep gülerdiniz, yüzünüz asılsa bile gözlerinizin içi yine de gülerdi. Özel durumlarımız da dahil her şeyimizi bilirdiniz. Birinin başı sıkışsa önce size gelirdi.
    Ne güzeldi sizinle günler, sınıfın canı ders yapmak istemediğinde ara verirdiniz ve bizimle sohbet ederdiniz. Şarkılar, türküler, fıkralar, anlattığınız güzel hikayeler... "Size taş atana siz ekmek atın" öğüdünüzü verilmiş bir söz gibi tutmaya çalışıyorum.
    Bir gün okuldan ayrılacağınız haberi, okul koridorlarına sis gibi çökmüştü. inanamamıştık gideceğinize, "Bizi nasıl bırakır?" diye küsmüştük çocuk aklımızla, oysa sizin kalbiniz daha milyonlarca çocuğa yetebilirdi ve biz sizi kimseyle paylaşamayacak kadar bencildik. "Neden gidiyorsunuz, gitmeyin." demek için okul çıkışı evinize gelmiştim. Öğrenciniz gibi değil ablam gibi avutmuştunuz beni. "Yalnızlıktan yoruldum. Senelerdir ailemden ayrıyım, yaşlandım, ailemle birlikte olmak istiyorum."demiştiniz. "35 yaşında bir insan nasıl yaşlanır?" diye hayretle sormuştum. "Yalnızlık insanı büyütüyor" demiştiniz.
    Ertesi sabah okulda herkesle vedalaştınız. Biz de okulun çıkışında erkekler kravatlarını kızlar kurdelelerini birleştirip önünüzde durmuştuk. Gözlerinizden damlayan pırıl pırıl yaşlarla kurdelenin birini çözüp geçerek uzaklaştığınızda, gözyaşlarımızla ardınızdan bakakalmıştık.
    Hiç geçmeyecekmiş gibi zor olan o günden yıllar sonra size telefonla ulaştığımda aynı sıcaklığı hissetmek çok, çok güzeldi. Bağlarımızı ne kadar koparmamaya çalışmışsam da olmamıştı bir türlü. Yalnızlığın çekilemeyecek kadar zor olduğunu, sizi artık anlayabildiğimi ve günden kalma suskun kırgınlığımın kendi kendini tedavi ettiğini, size hiçbir zaman söylemedim.
    Msn, Facebook gibi tüm bilgilerimizi paylaştığımızda sık sık görüşemesek de, her açtığımda, çevrimdışı olsanız da, isminizi orda görmek beni hep mutlu etti.
    Bir gün Facebook sayfanızda bir yazı gördüm. Binlerce öğrencinizden hiç tanımadığım birisi "Nur içinde yatsın" diyordu. Olmadı bu, inanmadı gözlerim, gözümün gördüğü en kötü haberdi, benim dilim size öldü diyemez. Siz şu anda Anadolu' nun herhangi bir coğrafyasında herhangi bir sınıfta, biraz Türkçe, çokça Hayat Bilgisi anlatıyor olmalısınız.
    1 ...
  2. 25.
  3. seni hiç sevmezdim sevgili öğretmenim.
    1 ...
  4. 24.
  5. hani bir arkadasimi yalan soyluyor diye kalorifere baglamistin ya, bir ise yaramadi hocam. hala pustun teki.
    1 ...
  6. 23.
  7. bana senin konuşma yanlışını düzelttiğim için sağlam bir dayak attın ama hala lafımın arkasındayım. onun adı gapı değil kapı ve galem diye bir şey yok kalem diye bir şey var.
    1 ...
  8. 22.
  9. ilk tokadımı yedim ellerinizden. zaten hayatımda yediğim 2 tokattan ilkiydi. böyle bi giriş yaparak yanlış anlaşılsın istemem gittiğinde ağlamıştım, çok seviyordum. çok da sevilirdim. ben ilkokulda öğretmenlerin bizi evladı gibi sevdiğine inanmıştım sayesinde. gittiğinden beri hiç aradım mı? hayır. ben kimseye karşı o kadar vefalı olamadım zaten.
    0 ...
  10. 21.
  11. öğretmenlikten nasibini alamamış sevgili bayan;

    uzun süre okuldan soğumama sebebiyet verdiğiniz için size teşekkürlerimi bir borç bilirim. ama annemin yakasını artık bırakmanızı talep ediyorum. yüksek lisans öğrencisi olduğum halde hala annem sizin pençelerinizden kendini kurtaramadı bu iyi kalpli zavallı kadını daha ne kadar kullanmayı planlıyorsunuz acaba?

    gayet başarılı bir öğrenci olduğum halde sınıfın ortasında sürekli bana bağırıp çağırmanız, sürekli beni azarlamanız sürekli bana kötü davranmanızı affedebilirim. yıllar sonra büyüyüp eğitim fakültesinde okuyup mezun olup sizinle aynı meslekte olmaktan üzüntü duyduğum halde bunu görmemezlikten gelebilirim. hayatım boyunca en nefret ettiğim insalar sıralamasında ilk 5'e girmenize göz yumabilirim. ama annemi kullanmanıza göz yumamam, ilkokuldayken her sabah sizin için pastaneden simit almasını istemenize, sizi sabahları iki adımlık evinizden alıp onun yanında bana iyi davranıp sınıfta bağırıp çağırmanıza, yıllar sonra bile torununuzun sünnet düğününe çağırıp onu gördüğünüzde hoşgeldin demek yerine ne var ne oldu demenize göz yumamam.

    annemi küçümsemeniz için hiç bir sebep yok. hükümetin salakça politikaları sayesinde eğitim fakültesi mezunu olmadığınız halde öğretmen olmuşssunuz. benim annem hemşire hem de üniversite mezunu. bu kadın her yönüyle her zaman sizden üstündü. ama ne yazık ki fazla iyi kalpli. sizi arkadaşı gibi sevmiş hep, hala size yardım etmesi gerektiğini düşünüyor ısrarla.

    ama annemi bir kere daha üzdüğünüzü duyarsam gerçekten ne yapacağımı ben bile tahmin edemem o zaman!
    0 ...
  12. 20.
  13. eh be hocam beni çok severdin biliyorum, ben de seni severdim.
    fakat ne olurdu biraz daha disiplinli olabilseydin? ne olurdu sanki boş verdiğim kağıtlara sürekli yüksek not vermesiydin?
    ne olurdu sanki ödevimi yapmadığımda azarlasaydın?
    o zamanlar küçüktüm umursamıyordum, hatta işime bile geliyordu kabul ama yine de sen koca adamdın düşünemedin mi bu çocuk hiç bişey bilmeden ilk okulu bitirirse sonra zorlanır diye düşünemedin mi?
    aklım başıma gelince ben hızlı koşmaya başlasam da 1-0 yenik başladım hep koşuya.
    neyse sen yine iyi ol, sağ ol severdim seni.
    0 ...
  14. 19.
  15. 4 sınıf değiştirdiğim için destan gibi olacak yazılar.
    0 ...
  16. 18.
  17. perkusyona ve kompozisyona olan yeteneğimi sen keşfettin ama ben üstüne düşmedim. şimdi sıradan bir insanım öğretmenim.
    sıralara vurarak ritm tuttuğum için beni hep tek ayak üstünde bekletirdin.
    psikopatça bize dalıp, dayak atma görevini icra ederken, dişlerini gıcırdata gıcırdata; duruceksinn layynn diye bağırman yok mu? ah seni seni.
    bide ders anlatırken elini cebine sokup çaktırmadan dalgayı karıştırman, aklıma geldikçe hala gülerim.
    şimdi düşünüyorumda bizim karşımıza geçip, anlattığın hikayeler, ilk okul seviyesindeki çocuklar muhattap alınarak anlatılacak şeyler değildi. bize askerlik arkadaşın gibi davranmışsın be öğretmenim.
    beden dersindeyken kızın gelmişti seni ziyarete, bizleri görünce bende iki öğretmenlik yapayım moduna girmiş ve spor hareketleri göstermeye başlamıştı, baba öyle değil böyle, yok böyle değil şöyle derken pattt diye osmanlıyı yapıştırmıştın. manyak mıydın be öğretmenim niye vurdunki kızına.
    ama herşeye rağmen iyi öğreticiydin. şimdi nerdesin bilmiyorum ama öldüysen Allah rahmet eylesin, hayattaysan Allah yolunu açık etsin öğretmenim.
    0 ...
  18. 17.
  19. cumaya gitmedim diye dersten bırakışını hiç unutmadım, karşıma bir daha çıkmazsın umarım.
    0 ...
  20. 16.
  21. taciz haberleriyle gazetelere manşet olmuş pis sapık.
    0 ...
  22. 16.
  23. herkes parmak kaldırırken neden hep parmak kaldırmayan beni kaldırırdınız hocam. zorunuz neydi benimle.
    0 ...
  24. 15.
  25. sevgili behçetçiğim, senin eserin olan fen dersimin vahimliğinden konuşmak istemiyorum. sen ki tüm öğrencilere fen dersini haram kıldın. o yüzden tüm sınıf fen dersi kitabının altında kitap okuyordu,dergi okuyordu,mesajlaşıyordu. ama senin haberin yoktu tabii. çünkü sen o zaman yalan yanlış bilgileri anlatmakla meşguldün. ya da erzurum' da yaptığın dağcılık anılarını ya da koşu yarışlarını filan anlatıyordun. bize de beceriksizin, akılsızın tekisiniz diye nutuk çekiyordun. işte insanın mesleki yönden yarası olunca ancak böyle nutuk çekmeyi bilir, aptal adam.
    0 ...
  26. 14.
  27. daha 2. sınıfa giderken kafama kafama cetvelle vururdun bide özel okuldu amk. hep küfrederdim sana hoca. inşallah senide biri döver derdim sora evlendi dualarım kabul oldu ardını dövdürdü ayşe hoca.

    (bkz: ardını dövdürmek)
    0 ...
  28. 13.
  29. haksız yere bütün sınıfın ortasında tokat atmıştın..hiç unutmam çünkü hayatımda yediğim tek tokattı..bir kız olarak bütün sınıfın ortasında şaplağı suratına yemek çok inciticiydi ne kadar 10 yaşında olmuş olsamda tabi zamanında sesimizi çıkartamazdık..bu yüzden nefret etmiştim senden..o tokatın tek sebebi de çıkış saatine 5 dk kaldığı için çantamı sırtlayıp kapıya sıraya geçmekti..5 dk yaa..sonra özür dilemişti ama.. ** *
    0 ...
  30. 12.
  31. o kadar çekilmez bir beden eğitimi dersi yapardın ki ''çocuklar bu hafta beden eğitimi yerine türkçe yapıyoruz'' dediğinde mutlu olurduk.
    1 ...
  32. 11.
  33. sayende matematikten nefret ediyorum.
    0 ...
  34. 10.
  35. senden hiçbir şey öğrenmedim. tek yaptığın şey "sosyal bilgiler kitabınızın 72. sayfasını açıp 3, 4 ve 5inci paragrafları defterinize yazın." demekti. okuma yazma ve 2 işlemi okula başlamadan biliyordum zaten.

    edit: aslında eldeli toplama işlemini öğrettin, düşününce şimdi...
    0 ...
  36. 9.
  37. seni hiç sevmedim, paragöz şerefsizin tekisin.
    1 ...
  38. 8.
  39. 7.
  40. ilk okul hayatım boyunca neredeyse toplam 9 öğretmen değişmiş olmam sebebiyle bir değil çok fazla öğretmenim oldu. insan doğuda hele de bir olağanüstü hal bölgesin de yaşıyorsa bu muhtemel durumlardan biridir. öğretmen doğuya atanır biraz kalıp zorunlu görev yapar, sonra orayı terk etmek pahasına gerekirse anlaşmalı evlilik yapar eş tayininden gider. dönem ortasında bizi bırakıp gittikleri ve düzenimizi bozdukları için hep onlardan nefret ettim. her dönem öğretmen değişmesi çok gıcık bir durum. tam alışıyosun falan derken pat diye gidiyor. sonra yine bize hüsran hüsran hüsran..
    arkasında ağlayıp zırlayan onlarca öğrenci..

    ben bu yazıyı ;ilkokul öğretmenlerime yazdım
    0 ...
  41. 6.
  42. 5.
  43. herkesin hayatından geldi geçti onlar. ilkokul öğretmenimizin gözlerini izlerdik ne dediğini anlamak için. bazan o kadar kızgın olurdu ki, bakmaktan ürperirdik.
    bunlar ayrı.
    sevdiklerimiz sevmediklerimiz oldu, hepsi sütten çıkma ak kaşık değildi şüphesiz, ama biri vardı ki benim için özeldi.
    o bana mesleğim olan alanı sevdirdi, disiplinsiz eğitimin çok da mümkün olamıyacağını öğretti. hem sevgi dolu olup, hem saygı uyandırmayı bildi.
    en önemli şey adil olmak derdi, adil olmak işte herşeyin püf noktası bu.
    kendisini saygıyla selamlıyorum yaşıyorsa ve onun şahsında tüm güzel insanları.
    1 ...
  44. 4.
  45. okula başladığım ilk gün diğerlerinden farklı bir konumdaydım.gözlerim yaşlıydı ve arkadaşlarım olucak insanlara öğretmen masasından bakıyordum.saliha öğretmen bana o koltuğa oturmak için öğrencilik rütbemin yetmediğini anlatıyordu.ortaokul,lise,üniversite,mastır vs vs...

    o günlerde bana çok şey öğreteceğinden şüpheliydim.elimi tuttun beni layık olduğum yere oturttun.günler geçti yeri geldi kafama vura vura 3 ile 5 i çarpmayı öğrettin,yeri geldi kızım dedin saçlarımı okşadın,yeri geldi kopya çektim yakaladın ama hep affettin sen beni.

    mezun oluyorduk o gün.sen yanına çağırdın elime bir diploma verdin ve sıkı sıkıya sarıldın annem gibi.sıcaklığın hala yüreğimde saklı saliha öğretmenim.

    ben büyüdüm koca kız oldum bir gün geldim yanına seni ziyarete baktım bir yüzüne.sonra kollarına aldın beni gerçek bir evladın gibi sarıldın bana dakikalarca ağladım,kaybettiklerim geldi o an aklıma,yanındayken değerini bilemediklerim ...ilk başladığım gün gibi seninle hayata yine ağladım küçük bir kız çocuğu gibi.dakikalarca hıçkıra hıçkıra...

    kimse senin gibi olamadı,sen savaştın beni adam etmek için;diğerleriyse senden adam olmaz dedi her attığım adımda.çok özledim seni kimse değil senin gibi...

    ve artık hep diyorum ki keşke daha çok vursaydın belki adam olurdum saliha öğretmenim.belki senin gibi olurdum,belki iyi bir insan olurdum.
    1 ...
  46. 3.
  47. lan ne adamdın be,
    sıra dayağından geçirirdin sınıfı, arada beni de döverdin,
    sınıfında ilk benim elmam asılacak diye okumaya başladığımı kabullenmemiştin,
    resim defterimi getirmedim diye sanki uyuşturucu alıyormuşum gibi benimle bir hafta konuşmadın,
    soyadının azizliği, ters çevirince "keriz" oluyordu, onu bulan ilk kişi ben değildim, inan bana.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük