geleneği bozmadan açayım başlığı didim. Hişt, evet evet sen. Yalnız bağyan, yalnız adam... Yalnız değilsen okuma bile, zaten çok yazmayacağım.
Normalde şu boktan gün hakkında konuşmak bile anlamsız sevgili olsun olmasın. Ama üzülmeyin arkadaş, bayram gibi düşünün mevzuyu. Herkes birbirinin şu gününü kutlayabilir netcede...
O yüzden özetle diyorum ki; Minareden atlarım, 14 şubatını kutlarım. Hadi üzülme bak al bunları da. Rastgele salla imleci hangisine denk gelirse artık. Korkma efkârlı şarkı yok, hepsini tek tek un gibi eledim.* ve üzülme, ağzını yüzünü dağıtırım. Baktın kesmedi, oradan bi yerden el et ben yollarım bi şeyler daha, hepimiz yalnız adamlarız olm. Hanimiş yalnız hanimiş. Tamam yeter bu kadar şimdi parti başlasın...
Üzülmeyin.
Çoğumuz yalnızız. Zaten bir gün hepimiz yalnız kalacağız.
Hayatımızdaki insanlar bir süre yalnızlığımızı giderip, yalnızlığımıza yabancılaştığımız anda bizi eskisinden daha büyük bi yalnızlığa mahkum etmiyorlar mı? Kaç kişi kalıcı olabiliyor ki hayatımızda?
Bu yüzden, üzülmeyin, üzülmeyelim gençler.
Hı anlamadım? Canın mı sıkkın? Niye arkadaş? Yahu niye bozuyorsun sen moralini güzel kardeşim. Bak şu dünyada şöyle bir eşik var (bkz: hıyarlısı be gülüm) bildin mi? Gel artık şu eşiğe lütfen yahu. Git iki rekat namaz kıl dağıtmadan eğlencene bak. Affet bi kendini. Herkesten evvel kendini. Anlaştık mı? Duymadım tekrar et? Heh şöyle...
Şii al hadi al al
bükme yüzünü de dağıtırım saçını başını. Akıllı ol, efendi ol dalağımı ye...
git bir deniz kenarına kapat telefonunu, yüzünü hafif gökyüzüne kaldır, kapat gözlerini dalgaların kıyıyı dövüşünü, umutlar gibi gürleyip sönüşünü dinle. gün gelir bu rahatını ararsın demedi deme.