Otobüste hatunun biri erkeklere sessiz olun biraz insan olun dalarım size dedi. Çocuklar çok konuşuyordu. Sanki kendisi iyi bi halt yapiyordu. telefonla konuşuyordu. Kızın bütün özel hayatını bilmeli miyim? Ama diyemedim.
Ilk var olanın mükemmelliği benim mükemmelliğimden ne kadar fazla ise, benim ilk varolanı düşündüğüm zaman duyduğum zevk kendi özümü düşündüğüm zaman duyduğum zevkten o kadar fazladır. Ilk varolanı düşünüp zevk alamayan kendi özünü de düşününce zevk almaz.
O an Ankara’nın tam 11 noktasına yıldırım düşmüş olmalıydı. Şimşekler çakıyor ve gök gürüldüyordu. Şiddetli esen rüzgar şemsiyeyi Kleopatra’nın küçük, güzel ellerinin arasından uçurmuştu. Şemsiyenin uçmasıyla birlikte aynı yağmurda ıslanıyorduk.
Otobüste telefonla konuşamam.
Sanki herkes dinleyecekmiş gibi, tamam 10 dkya geliyorum eve desem 10 dk sonra biri de benle inip eve takip edecekmiş gibi.
aramayın beni otobüsteyken, açmam, açamam.
Ve bir gün daha başladı bir gün daha bitti. Anlamsız bir bitiş için halbuki anlamlı bir başlangıç yapmıştım. Zira ne başlangıç beni sever ne de bitiş. Ben ortacıyım orta. Kendimi orta direk gibi hissediyorum.
Ben sinirlendigimde giderim mesela... Disardaysak netarafa nereye yuruyorum bilmeden yururum, ayni evdeysek obur odaya gider kapiyi kitlerim .ama donuslerim pek tatli olur. Hep guzel donerim.
taştan bir fil. sırtında kekikler. pis bir fare kekikleri koparıyor. kekikler kopan yerlerinden üçer beşer çoğalıyor. yağmur yağıyor kekikler daha çok. yılanlar çiyanlar nerde? her yanı kekik kapladı. yılanlar nerde? taştan fil toprak oldu çamur oldu fare ne yapıyor?
birisi hayatını Değiştirdi bu yılki üniversite sınavında hem de öyle bir değiştirmek ki mutluluktan ağlayabilirim her an. az önce bana da mesaj atmış desteğim için teşekkür etmiş. cancağızım benim adamsın lan.
24 yaşındayım ve daha çok küçük olduğunu her yıl biraz daha büyüdükçe fark edenlerdenim. Beni kim nasıl tanıdı ne kadar tanıdı ne kadar içine aldı artık bilmek istemiyorum kendimi ispat çabam da kalmadı hiçbir kişiye ya da kuruma. Hayaller hep vardı ama huzura engel olacaksa onlardan da vazgeçmeyi öğrendim. Bir daha gecemem dediğim sokaklardan gectim Kadıköy'de aynı yerde ikinci kez gogsume bıçak yedim.olmaz dediğim ne varsa oldu olacak da. Hiçbir şey için kesin konuşmamayi ve kendimi yaradana teslim etmeyi öğrendim. Her kalp bir karakutu içinde ne var yalnız Allah bilir karakutumu açabilsinler diye ugrasmaktan vazgeçtim. Bakalım 28 yaşında neler öğrenmiş olacağım. Hayat güzel hava mis sahile yürüyüşe gidelim hadi!
Kendimi görünmez ilan ettim.
Neredeyse 2 haftadır temiz havayı ya camdan ya balkondan alıyorum.
Uyku düzenim sabah 9 akşam 5 arası.
Odamdan neredeyse zaruriyet harici çıkmıyorum.
Yatağımı giysilerimi kitaplarımı toplamıyorum. Ve bu durum beni hiç rahatsız etmiyor.
en önemlisi bunları yapmak için hiç nedenim yok depresyonda değilim. insanlara küs değilim. Hayvanları çiçekleri böcekleri seviyorum. hala denizi görünce derin bi nefes alıyorum.
Ben benim ama bi yerlerde bi yanlışlık var.
Bu yazıyı da yazacak başlık bulamadığım için yazdım zaten.