geçen arkadaşıma dert yanıyordum. kendi yaşantım ile ilgili olarak.
bir ara işid e katılıcam lan dedim.
sustu yüzüme baktı...
ve gülmeye başladı.
ne oldu dedim.
oğlum sende sakal yok ki almazlar seni diyince bende kahkaha attım.
o kadar yalnızlığın üstüne birde sakal fakiriyim.
ne ise bıyıkla devam...
benim önemli diye yazdıklarımı bile kimse okumazken öylesine yazdıklarım herhalde hiç yazılmamış kabul edilir şu hayatta. hayatıma giren insanlar beni tanıdıkça geri gitmeleri zaten başlı başına bu dünyada bir bok başaramayacağımın bi kanıtı olabilir.**
Kahkahalarımın yankıları bitmeden Ağlıyorum. Sahtelikten dem vururken neden sahte gülücükler biriktiriyorum? Cevapsızlık zor, anlamsızlık daha zor.
Gülümse, ölüyorum ya da onun gibi bir şey.
Bilmem kaç yaşına gelip , meslek sahibi olup, etek boyuna ne giyeceğini kendisi bilmeyip sevgilisinin kafasını kullanan sözde akıllılara acıyorum. Biz daha bunlarla uğraşırken bekle gelişiriz.
Birbirimizi kaybetmekten korkar olduk.
Benden ya vazgeçerse diye diken üstünde yaşar olduk.
Nasıl bu hale geldik.
içimizdeki korku,endişe,şüpheden birbirimizi yaşayamıyoruz.
Sırf kaybetme korkusundan tanımak istemediğim kişiler var.olucakta
insanlar acımasız!.. sevdirip sevdirip defolup gidiyorlar
kimsenin kimseye tahammülü kalmamış
Attığın her adımın arkasında duramayacaksan hiç gelmiceksin
neden gelip gelip gidiyorsunuz!
Manyak mısınız anlamıyorum
hoş mu yani!?.
bu sabah telefonuma bir mesaj geldi aynen aktarıyorum ''aşkım günaydın ya seni çok seviyorum gece uyumuşum bende anlamadım'' bir anda böyle bir mesaj görünce şaşkınlıktan kimin yolladığınada bakmadım bir kaç saniye sonra erkek kardeşimden geldiğini anladım sevgilisine yazarken bana yazmış safım. içim bir hoş oldu ya kısa süreliğinede olsa bir anlığına ne güzel heyecanlandım unutmuşum ben bu hisleri.*
öyle çok bunaldım ki, anlatmamak için kaçıyorum kendimden. kendimden ne kadar kaçıyorum orası muamma ama elimden geldiğince kapıyorum kendimi anlatmaya. ne dinlemek istiyorum ne konuşmak.