ulan teyzecim canım benim;
yanındaki kondisyon biskletindeyim ve sana selam vermek için sana kafamı dönüyorum. bi de ne göreyim bana bakmayan havalı bi surat, kendini bi bok sanan bi duruş ve yıllarca yemekten şişmiş şişman bir vücut. aslında yemekten değil kendini üstün görmekten, varlıklı olup kendini havalı sanmaktan şişmiş.
gençler yanlış anlamayın beni, sadece deli oluyorum burjuva teyzelere.
teyze teyze dün bana yaptığın olay artık yetti artık hakkaten yetti.
havaalanında güvenlik kontrolü yaptırmak maksadıyla ilerlerken önce yanımda şemsiyeni corklattın (*corklatma:şemsiyeyi düğmesini basarak seri şekilde açmak)* sonrasında şemsiyeni kaldırmak suretiyle gözüme karşı bir taarruz gerçekleştirdin. şemsiyenin ucunu gözüme sokmak istedin başaramadın neyse sonra özür dilemeni falan beklemiyorum. daha sonra senden daha genç olmam sebebiyle güvenlik konrolü yapılan yere senden önce ulaştım. ordada önüme atladın tüm eşyalarını yerleştirdin yürüyen banda ve benim önüme geçtin.
şimdi teyze bak ne bu acelen yani zaten yaşamışsın yaşayacağını daha artık bu hayattan küçük beklentiler ne onu anlamıyorum. hayır beddua edicem sonra aynı uçağa binmemiz ihtimaller dahilinde. hayır ölmekten korkmuyorum. seninle aynı uçakta ölmekten korkuyorum.*
sevgili, her sabah otobüs durağında karşılaştığım teyze,
teyze olucak yaşı bile geçmiş olmana rağmen dünyaya çakmış olduğun kazığın büyüklüğüne saygımdandır şuanda bunları yazışım.
teyzecim,
yazıyorum ama kime yazıyorum.. senin zamanında okuma yazma icat edilmedi ki... neyse.
teyze istediğin kadar diren istediğin kadar o dudaklarına kırmızı ruj sür, yine de buruşukluktan 0.8 milime dönmüş dudaklarını cazibeli gösteremiyorsun.
istediğin kadar son trendi yakala, kürkler giy, leoparlı blüzler, yüksek topuklu ayakkabılar giy yine de yer çekimine karşı koyamayan hatta kemiklerinin ucunda sallanıyormuş gibi sütlaç kıvamındaki bıngıl bıngıl etlerini saklayamıyorsun..
teyzeciğim, sen naparsan yap, o kırmızı ojenin altına gizlenen yeşilsarı, içe dönmüş, dibi uhud savaşı sırasında, mekkenin çöllerindeki tozlarla dolmuş toynaklarını cici gösteremezsin bana.
a benim canım teyzem...
taktığın ve zümrüt olduğunu düşündüğüm o etrafı altınla kaplı yüzük de seni sevimli kılmıyo inan ki...
otopsi mağduru teyzem benim...
artık gençlerin önünü açsana?
bu dünya sana kalmayacak teyzee, anla artık anla beni unut bütün geçenleri yaa...
her akşamdan deli mi çüküyo seni de sabahın 7sinde yollara vuruyosun kendini teyzecim?..
nesin sen kimsin sen?
teyze bak senin yaptığına ne derler biliyor musun?
sevgili teyze,
otobüste hep başımda duruyosun, çok sıkıldım artık.
bi çekil başımdan belki ozaman yerimi verecem sana ama bi nefes aldırmıyosun ki.
üstüne üstlük bir de "bu gençlikte hiç iyi yere gitmiyor" tarzında laf sokuyorsun.
evet otıbüs teyzesi, iyi niyetli olduğunu düşünmüyorum ve koltuğumu sana layık görmüyorum.
gene de hürmetler..
sevgili teyze; *(teyze; alpay erdem in karikatürleri ve yazılarıyla hayatımıza kattığı ölümsüz karakter, arabada evde işte her yerde istemeden de olsa katlanmak zorunda olduğumuz ama farkında olmadığımız bir şeydir.*)
üst katımda oturan teyze; gençler senin deney farelerin değildir. istediklerini çiftleştirip, istediklerini ayırmak için propaganda yapmaktan vazgeç.
yurdum sınırlarını dahi aşmışsın. fransa da italya da ispanya da hatta ve hatta malta da bile karşılaştık bana eziyet ettin, şahsıma yaşattığın acı international bir hal aldı.
beşinci katta oturan teyze; yeter artık balkondan kilim halı vs silkelemekten vazgeç. tamam benim balkonum çok temiz değil ama senin yemek kırıntılarını balkonumda görmek istemiyorum maazallah bi gün elindekinin ağırlığıyla beraber aşağı düşüceksin.*
toplu taşıma araçlarındaki teyze; sana yer vermek istemiyorum lütfen sen ve çantan omzumu çürütmekten vazgeçin, sizin evde banyo var mı yok mu bilmiyorum, hergün olmasada bazı hamamlar bayanlara da hizmet vermekte lütfen hamamların nasıl yerler olduğunu merak et.