"ben bu çağdan bir kere de şerefimle" geçemeyeceğim galiba. söylediğimden, sustuğumdan, kendimden memnun olamıyorum, eksik kalıyorum, yetişemiyorum. kim benden memnun olabilir ? babam nasıl memnun olabilir ?
unutursam tekrar bilmek istediğim bir tek şiirler var, onlar da benden ayrı yazılmışlar.
Bir insan düşünün ki hayatını adamayı düşünürken bir anda başladığın noktada bırakıyor seni. Ne olduğunu bile anlamıyosun. Sorsan böyle olması gerekiyodu kader falan deniyor. Bu işin fıtratında var heralde bu.
ilk günlere doğru şöyle bi gidiyosun önce. Düşünüyosun. O gün ile şimdiyi kıyaslayıp çıkarımlar yapıyosun. Hem de kimsenin farkında olmadığı umursamadığı anlatamadığın çıkarımlar. Saçma salak düşünceler şimdi gereksiz olduğunu anladığın kıskançlıklar, sinir bozulmaları vs.
Oysa ki ilk zamanlarda neydi dimi? O heyecan o kalp çarpıntısı, yürek yeşermeleri falan. Değişik tabi ilk zamanlar. Arayıp sormalardan tut da kıskanıp özlemelere kadar varan herşey. Akıl vermeler, şart koşmalar, hele o yakınlık yok mu ah! Sanki yanındaymış gibi. Yüzünü çevirsen yanında yatıyomuş, nefesini teninde hissediyoemuş gibi. Ulan ne heyecan! Uyanır uyanmaz ilk yaptığın şey acaba ne demiş? Hey allahım! Sahiplen hatta yasakla, o derece.. hal böyleyken yürekte yeşeren o acaip duygu. Zaten kıskançsın biraz kafasını çevirse hemen sitemler kaprisler vs. Ama hissiyat müthiş.. unutmuşsun çünkü o duyguyu. Ne lanet bişey biranda sarıyor işte bir virüs gibi. Tedavisi de anasını satayım baya zaman alıyor. Ne melem bişey ne tuhaf bi hissiyat. Ama işte var ya, orda ya biliyosun sen de onun orada olduğunu, varlığı senin için bi anlam artık, değeri vermişsin incitme yok, e biraz da sahiplenince senin oldu zannediyosun. Salaksın!
Sonra işte bişey oluyor sankidün pazar değil de yarınmış gibi. Tersine dönüyor biranda anlatabildim mi? Sanki o dün hiç yaşanmamış. Olmamış öyle bişey. Sen de yokmuşsun zaten. Öyle bi hissiyat öyle bir durum işte. Arada saçmalamaların olmuştur elbet. Onlar ona bahane hep. Neden diye kendine soruyosun sonra. Ona soramazsın ne haddine. Bok sürdürür müsün kendine? Sürdürmezsin. Gururlusun bak boşverebiliyorumcusun kafana göre. Halbuki sefilin tekisin. Acizsin. Yoksun bile hesap et. Sen neden böyle diye kafanı patlatırken o çoktan yol almıştır bile. Bana neden bi başkasına davrandığı gibi davranmıyor? Benim ne wksiğim var? Böyle mi olacaktı diye kafan çatlarken ohoo atı almış üsküdarda turlamış üzerine bi de mevsimine göre meyvesini yemiştir.
Hiç düşündünüz mü acaba merak ediyorum. Beklediğinin sen beklerken sana bakmamasının ne demek olduğunu? Valla bunu çok merak ediyorum. Düşünen var mıdır acaba?
Yani ne bilim neden böyle hakketten? Bak yine aynı soru.
En kötüsü de düşünmicem artık dediğin anda bu hissiyat daha fazla yükleniyor yüreğine. Düşünme ulan başka şeylere yönel. Bir iki lineer program yaz mesela. Nerdee amk programa adıyla başlıyosun. " kıymetlenen ama oralı olmayan onun adıyla". Geri zekalı seni!
Bir mısrayı haketmiyor muyum sorusu aptal aptal beynininde dolaşırken kalpten gelen sinyalle irkiliyosun. "Lan olum acıyorum bişeyler yap" beyin durur mu yapıştırıyor cevabı "geçer lan az sık dişini"
. Kalp yine "siktin lan hayatımı sana uyup yola çıkanda kabahat". Beyin; "deme lan öyle."
Hadi ikiniz de siktirin gidin buradan. Giden gitmiş zaten. Siz neyin peşindesiniz?
Daha da açmam konuyu. Konuya vakıf olanlar istifasını sundu biraz önce. Kalp beyne beyin kalbe küfrederek uzaklaştılar.
Geriye yangın yerine dönmüş sik kafalı bir japon askeri.
Siktir git dön işinin başına.
Sana bundan sonra patlıyacak olan içinde patlamış zaten.
Araba lastiğinde uyuya kalmış kedi gibiyim, bir fark edenim yok ve birazdan öleceğim. Banka reklamlarında oynayan imam gibiyim, doğruyu savunup yanlışa teşvik ediyorum. Çamaşır makinasında unutulan tek çorabın diğer teki gibiyim, bir yarısını yolda bırakmış tek başına da işe yaramaz. Anlat da biz de gülelim diyen öğretmen gibiyim, sinirden ne dediğinin farkında olmayan. Düdüklü tencere gibiyim, zararsız ama patlamaya hazır. Gülhane Parkında ki ceviz ağacı gibiyim
--spoiler--
Bavulları hep toplu durmalı insanın. Bir gün telefonların hiç çalmayabileceği hesaplanmalı... Tül perde arkasından misafir yolu gözlemekten vazgeçmeli.ihanetlere, terkedilmelere, bir başına bırakılmalara hazırlıklı olmalı. Yalnızlığa alışmalı... Çünkü omuz omuza günlerin vakti geçti...
--spoiler--
kendimi çok yalnız hissediyorum sözlük. Her şey kötüye gidiyor. Ailemle aram bozuk , sınavlar desen ders çalışma isteğim kalmadı , omzunda ağlayabileceğim bir arkadaşım yok ve bir sevgilim yok. Antidepresanlara tekrar dönmek istemiyorum. çok sersemletiyor sürekli uyuyorum. Kolumu kaldırmaya halim olmuyor. Psikiyatri ye gitsem yine ilaç verecek birkaç tane. Hayatım daha da kötüye gidecek. Ne yapacağımı bilmiyorum.
buğulu sesler. tiz resimler. kafanın içi. gereksizce üzülmek dediğiniz şey. gerekli olan. rüyanıza kadar inen. nefesinize işleyen. sizi puslu dünyalara sürükleyen. havasız bir ortamı yaşanabilir kılan bir madde. müziğin içinde yürümek. koştuğun anlara say. gökyüzünde bir el hem de karanlık avuç içi. kablolar arasında sızarak,süzülerek. kaçtığın yerler. beyin travması.
yine geldim sokak lambası. ne dersin, güzel günler görecek miyiz? bir gün senin ışığın altında sigaramı dertten değil de mutluluktan yakabilecek miyim?