ben bu yazıyı öylesine yazdım

entry2642 galeri30
    325.
  1. içimdeki duygu, siktir olup gitsene sen. yerli yersiz ortaya çıkıyosun dostum afedersin ama senin ben ağzını yüzünü...
    0 ...
  2. 326.
  3. ben de bu yazıyı öylesine yazıyorum ve çok gerzekçe biliyorum.
    0 ...
  4. 327.
  5. 328.
  6. her nedense buraya yazmak istedim, ben bu yazıyı sana yazdım gibi bir şey olacak ama. öylesine bir yazı olmayacak, en azından benim için öyle.

    çok yorgunum...
    sende biliyorsun sebebini ve ben yorgunken nedense uyuyamıyorum. kadıköy'de sahilde dolanıp durdum. çok üşüdüm sanki. burnum akıyor ve o kadar acıkmışım ki günlerdir doğru düzgün yemek yiyememiştim. hatta geçen akşam annem bir fasulye yapmış ki göreceksin, dumanı üstünde böyle off! ama nasip olmadı, apar topar hastahaneye gidince. şimdi o uzun uzun trakya köfteleri var ya. onlardan aldım, yuh! bir paketi kendi başıma yemişim. o kadar acıkmışım ama farkına varamadım demek ki.

    sende çok yorgunsun, biliyorum o tapılası gözlerinin altları morarmıştır şimdi uykusuzluktan. hani izler vardı, sanki morluk gibi, yok yok, morluk gibi de değil. yılgın bir karaltı... yine düşmüştür göz altlarına. şimdi sen uyuyorsun ve ben baş ucuna geldim. saçların o günki gibi ıslak. karmançorman. önce sıyırıyorum saç tellerini yüzünün üzerinden ve kulağının en müsait ardına itiyorum serçe parmağımla. tabi sen hala uyuyorsun. insan olmaya dair bir çok şey gerçekten yakışıyor sana. insanlık yaraşıyor.

    mesela ukala tavrın hiç itici gelmiyor ki hep ağırbaşlıydın sen. ve bir kez olsun inat ettiğini de görmedim, çekmek isterdim inadını ama bu şartlar altında değil tabi. belki de bu yüzden hiç kırmıyorsun beni. nasıl olsa... neyse...

    nerde kalmıştık. heh! başucundaydım değil mi? böyle kimine göre aptalca hayaller kurmaktan o kadar haz alıyorum ki anlatamam. seni o gün uyurken saatlerce izledim. o gün hiç uyumadım, uyumak istemedim, zaten biliyorsun, gece ayakta kalmak zor değil benim için. bir annenin bebeğinin nefes alıp almadığını kontrol etmesi gibi dinledim nefes alışlarını. saçlarına dokundum, gözlerin kapalı... ama yine de kaçırmadım bakışlarımı üzerinden. bazende sana bakarken salak salak gülüp, yanaklarını sıkarken, ''deli bu ya'' dedim kendi kendime. bir çocuk gibi sevdim o gün seni.

    gözlerinden öpmüştüm seni hatırladın mı? işte o gün defalarca yine öptüm sen uyurken. parmaklarım kaşlarının kıvrımlarını takip etti hep ve bu hiç bitsin istemedim. sanki kaderimin yolunu tayin ediyordum kaşlarına dokunurken. kader mi? hangi kader?... benimki de laf. laf ama satır doldurmak için değil inanıyorsun değil mi? sormama bile gerek yok, biliyorum inanıyorsun.

    sana çok kızmıştım bir ara. bilmiyorum neden. ama kızmıştım. şimdi tüm gizemini kaldırıp sadece gerçekleri sunduğun için bana... gerçekten teşekkür ederim. hayatıma bir bakıp çıktığın içinde...

    bak sen uyuyorsun şimdi, başın kim bilir nereye düştü, koynuna dolanan yorgana bile kızgınım sana benden daha yakın olduğu için. biliyorum tüm bunlar anlamsız şimdi. anlamsız görünüyor ya da. ama olsun, aklıma geldikçe içimi ısıtıyorsun.

    hastahanedeyken saate baktım. galiba 03.40 falandı. ne yaptı, uyuyabildi mi acaba dedim içimden. kardeşimde uykuya daldı bir ara. ellerini okşarken bir onun için bir de senin için dua ettim içimden. sanmam ki kabul olsun. bu aralar kimi düşüneceğimi şaşırdım.
    yanlış anlama şikayetçi değilim bu halden. keşke tüm aklımda olanlar sizden ibaret olsa. ama olmuyor işte.

    şu saniye ellerim ellerinde olduğunu var say, hayalende olsa bekliyorum başında. iyi uykular...
    2 ...
  7. 329.
  8. Uykum gelmiyor be sözlük. Ne gelmeyecek bir sevgili, ne de olmayacak bir iş değil sadece uyku dileniyorum. Bu kadar zor olmamalı.
    0 ...
  9. 330.
  10. oylesine degil bu yazim bir sahibi var. hatta bu yaziyi okuyan bir sahibi var. ne kadar guzel degilmi ayri olmamiza ragmen benim duygularimi biliyor olman. ne kadar sanslisin. oysa benim tek bildigim konustuklarimizdan ibaret. aslinda konusmamizida pek hatirladigim soylenemez. ne soyledigimi ya da soylediklerini hatirlamiyorum bile dogru duzgun k anin verdigi kalp carpintisiyla. disardayim demistin. nerdesin dur orda yanina geliyorum demeyi sarilmayi isterdim cok. ama bir kez daha kendimi ezmem. hemde benim icin kilini kipirdatmayan biri icin asla ezmem. zaten 1yil boyunca yapmam dedigim o kadar cok sey yaptim ki artik yeter kendime olan saygimi toplayim biraz. ama merak etmiyor degilim.madem anlattigin kadar Uzuluyorsun ozur dileyecek kadar pismandin yaptiklarindan neden oyle bokunu yemis tavuk gibi oturuyosun hala onu merak ediyorum. neyi beklihosun yani. ulan acaba daha iyisini bulurum diyemi bekliyosun. bikmadjn mi sadece kendini dusunmekten? bikmadin mi kendini sevmekten dunyanin merkezi olmaktan? ipleri elinde tutmaktan bikmadin mi? gerci bekara koca bosamak kolay gelirmis senden bunlari istemek ne haddime ben kimim. bak mesela suan canim cok sikkin ama seni arayamiyorum. neden cunku accagindan emin olamiyorum bunun nedeni onceki ayrilisimizda acmamis olmanin verdigi guvensizlik iste. zaten cokda soru degil sen benim neler yasadigimi biliyosun moralimin ne kadar yuksek oldugunuda biliyorsun. ama bilmedigin ne kadar eksik hissettigim. kalbimin ne kadar yavas attigini bilmiyorsun mesela. ilk staj yerime seninle elele gitmeyi ne kadar cok istedigimi bilmiyorsun. ya da yil donumumuzde gozlerinin derinliklerinde kaybolmayi istedigimi bilmiyorsun. sahi nasil bir histi o? gozlerin? askla bakmayali cok olmustu. ilk zamanlar guzeldi gozlerin. sonra alisti gozlerime. bakmaz oldular bana eskisi gibi. sabahin 5i olmus. yine uyuyorsun sen huzurlu bir sekilde bense uyumak icin kivraniyorum gogsunde. en cok orda huzurluydum ben. ama boylede alisiyorum zamanla.
    2 ...
  11. 331.
  12. az önce kendimle oturuyordum. dedim ki, bana yalnızlığın resmini çekebilir misin? sonra çektim. sonra onu sepya yaptım. ama çok tırto olduğunu farkettim ve sildim. geçenlerde instagramın kurucusu kevinle tanışmıştım, öyle aklıma geldi paylaşayım dedim. insanlar fotoğraflara efekt falan uyguluyorlar, sanat zannediyorlar, çok eğleniyoruz biz dedi. adamın milyoncukları var. sanat yanında halt etmiş. çöp adam bile benden daha kalabalıktır şu an. köfte çekti canım. nereden nereye demeyin. beyin fırtınası bunlar hep. üzgünüm olum. ağlamaklıyım. beynimin sağ lobu gel gidelim diyor, ötekisi nire gideceksin otur oturduğun yerde diyor. bu saatlere kadar çalışacak şeyi olmamalı insan evladının. hep sabah çalışmalı. bu saatte uyumalı. sonra bardağın dolu tarafına saatlerce bakar da çayı soğur, kalkar yenisini doldurur.

    zaten dişim ağrıyor. diş ağrısı fena, çok fena.
    1 ...
  13. 332.
  14. kimse benle ilgilenmesin tamam mı? ben insan değilim zaten benim duygularım yok, hiç ben ilgisizlikten dolayı ağlamıyorum, sızlanmıyorum. çünkü ben aşmış bi insanım ya hani! yani kimse beni sevmese olur he! sorun değil siz hiç benim için şey yapmayın tamam mı? herkes kendi çapında takılsın yani ben böyle iyiyim. gerçekten iyiyim. ağlamıyorum özüme toz kaçtı.
    0 ...
  15. 333.
  16. bahçemizde üzüm ağacı var. Onun üzümleriyle büyüdüm ben. Pencereyi açınca dalları evin içine girecek kadar..

    Dalların arasında bir salkım üzüm vardı. Tüm yaz boyunca durdu öylece. Uzanıp alamıyorduk, uzaktı. Ama pencereden bakınca tam karşıda görünüşü çok güzeldi. Yetiyordu. Son günlerde her birkaç üzüm tanesinin çürüdüğünü gördüm. Her geçen gün biraz daha çürüyordu. Her gün biraz daha, biraz daha... Bugün baktım tamamen çürümüş.

    Üzüldüm.
    0 ...
  17. 334.
  18. 335.
  19. 20 ekim cumartesi

    üşüyorum. kış gelmek üzere.

    kar yağmasını özlemiştim zaten. neden özledim, bilmiyorum. aslında hiç sevmem üşümeyi. ama bi sabah kalkayım perdeyi açayım, her tarafın bembeyaz olduğunu göreyim.

    Beremi montumu alayım. Kocaman botlarımı giyip dışarı gazete almaya çıkayım. okul olmasın o gün. günlerden cumartesi olsun.sınavım olmasın yakın zamanda. ve sabah çok erkenden, daha herkes uyurken, kendiliğimden uyanayım. aslında hiç sevmem erken uyanmayı.

    Ama öyle bir gün olsun işte. sabahın bi körü kalkıp, üşüyeyim. bu cumartesiyi unutmuş olarak kalkayım yataktan. Bütün güzel cumartesilerin kötü olamayacağını anlayayım.

    Sonra eve geleyim, burnumun ucu kıpkırmızı olur kesin soğuktan. Çay demlerim. ekmek kızartırım. o kadar güzel bi sabah geçirmeliyim ki o cumartesi. yaşadığım tüm kötü cumartesilere işte bak, asıl böyle olur cumartesi diyebilmeliyim. öyle huzur dolu olmalıyım ki o gün.

    kar yağmalı artık. Gereğinden fazla uzun sürdü sonbahar. kar yağmalı ve tüm yaralarımızın üzerini kapatmalı. Belki yaralarımızın olduğu yerleri unutursak, canımız da yanmaz.
    2 ...
  20. 336.
  21. napsam acaba lan? çok amaçsız hissettim kendimi. gidip, yemek yiyim bari. öf!
    2 ...
  22. 337.
  23. Ve sen; ve ben olmuyor.Bizim günaydınımız hep başka kulaklara değecek besbelli...
    1 ...
  24. 338.
  25. Öylesine değil sadece yazacak yer, söyleyecek kimse olamadığı için yazdım.Ne diyeceğimi bile bilemiyorum ama vicdan denen şeyin ne kadar kuvvetli bir şey olduğunu bir kez daha anladım.Hayatında mutlu olamamış, daha doğrusu mutluluğu elinde tutamamış,yakalayamamış olan bir insanın böyle olmasına dayanamıyor insan.Bilmem kaç yaşına gelmiş bir kadının milletin pisliğini temizlemesini yediremiyor insan kendine.iki kuruş kazanabilmek uğruna oturup keyfine bakacağı yerde günün bilmem kaç saati elleri parçalanırcasına milletin pisliğini temizlemesini yediremiyor ulan işte.Hiç düşünmemiştim şimdiye kadar,yani belki de o kadar zor gelmemişti ama bugün görünce yumruk oturdu boğazıma işte.Yumuşacık pamuk elli ananın kabuk tutmuş ellerini görünce insan kahroluyor ulan.Belki onun umurunda değil ama öyle görmek üzmekten beter ediyor işte..Hele de elinden bir şey gelmemesi var ya o hepten beter..Ne desem bilmiyorum mutlu ol be anacım çok mutlu ol bunu dilerim sadece...
    0 ...
  26. 339.
  27. kafamın içinde bir şeyler hiç susmuyor, sanki bir sinema salonu; sürekli görüntüler, görüntüler... karanlığın içinde oturmuş olan biteni izliyorum. perdede kendimi görüyorum ama, o ben değilim. anlatmaya çalışıyorum karşımdakine, yanımdakine "o konuştuğun ben değilim, kandırıyor seni, sizi..."

    kimse duymuyor, görmüyor. bazen, bazıları görmüş gibi bakıyor karanlığın içindeki asıl benliğime, evet diyorum, evet biri gördü sonunda... o kadar kısa sürüyor ki o sahne, değişiyor görüntü alelacele kaçar gibi. oyuncu size bir şey anlatmak ister gibi bakar ya...

    hayatım psikolojik gerilim tarzında çekiliyor, oscarlık performans sergiliyorum kısaca.
    0 ...
  28. 340.
  29. şimdi kurcalasam bi dolu derdim vardır neyse beni boşver ya ülkenin haline ne demeli açık ve net diyorum birbirine saygısı olmayan karşıt görüşlü beyinsizlerin zarar verdiği kadar teröristler zarar veremedi bu ülkeye. al o sağ yumruğunu makatına sok sende sol yumruğunu sok makatına noldu rahatladın mı? sen onlardansın sen bunlardansın diye diye böldünüz lan ülkeyi sizin yüzünüzden darbe oldu insanların makatlarına elektrikli jop soktular,işkence ettiler arkadaşlar birbirini öldüresiye dövdü boka döndü lan ülke sonra bi şekilde toplandık şimdi aynı kavga yeniden neymiş efendim sözlük burası ben laik biriyim ben cumhuriyet çocuğuyum, ben devrimciyim nah! kimi kekliyon olum sen birazcık örnek aldığın Mustafa Kemal Atatürk'e benzesen birazcık idolün gibi olsan karşındakine saygı duymasını bilirsin sen Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlıyım onun izinden gidiyorum de dini inancını yaşamayı çalışanı hor gör aşağıla s*ktir ordan. Ya sana ne demeli sayın Müslüman kardeşim sorsam Elhamdülillah Müslümanım dersin sonra sen dinsizsin sen puperestsin sen yahudisin köpeksin it soyusun şusun busun ben müslümanım utandırıyorsunuz la beni insan din kardeşinden utanırmı sizin gibi mallar yüzünden dinimiz kötü görülüyor olum hoşgörü dini la bu saygı duy insanlara dinle efendice cevap ver herkes kendi inancını/inançszılığını yaşamak konusunda özgür bırakılmadımı dinimizde peki sen niye dışlıyorsun adamı ateist diye şu diye bu diye ayıp lan ayıp kendinden utan.Yok efenim sağ yok efenim sol - ikiside aynı bokun etrafından dönen sinek tek farkları renkleri- işte sizin gibi beyinsizler yüzünden bu haldeyiz olum hadi şimdi s*ktir olup gidin.
    0 ...
  30. 341.
  31. ölesiye ölesiye, ben bu yazıyı yazdım öylesine, şimdi gönül rahatlığıyla gidebilirim, gerisiye gerisiye.

    (bkz: sözlük içi şarkı timi)
    2 ...
  32. 342.
  33. bugün en iyisi dokunmayın bana bırakın kendi halime. sormayın bana bir şey de ne halim varsa göreyim. elimde, avucumda, etrafımda ne kadar insan varsa hepsini kırıp dökmek istiyorum, incitmek istiyorum hepsini, bencil olmak istiyorum ben bugün o yüzden uzak durun biraz benden bulaşmayın.
    1 ...
  34. 343.
  35. lalalalalalaaa. canım sıkılıyor lan. benden de bu kadar çıkıyormuş demekki arkadaş, denedim bir yazayım bakalım neler neler dökeceğim entrylere dedim, bu çıktı.neyse, buna da şükür.
    e madem öylesine, rahat rahat saçmalayabiliyoruz değil mi?
    biraz daha saçmalayayım o zaman.
    eti cici bebeyi çok yedim, bir de sucuklu yumurtanın hemen üstüne yedim, midem bulanıyor. limon olsa da yesem. midem bulanınca canım hep limon çeker benim. üstüne de tuz. sizin de öylemi acaba sevgili okurlarım? * * * bütün entrymi yıldızlı bakınız şekline yazsam nolur acep?
    hayırlısı be gülüm.
    ya bugün bir başlık açtım, tutmadı hiç kimse altına entry mentry girmedi, yalnız mıyım lan ben, sıkıcı mıyım yoksa?
    neysem.
    midem bulanıyor laaaan. napsam geçer bu?
    çok mutlu bir rüya görmüştüm ama rüyamı unuttum. hayalim benim yurtdışına çıkmak, öyle böyle değil ama, bir göreyim görmeden ölmeyeyim diyorum. ama bilinçaltıma öyle bir yerleşmiş ki asla çıkamam düşüncesi, bütün rüyalarımda bir aksilik oluyor çıkamıyorum ya da gittiğimde oradaki herkesin türk ve müslüman olduğunu, dünyanın kalanının türkiyeden farkı olmadığını, ya da yurtdışına çıkıyorum ama otelden dışarı çıkmıyorum falan. ama bu geceeee, gördüm vallaha hollandaya gidiyordum yabancıydılar vallahi ingilizce konuştuk hemi de. valla yeminlen. sevindim lan, darısı gerçek hayatın başına.
    neyse bu entrymi noktalıyorum şu an.
    1 ...
  36. 344.
  37. ya bizim sınıfta alttan iş yürüten tiplemelerin hepsinin amına koyayım. beni çekemeyenleri sikeyim. hepsi pezevenk. ehehehe!

    şey lan, ben ne zamandır ders çalışamıyorum doğru dürüst. matematik sınavım kötü geçti. ders çalışsam iyi olur. tıp kazanıcam malum...
    0 ...
  38. 345.
  39. eski yarim nerdesin hala orhan dinler misin.
    0 ...
  40. 346.
  41. yere oturup saçlarımı kurutmaya bayılıyorum.
    0 ...
  42. 347.
  43. 348.
  44. son kapıyı da kapatıp arkama bile bakmadan gitmek istiyorum. hayatın her rengini kendine katan bu şehre siyah beyaz bakmak istemiyorum artık. Üsküdar’da kız kulesi efsanelerini, beyoğlu’da tramvayı, istinye’de bir koy dolusu maviyi, çamlıca’da o doyumsuz manzarayı, metrodaki kemancıyı, çengelköy’de çınar altını, salacak’taki kayıkçıyı; görmek bile istemiyorum!

    son mektubunu okuyorum, göz pınarlarımın kurumalarını hiçe sayarcasına. gözyaşım düşsün istiyorum bu şehrin taşına toprağına. geceleri maslak gökdelenlerinin üzerinde sevişircesine nispet yapan martı portrelerini gülen gözlerinle izle hep. eminönü’ne giderken simit atmayı ihmal etme onlara. en yakın arkadaşının, aslında önüne koyulmuş en büyük tuzak olduğunu göz ardı etme sakın. bana verdiğin sözlerin, en mutlu anlarında ve kahkahalarında seni yalnız bırakmamasını istiyorum. söylediğin yalanların son hedefi ben olayım istiyorum. kimseyi incitme artık, kendini incitme. özün ve sözünle ikileme düşme istiyorum. tutamayacağın sözleri verip de insanların gözünde yok olma istiyorum. klişeleşmiş hislerini kimseleri kıracak eylemlere dönüştürme lütfen… büyüdün, çocuk değilsin! biraz kendine gel istiyorum. beni, evladı gibi gören anneni yeni aşklarınla tanıştırıp üzmemeni istiyorum… sahiden gidiyorum bu şehirden! kendimi sahipsiz hissediyorum… geceleri dolmabahçe’ye çekip arabayı, içtiğimiz tavşan kanı çayların hatırına beni merak etme sakın! bir günde 4 mevsim yaşattığın ruhumu asla unutama sakın… doğduğun izmir’e gavur diyenlere, büyüdüğün şehir başkente ağız dolusu sövenlere de dişini göster ara sıra. tıpkı bana gösterdiğin gibi! kokun hep aynı kalsın. kuaförünü değiştirme sakın, saçlarına ayrı bir anlam dolanmasın istiyorum. benden başka ne varsa hep aynı kalsın istiyorum.

    ben kendimi “biz” yerine koydukça, beni hiç edişin neden diye sorarcasına gidiyorum bu şehirden… hadi acıya alıştırdın, tadını kaçırmışlığın neden diye merak edercesine gidiyorum bu şehirden… gidiyorum, mutlu ol…
    0 ...
  45. 349.
  46. insanlar her şeyi kalıplara sokmaya o kadar alışmışlar ki, ilişkilerini; gerek arkadaşlık gerek sevgili ve aile ilişkileri bu kalıplara uyarak yaşamaya alıştırmışlar kendini.insanların göremediği, mutsuzlukların tamamının bunlardan kaynaklı olduğu aslında.Kişinin kim olduğu ne olduğuna bakmadan uygun kalıplara göre davranış sergilemek yeterli olmuş insanlarca.Bu kadar kolay mı her şey.Kaçarsam kovalanırım mantığıyla,neredeyse matematiksel hesaplarla yaşamanın neresini doğru buluyorlar anlamıyorum.Her insan neyi sevip sevmediği ne yöne baktığı hayatı nasıl algıladığı yani kişiliğiyle birbirinden ayrılır.herkese aynı mantığı güderek yaklaşırsan eğer sen kaybedersin aslında kazandığını sanarak.Kendini kandırmaktan başka bir şey değil bu.Bari sevginiz hesapsız olsun şu sahte dünyada...
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük