tanrı tanrı dediler,
ne de çok sevdiler,
boş işlerine alet ettiler,
boş boş umutlandılar,
tanrı tanrı dediklerine bakma sen,
tanrı da boş, dünya da boş,
tanrıya inanıp umut etmek ise
tam anlamıyla bomboş... ****
şimdi ikimizde kabul edelim, bana baya çektirdin. dayak yedim isyan etmedim, tecavüze uğradım yine isyan etmedim, an itibari ile şizofreni kapımı çalıyor, bak yine isyan etmiyorum ama ilk defa bir şey isticam senden;
Lütfen ,bana yaşattıkların yüzünden, şu hayatta ilk defa aşık olduğum insan gitmesin yanımdan...
erkeklerin böyle kaba saba olması senin suçun değil biliyorum. içlerinden çok azı kısa zamanda kendilerinin farkına varıp, kendilerini eğitiyorlar ve adam gibi adam oluyorlar.. aslında onlara kendilerini düzeltmeleri için epeyce bir vakit de veriyorsun.. bi şeyler yapamaz mısın? zira kadınlar bu durumdam oldukça muzdarip..
" Ey sen, dünyada mevcut her şeyi yarattığı söylenen: hakkında en ufak bir fikrim olmayan sen; ancak lafta tanıdığım ve her gün yanılan insanların bana söyledikleri kadar bildiğim sen; tanrı denen acaip ve hayal mahsulü varlık, kesinlikle, gerçekten ve herkesin önünde ilan ediyorum ki sana en ufak bir inancım yok. Ve bunun da nedeni gayet mükemmel: dünyadaki hiçbir şeyin akla yatkınlığına kanıt olmadığı saçma bir varoluşa beni ikna edecek hiçbir şey bulamıyorum.
Ey yanlışın ve fanatizmin kör ettiği zayıf ve saçma faniler, tepesi tıraşlı rahiplerin batıl inancının sizi gömdüğü tehlikeli yanılsamalardan vazgeçin! Onların size bir Tanrı sunmalarındaki müthiş çıkarı ve bu tür yalanların sizin mallarınız ve ruhlarınız üzerinde onlara sağladığı itibarı düşünün! Yüreğinizde bir ibadet ihtiyacı duyuyorsanız, tutkularınızın somut nesnelerine yönelin: gerçek bir şey sizi en azından bu doğal saygı içinde tatmin edecektir. Ama tanrıya yönelik iki, üç saatlik sofuluğun ardından ne hissediyorsunuz? Sizin duyularınıza hiçbir şey sağlamayan soğuk bir hiçlik, tiksinti verici bir boşluk. Düşlere ve gölgelere tapmış olsaydınız da duyularınız aynı durumda olurdu! indirin batıl inanç ağacına son darbeyi; dalları budamakla yetinmeyin: Etkileri bu kadar bulaşıcı olan bir bitkiyi tamamen kökünden söküp atın!
Tanrıları devirerek, aşıralım gök gürültülerini onların ve yıkalım bu ışıltılı şimşekle ürkütücü bir dünyada hoşumuza gitmeyen her şeyi!"
kötü zamanlarımda seni daha çok hatırlarken,
iyi zamanlarımda neden bu kadar hatırlamıyorum tanrım.
neden ahmaklık ediyorum.
lütfen bu nefsin fazlasını bizden al.
tanrım şayet ordaysan yukardan uzanıp beni cennete götür. şol cennetin ırmaklarında yıkanıp huri kızlarıyla kırıştırayım. sonra cehenneme götür beni. ziyaret etmek istediğim birkaç muhterem var. ellerini öpüp hayır dualarını alayım. sonra beni şeytanla tanıştır tanrım. ona bir sualim olacak. dicem ki: 'lan sen ne göt adamsın kendi götün yemiyo yapmayı kullara yaptırıyon?'
sonra beni sırat köprüsüne götür. geçmeye çalışanlara ibneliğine çelme takayım.
tanrım;
sen ki herşeyegücü yeten, rahman ve rahim olansın. atam'ı geri getir de şu tayibi ve şakşakçılarını akdenize döksün.
kazım paşamı da geri ver. kürt sorununu çözsün.
amin.
hani hep şikayet eden biri vardı, hani son zamanlarda pek bir bunalmıştı, taşınmanın ve belirsizliğin stresinden şişmişti iyice işte oyum ben. beni unuttuğunu ya da es geçtiğini sandığımda yanılmışım, özür dilerim. sen kullarına kullarınla yaklaşıp yardım edensin. ama bana benimle ulaştın ve ben bunun böyle olacağını bilmediğim için kendimi çok bunaltmışım. her darlandığımda bir solukluk boşluk bırakmam gerektiğini yani illa ki "sana" güvenmem gerektiğini bana gösterdin. bundan sonra aynı yanlışı sana yapmayacağım. sen, herkes beni yalnız bıraktığında hep oradaydın ve ben bunu görmeyecek kadar kördüm. ve bu körlüğümle sana isyan bile etmişken sen bana yardım ettin. teşekkür ederim.
ben seni unutsam bile sen beni unutma. ama seni unutmaya hiç niyetim yok artık, senden gerisi yalanmış ki.
anladım.