hocam uzun yazıcam benden söylemesi ama bir zahmet oku lan, oylama ama oku, ibret almazsan şerefsizim, valla bak...
tacizin her türlüsünün mına koyyim adaş. trafikte sıkıştıran, yılbaşında mıncıklayan, okul önünde çömeşerek bahçedeki öğrencileri zoomlayan... sen, sen, sen hepinize komple girmek istiyorum lan...
yaklaşık 5 sene öncesi, okuyom ben yuaaa modundayım, staj zamanı gelmiş, daşı torpaa altın istanbul'a atmışım kendimi 1 aylığına. izmir'den 1 kız arkadaş var sadece tanıdığım, okulunu bitirmiş çalışmaya çalışır... sözleştik bununla beşiktaş iskelede buluşup mappet edicez, piizlenicez. lan arıyorum telefonu kapalı, arıyorum kapalı, dedim sattı amk bak keyfine. gittim mesleki bir kitap aldım staj yapmanın verdiği gazla, yapıştırdım iskelenin ordaki bir mekana, içim rahat etmedi kızı biraz daha bekleyek hele gardaş dedim, hem bi tane de bira yapıştırayım, biramı yudumlarken bi taraftan da kitabı karıştırıyorum, bi bok anlamadığım halde anlarmış triplerine de giriyorum gereksiz. gözleri belertmeler, tabi yaaa sırıtışları, hmm diye işaret parmağını şakağa koymalar falan gırla. lan yarım saat oldu hala ses yok kızdan, skerler dedim kalktım, biranın parasını masaya bıraktım çıktım, lan daha 10 adım atmadım pat arkadan takım elbiseli, 40-45 yaşlarda bir adam seslendi "pardon" diye. hay amk parayı ödemedim sandı diye düşündüm önce, lan adamın garsona benzer bir hali yok dedim, sonra aha dedim, kitabı okurken gördü herhalde, kesin yönetici adam, iş teklif edicek... aga kısa ve öz konuştuk...
adam: merhaba.
ben: merhaba.
-- burda adam ses çıkarmadan bana bakıyo, noluyo amk diye tereddütlerdeyim --
ben: buyrun, ne vardı? -- kibar adamım vesselam --
adam: hiç, içerde gördüm sizi.
ben: ee.
-- içses: ne istiyon amk lan. sadede gel.
adam: tanışmak istedim sizinle.
aga yemin ediyorum burda yaşadığım dumur, hayatımda yaşadığım dumurların best of listesinde birinci sırayı zorlar.
ufak bir sessizliğin ardından, cevap vermeden bir yürüyüşüm var, postacı şaban bok yesin.
neyse aga bu taciz sayılmaz, aynı sene yaşadığım başka bir olayı anlatayım sıkılmadıysan, yaslan hele gurban.*
-- daktilo sesi eşliğinde oku --
yer: izmir
ayrıntı: metrosu
yön: bornova
başrol: ben
-- kapa şu daktiloyu --
metro dolu sayılır, ayakta 3-4 kişi var en çok, homojen dağılmışlar mekana. kapıdan girdim direk tutundum yukarı. sonraki duraktan bir eleman daha bindi, saçlar 3 nümero, kirli sakallı, benim tipten ama benim sakal daha uzun emmineeke. hemen yanımdaki zımbırtıya tutundu it horozu. birader metro gittikçe sallantıdan mıdır, nedir, elemanın eli benimkine değiyo, ufak sürprizler yapıyo piç, lan en başta metro sallanıyo ondandır dedim ama amuğoduuum metrosu bi bu piçe mi sallanıyo, benim el neden sabit lan? neyse sinir oldum piçe, fısıltıyı desibel olarak biraz geçecek şekilde "skecem o olacak haa" dedim, ayrıldım. kapının oraya gittim, dayadım götü kapı kenarındaki cama, piç bakmıyo, baksa skivericem oracıkta. neyse 2-3 dakika sonra bu hareketlendi, inecek belli, benim olduğum kapıya geldi, mesafeli bir şekilde durdu, kapılar açıldı, eleman yürümeye başladı, aga tam yanıma geldi eli benimkine atmaya yeltendi, bildiğin avuçluycak ipne, abazanın karı memesini sıkması gibi sıkacak benimkini, üzecek oğlumu... harbiden zamanın durduğu anlar olurmuş biraderovski, sana 1 saniye içinde olanları anlatayım, elemanın eli kavradığım gibi büktüm açılan kapıdan tekmeyle dışarı attım, karşımda dikilen kız dumur, durakta bekleyenler dumur, elim ayağım titremeye başladı, inip bi temiz dövsem mi acaba düşüncesi var, ardından lan bu piç yalan atar karakola düşeriz, rezil olduğumla kalırım düşüncesi, beynim ömrünce yakmadığı fosforu yaktı o saniyede. lan döndüm garip garip bakan kıza açıklama yapıyorum, açıklamaya bak.
- salak yaa, salak insan dolu ortalık, ayıp, cık cık cık cık...
eleman kalktı, toparlandı, hiç birşey olmamış gibi yürümeye devam etti, sinirden kendimi skicem, o derece bir dellenme sürecindeyim.
neyse amk taciz anılarımı dinlediniz. uzun oldu lan, yine okunmayacak, yine tacizler devam edecek. ah azizim ah, ah ali rıza bey ah.
mesajı da verelim. siz siz olun sakın ola bir ipneye "skecem o olacak haa" diye atar yapmayın, yanlış anlıyolar amk.
kişinin geçmiş dönemlerde yaşadığı taciz olaylarının baş kahramanına yazdıkları yazılardır efenim bunlar. tabi benim de başımdan geçmişliği var. hatta bildiğin tecavüz bu. hem de iki defa.
ıspartada çalışıyorum o zamanlar, yeni memur olmuşum sene 2006, yaş 21. zamane memuru olduğumuz için tip biraz değişik tabi, saçlar dik, giyim fit. ciks ciks giyinmeler. yeni yeni ortam yapıyorum kendime. ısparta da kimim kimsem olmadığı için kalcak yer olarak öğrenci yurtlarını önerdiler. tabi ben haliyle ilkten sıcak bakmadım olaya, amk dedim zaten öğrencilikten çıktık, yine mi öğrencilerin içine giricez. neyse en sağlıklısı bu galiba dedim, öğrenci yurduna çıktım. ama ne yurt ısparta da yaşayanlar bilir, beyaz saray öğrenci yurdunu, komplex gibi. bi bina kızların bi bina erkeklerin, bi de ufak bina vardı o da erkeklerin. şimdi efenim önlenemez bi karizma var, işte kız yurdundan haberler alıyorum, arkadaşlar haber getiriyolar, olm kızlar sana hasta olmuş felan, tabi mütevaziyim amk, yanaklarım kızarıyo, demeyin olm öyle falan. neyse efenim gel zaman git zaman, biz ordan çevre yaptık tabi, başta hay amk yine öğrencilerin içine mi gircez dedim ama, sonra iyi ki böyle olmuş dedim.
altan adında bi arkadaşla çok sıkıydık, işte kızlarla falan takılmaya beraber giderdik. ayça adında bi kız, kız takık bana, başka takıklar da var biliyorum ama içlerinde en taşı ayça. ama ben o zamanlar böyle safım, iyi niyet falan. abi tanışma fasıllarını falan geçicem, en başından tüyo verdim zaten. bi akşam altan, ben, musa, işte ayça ve diğer kızlar büyük ısparta oteline eğlenmeye gittik. içkiler, kopkoplar, falan. ama ayçayı görcen garibim gözü hep ben de. böyle cool takılıyorum, böyle bi seksi erkek bakışları falan yapmaya çalışıyorum, ama bünye masum komik duruyo. herneyse gece bitti, yurda geldik. yurt dediğim aslında ev gibi, başında bekleyen falan yok, kapı anahtarı var giriyosun. kafalar güzel. kapının önünde takılıyoruz. işte altan falan gitti kendi bloğuna, kızlar da içeri girdi, ayça ben kaldık. ee amk biz de gidelim biz neyi bekliyoz, dedim, kafam da güzel. konuşmam nasıl tatlı olmuş ayça öyle diyo. bu biraz başım dönüyo ayaklarına yattı, hoppalaaa dedim noluyo lan.
bi daire düşünün herkesin ayrı odası var, bunların da böyle. diğer kızlar sızmış zaten pis alkolikler. ben ayçayı sırtladım, odasına götürdüm, yatağa bıraktım, çıkıcam. kendine geldi kız, sessizce dur gitme, nereye gidiyosun? dedi. yatacam amk, kafam bi milyon oldu dedim. az önce ayakta duramayan kız ayağa kalktı, son derece vahşi bi ses tonuyla; hiç bi yere gidemezsin dedi, bana saldırdı ve bana o gece sahip oldu. yani o saldırınca ben kaçtım biraz ama sonra tabi allah ne verdiyse giriştik. suç benim mi şimdi? saldırdı resmen bana ve ben erkeğim, lazım geleni yaptım. neyse ikinci aslı olayına hiç girmicem, yalnız o uykudayken oldu, ben uyuyodum, geldi yapıştı bana, gerisi aynen bu olay gibi.
yazdığım en uzun entry oldu. isteyene özet geçebilirim.