olmaz diye bir şey yok,
ki artık hiçbir şey yok!
olacaktır!
her şey olabilir bundan sonra;
fark etmez... kırmızıdan bir ben çıkar,
ekmekten sen.
yolda insanlara takılır düşeriz.
gözümde büyüttüğüm suçlu değilsin.. değilsin, olmayacaksın.
hiçbir şeyim değilsin...
eline tutuşturmayacak kimse elimi.
elin kopsun diyeceğim değilsin,
sen değilsin.
lanetli bile değilsin ee, kahretsin..
bazı insanlar yapar, utanmak ise bize düşer.
Bu dünyada olan olaylardan dolayı; yapılanlardan, insanın insana yaptığından dolayı birilerinin utanması gerekmektedir ve bunu hep yapmayanlar üstlenir.
Birilerinin utanması gerekliliğini utanmaması gerekenler utanarak giderir.
allah kahretsin bu sorumluluk duygusunu ve böyle düşünen beyni.nefret ediyorum bu histen.baskı altında hissetmekten,hep bir şeyler yapmak zorunda olmaktan,insanların benden sürekli bir şeyler istemesinden,bana güvenmelerinden,inanmalarından nefret ediyorum.Aptallaşmak ve umursanmamak,kimsenin aklına gelmemek ve kimsenin bir şey ummadığı insan olmak,artık sadece bunu istiyorum..
neden hep imkansızı istersin ki?
ama itiraf etmeliyim ki; imkansızı hiç bu kadar çok istememiştim..
biri, insanlara herşeyin güzellik -yüz, fizik, her ne haltsa işte- olmadığını anlatmalı.! **
hiç görmediğim şehirlerden geçiyorum...ayrılık yazıyor mola verilen her bekleme salonunda ve ben köhne bir çay bahçesinin tahtadan derme sandalyesinde,
elimde kalemim, önümde kağıdım, dumanı üstünde çayım, küllükteki sigaramla,
uzun bir anı yazıyorum aslı olmayan.
keşkeler geliyor aklıma...
kolumdaki saate bakıyorum miadı dolmuş vaktin ve de keşkelerin anlıyorum ama yine de yaşanmasaydı diyemiyorum aslında hiç yaşanmaması gerekenlere.
bir anons,şu turizmin, şu şehre giden yolcuları otobüsünüz kalmak üzeridir... sebepsiz değildir desem de düne ait olanlara çoğu sebepsiz aslında.
şimdi şurada veya burada olmak vardı derken,
hiç yaşamadığım bir yeri tasvir ediyorum, belki hiç sevmeyeceğim bir yokluğa hayran kalıyorum.
geçtiğim onca yol çakıllı veya asfalt, sadece bir yol başkada bir anlam içermiyor.