mal değilsin, sana yazdım illa söylemem mi lazım << cümlesinin aşırı şifrelisidir.
"ve ben yine uyuyamadım. yalnız başıma sabahladım.
bataklıktaydım. aptal şey, sanki yabancıydım elim değse zinadan başka birşey olmazdı.
tutup elimi, çekmek bu kadar mı zararlıydı ?
kan gibi, vücudunda var olup, oluk oluk akmak aşk acısı.." *
sırma marka bir mandalina şişesi tezgahın üstünde gayet mutlu duruyordu. yanında sandalyede oturuyordum. bir ara gözüm şişeye ilişti. yeşil şişenin içindeki mandalina siyahın içindeki turuncuyu andıran rengi ile beni tamek şişeye götürdü. tamek şişede diye açılacak bir başlığın getirisini düşündüm anında. evet, tamek bir zamanlar küçük şişedeydi. şişenin rengi kahverengi idi. içindeki şeftali şişeye bu rengi veriyordu. galiba ben 'tamek şişeyi özledim' diye düşündüm. sonra bir ses, 'hayır sen eskiyi özlüyorsun' dedi.
çeyrek asırlık ömrümde beni mutlu edenlere, nazımı çekenlere, sevgisini esirgemeyenlere teşekkür ederim.ve yine bu süreç içerisinde beni ağlatanlara, yüzüme gülüp arkamdan iş çevirenlere, bana sırtını dönenlere, riyakâr ve sahtekârlara da teşekkür ederim.kalkmayı öğrendim düştüğümde, daha da güçlendim gözyaşlarımı sildiğimde, küllerimden yeniden doğdum canım yandığında, bir çığ gibi güçlenerek BÜYÜDÜM sayenizde...ve en önemlisi "iyi"nin önemini anladım "kötü"ler sayesinde.
ve ben "ben" oldum kah düz bir ovada, kah patika yollarda; kah bulutların üstünde, kah yağmurların altında; kah dağın doruğunda, kah uçurumun kenarında...
ve ben " ben" oldum kahkahalarımla, gözyaşlarımla; mücadelemle, savaşlarımla, barışlarımla; "iyi ki yapmışım"larımla, "keşke"lerimle; "belki"lerimle, "asla"larımla...
ve ben "ben" oldum sevdiklerimle, sevmediklerimle!!!
ve zaman zaman sen "ben", ben "sen" olsak da vazgeçmedik kendi "ben"liğimizden.işte bu yüzden sen yanımda oldun, ben yanında oldum.
"hiç" oldum, "hep" oldum; ben "ben"liğimin içinde kayboldum, kendimi buldum:
ve ben "ben" olduğum için hayat yaşamaya değer!
ömür geldi geçiyor!
çiçekleri koklamak, uçurtma uçurmak; gün doğmadan uyanmak, güneşi selamlamak, yıldızlara bakıp hayaller kurmak; korkudan ölsem de yamaç paraşütü yapmak, en azından hayalini kurmak; yollara düşüp farklı diyarlarda farklı hayatlar yaşamak; bağıra çağıra şarkı söylemek, zıplamak; daha çok okumak, yazmak; koşmak, yüzmek, insanları sevmek; kendimi daha çok sevmek, derin bir nefes almak gerek şimdi.
"ÖL"ESiYE "YAŞA"MAK GEREK ŞiMDi!