seni aldığımız ilk günü hatırlıyorum da annem bordo olduğunu söyleyince çok sevinmistim. o diken batan tellerini sırtımda hissettiğim zamanında annemlerin itfaiye meydanından binbir zorlukla aldığı yatak çok gerilerde kalmıştı. artık bazalar vardı babam senin başlığına kadar almıştı hatta. üniversiteye başlayınca gitmek zorunda olduğum şehre seni de götürdüm zira eve çıkmıştık senden de vazgecemezdim. sonra bir gün geldi iki kişi yatmaya başladık üstünde o heyecani mutluluğu sende hissettin benle. ev değiştirdim ama sen degismedin seni de götürdüm yine o şehirde de. üstündeki adam gittiğinde sende benim kadar ağladin biliyorum. ne hayaller ne umutlar konusulmustu senin üstünde. olmadı... şimdi de benim en sevdiğim kosemsin. hayatta en büyük zevklerimden biri yorganı üstüme çekip senin üstünde how i met i izlemek.sendeki rahatlik hiçbir yerde yok. kendi yatagim gibisini ne duydum ne gördüm. bu da böyle işte.
alta battaniye üste battaniye koyarak seni daha komforlu bi hale getirdim.
bilmem ne teknolojisine filan ihtiyacım yokmuş meğer.
yumuşak bi battaniyenin üstünde yatmak yetiyormuş.
danke schön.
