Bir araya gelseniz, bir çırpıda aradan çıkıverseniz ne güzel olur. Ha bir de aranızda özellikle görmek istemediğim bazılarınız var, ayaklarım geri geri gidiyor bayılmıyorum o bazılarınıza bilin yani.
Mükemmel insanlar değilsiniz, içinizde kimse Melek değil. Makul olmayan davranışlarınız da yok değil. Bazen kızdığım Zamanlar da olur.
Ancak, birkaçı hariç eşine kötü davranan bir Adam görmedim içinizde.
Bir kaçı hariç eşine kötü davranan bir kadın görmedim içinizde.
Çocuklarına sahip çıkmayan kimse ise hiç görmedim.
Çocuklarının diğer akraba çocukları ile yakın ilişki içinde olmasını, tanışıp görüşmesini teşvik ediyorsunuz istisnasız hepiniz. Bundan da ayrıca mutluyum.
Hatta şimdilerde bu bayrak kardeşimle bende, gençleri bir araya getirme işlerini biz devraldık memnuniyetle.
içinizde küfreden insan pek az. Bir kaç olay dışında Kabalık, kavga dövüş, ağır dedikodu da görmedim pek hayatım boyunca.
Bağımlı ya da alkolik kimse yok. sosyal içiçiler var, öyle ortam olursa takılan, hiç içmeyenler var. Ama kimsenin birbirine bir şey dediğini, birbirinden çekindiğini, lafını sözünü ettiğini duymadım hiç. Huzur buradan geliyor olmalı.
Komünistler var sağcılar var solcular var. Ama herkes bir tebessümle konuşur böyle mevzuları, tartışanını görmedim bir kaç olay hariç. Atatürk'te birleşilir, Allah'ta kitapta birleşilir. Saygıda kusur edilmez.
Atatürk'ü iyi anlatırlar çocuklara taa küçüklükten itibaren. yazın camiye de gönderirler birşeyler öğrensinler diye, ihmal etmezler. Sonra bir de, çocuklar kitaba boğulurlar. Üniversite okuyanlarının ceplerine birşeyler sıkıştıran da çok olur.
Bayramlar çok kalabalık geçer, iftarlar, sahurlar, ara tatiller, yaz tatilleri davetlerle, birleşmelerle, toplanmalarla geçer. Düğün dernek işleri el ele olur. Maddi mevzularda destek çıkacak, söyletmeden koşulsuz el uzatacak babalar da vardır bir kaç.
Çocukların, gençlerin kredisi bitmez pek. En çok gelinler sevilir. Gelinler gelince oğulların hep ikinci plana atıldığına şahit olmuşumdur.
Çiftçisi var, işçisi çok, memuru da fazlaca. Köylerde duran az. Ama yok da değil. Her fırsat bulan atlar gider selamlar götürür, selamlar getirirler.
Yaşlılar pek severler, yaşlılar pek sevilirler. Küslük dargınlık görmedim pek. Çok nadir münferit bir kaç olay dışında. Hastalıklarda yalnızlık yoktur, ziyaretçi, gönüllü refakatçi çoktur. Misafir hep sevilir, yolcular hep emanet görülür.
Bu Temelleri atan büyük dedeler, bilge nineler geçmiş. Sözleri aktarılagelmiş, düşleri anlatılagelmiş. Ben Sizleri, anlatanların gözlerindeki buğudan tanıdım hep. Ondan çok sevdim belki de..
Şimdi buradan, hepinize tek tek ayrı ayrı teşekkür etmek istiyorum. iyi olan, anlamlı olan, kıymetli olan her ne varsa dünyada hep sizden gördüm ben. Hoşgörüyü, karışmamayı, devlete bağlılığı, kamu malını korumayı, bu ülkenin kurucularına ve temel değerlerine sahip çıkmayı, dürüst olmayı, saygılı ve nazik olmayı, kötü sözden ve dedikodudan kaçınmak gerektiğini hep sizden öğrendim ben.
Sağolun.
Varolun.
Allah sizlere hayırlı ve uzun, sağlıklı ve huzurlu hayatlar yaşatsın,
Hayırlı ve mutlu; anlamlı ve güzel ölümler nasip etsin.
sevgili çerkeslerin yiğitliğiyle ünlü ubıh halkının yüce sülalelerinden şhapli sülalesi;
geçmişimle gurur duymamı sağladığınız için sizlere minnettarım.rus zulmü dolayısıyla soydaşlarınızın büyük kısmını,türk topraklarına geldikten sonra dilinizi kaybetseniz de nesilden nesile sirayet eden asalet ve duruş bana en büyük mirasınızdır.
ayrıca berektiqoe,bugünkü adıyla beşiktaş'ı kurduğunuz için size ne kadar minnettar kalsam azdır.bana beşiktaşlılığı miras bıraktığınız için sizlere teşekkür eder,wubıh halkına yakışır bir hayat süreceğime yemin ederim.
sevmiyorum hiçbirinizi. teyzelerim, halalarım, kuzenlerim, annemin 2 kuzeni ve onların çocukları hariç. dayımı da biraz seviyorum. ama dayımın 2 kızı da sevmediğim sülale kapsamında.
dürüst biri olduğum için, lafımı esirgemeden gediğine "koyduğum" için, doğru söyleyip dokuz köyden kovulduğum için sizlerin arasından bazılarınız arasıra küfür yemektesiniz. dürüstlüğümden ve dobralğımdan kaynaklı yediğiniz küfürler için özür dilerim. en kısa zamanda telafi edeceğim inşallah.
babamın sülalesi ben bu yazıyı size yazdım..
ulan bikerede şu çocuk napıyo diye bi arayın sorun be 3 sene oldu okul bitecek bi kere aramadınız gördüğünüz zaman samimiyetsiz sarılmalar hal hatır sormalar koskoca insanlarsınız ben mi öğreteyim size bu yaştan sonra bunları...
yıllarca bizi ezdiniz beni, kardeşlerimi kendi çocuklarınızı dersanelere gönderip en iyi okulları kazandırdınız bizim durumumuz yok diye gidemedik dersaneye kazanamadık boğaziçini odtüyü gerizekalı yerine koydunuz kendi çocuklarınızı övdünüz ailem bana sizin yüzünüzden hep sizin çocuklarınızı örnek gösterdi bazen sessizce ağlardım yorganın altında bunu kabullenemeyip.. çok şükür ben de kazandım şimdi seneye okulum bitiyor.. allahın izniyle bide iş bulursam alayınızı tanımam hoş bulmasam sokakta sürünsem de tanımam da ama bana çok iyi birşeyi öğrettiniz parayla insan olunmaycağını birgün çocuğum olursa ona kendi çocuğunu başkalarının yanında bu kadar övmemesi gerektiğini, kendiisini düşündüğü sıkıntı çeken akrabaları olabileceğini başını yastığa koyduğunda onlarıda düşünmesi gerektiğini öğreteceğim.. bi kere telefon açıp bana nasılsın deseniz bile yeterdi.. bu saatten sonra hiçbirinize ihtiyacım yok samimiyetsiz sarılmalarınız ve sevginiz bana uzak allaha yakın olsun...
sizi hiçbir zaman diğer insanlar gibi yakından tanıyamadım, çünkü babamın ve annemin mesleği gereği hep memleketimizden uzaklarda olduk. ancak liseye başlarken memleketimize dönebildik, tabi o döneceğimiz zamanlarda annem ve babamın yüzlerindeki heyecanı unutamam çünkü onların küçüklükleri hep böyle kalabalık aile ortamlarında geçmiş, o günlerin özlemini çekiyorlardı besbelli. ben ise ufak çekirdek ailemiz dışında öyle kalabalık bir akraba-aile ortamında bulunmamıştım, en fazla arada bir dedem veya halam gelir 1-2 ay bizimle kalırdı o kadar. ancak yaz tatillerinde gittiğimiz zamanlar sizlerle görüşüyorduk ama bazılarınız da tatile çıktıkları için genellikle öyle topluca görüşme olamıyordu. ben de zaten çoğunuzun yüzünü hayal meyal zor hatırlıyordum, ee ne olacaktı ki senede bir kere ya görüyordum ya görmüyordum sizi.
neyse geldik memleketimize, taşındık, yerleştik vs. zaman içinde kapımıza hoşgeldiniz demeye geldiniz falan derken birden bire bizim kapı zili çalmaz oldu. annemin ve babamın yavaş yavaş hayal kırıklığına uğradıklarını görebiliyordum çünkü geldiğimiz yerde çok iyi dostları vardı, tabi benim zaten bütün çevrem oradaydı, aile dostlarımız vardı ki bunlarla gerçekten akrabadan öte olmuştuk. ama memleketimizde sizin dışınızda çevremiz yoktu ve sizin hoşgeldiniz ziyaretlerinizin bitmesiyle yapayalnız kalmıştık. be amına koyduklarım hani siz bizi teşvik ettiniz ya gelelim diye, ee noldu şimdi ? ulan taşınırken bile yardıma gelmediniz, sikmişim böyle akrabalığı. geldiğimiz yerde babamın tek sözüyle ona çıkarıp binlerce lira borç verecek dostlarımız vardı. siz iki-üç koli taşımamak için bahaneler uydurdunuz.
gel zaman git zaman ben liseye falan başladım, neyse ki çevre konusunda sıkıntı çekmedim çabucacık alıştım, çok iyi dostlar edindim. ama annem ve babam bir daha asla eskisi gibi olamadılar. bir türlü tam anlamıyla alışamadılar. belli etmemeye çalışıyorlardı ama eski günleri özledikleri anlaşılıyordu. hadi kendimi geçtim, anne ve babama zarar verdiniz, sizin yüzünden oldu hepsi, destek olmadınız, bizi sürekli mahkemelerle uğraştırdınız.* çok ama çok nadir mangal falan yapardık ama ben genelde kim kimin teyzesi, kim kimin bilmem ne siki bilmezdim. sikimde de değildi açıkçası. çünkü o kadar soğuktu ki o ortamlar. lan taşındıktan sonraki 1-2 senede edindiğim dostlarım bile sizden çok daha iyiydi, yardımseverdi ki siz kaç yıllık akrabamsınız (!) anladım ki kan bağının yardımlaşmakla hiç bir bağlantısı yok.
ben de karar almıştım; size bir daha asla kendimi zorlayarak güler yüzlü ve sıcak davranmaya çalışmayacaktım. zaten tam olmayan tanışıklığımız sonsuza kadar tamamlanmayacaktı. ve tamamlanmayacak da...
sizin gibi sülalenin a.ına koyim ben. en güzelini vaktiyle kardeşim demişti sizler için. "tutto, hadi birini anlıyorum da bir insan üç tane birden orospu çocuğunu nasıl doğurmuş onu çözemiyorum" demişti. haklıydı canım kardeşim. hoş 3 tane değilsiniz ki her biriniz ayrı ayrı orospu çocuğu olmuş bu konuda bayrağı en önde taşımak için yarışıyorsunuz.
allah belanızı versin ne diyim.
bi kaç tane insan var geri kalan hepsi hayvan amına koyim hiç sevmiyorum sizi var ya hiç hiç, neden böylesiniz, amacınız ne bilmiyorum ama siktiriniz gidiniz. küçük halam ve iki teyzem dışında hepiniz siktirin gidin marsa, jüpitere falan. he ayrıca ailemden fazla sevdiğim anneanneciğim, senin de toprağın bol olsun bitaneciğim ellerini öpmeyi özledim be ah ulan ah.
dost musunuz düşman mısınız anlamadım ben ya! her şeyime nasıl bu kadar karışabiliyorsunuz? annem babam laf söylemiyor da size ne oluyor, anlamış değilim.
Ben kendimi size beğendirmek zorunda mıyım? Hayırdır yani ne bu bana takıntınız?
sizi görünce kendimi aşağılık bir varlık gibi hissediyorum! Bana söz söyleme hakkı tanımadan sürekli eleştiriyorsunuz! moda avcıları halt etmiş yanınızda!
uzak durun ya benden, sizden hiçbir beklentim yok ki; ne maddi ne manevi!
Çok zor günler geçiriyoruz. Karadenizli olduğumuz için Çernobil'in laneti üstümüzde diyebilirim. En az 8 kişi kanserden hayatını kaybetti (sadece benim hatırladığım)
Şu an aranızdan 4 kişi kanser. Belki de kanser olan ve daha teşhisi konmamış insanlar var aramızda.
Birol dayım akciğer kanseri,
Rabia hala bağırsak kanseri,
Ayşe teyze akciğer kanseri,
Fatoş abla rahim kanseri.
Allah hepinize acil şifalar versin. Sizleri seviyorum.
neden sizi tanımıyorum. kaç yıldır neden görüşmedik. yıllar sonra karşıma çıkıp benden samimilik sıcaklık cana yakınlık beklemenizde neyin nesi. soğukmuşum gelmiyormuşum gitmiyormuşum. ulan kaç asır geti ben sizi tanımıyorum siz beni tanımıyorsunuz. amacınız nedir.
nasıl bir sülalesiniz siz ya? tanımıyorum abi sizi. biri babamın halası, ama anneannemin de kız kardeşinin kuzeni aynı zamanda. sonra bakıyorum babamın anne tarafından kuzeni ile dedemin halası akraba. hayır bunların hepsini attım ama aynen bu şekil abi.
"20 yıldır izmir'deyiz. kimseyi tanımıyoruz. dostlar edindik, iyi dostlar. komşular edindik halimizi hatrımızı sorarlar, acılarımızı paylaşırlar. kimseden bir kötülük görmedik çok şükür. bunca yıl arayıp sormadığınız için sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. sayenizde akraba kazığı nedir bilmedim. amcamın oğluyla, kızıyla bilumum yaşıtımla karşılaştırılmadan, iş bulamadığım için ezilmeden, saygı görerek büyüdüm. etrafımda bunu yaşayan arkadaşlarıma çok üzülüyorum. keşke onların da sizin gibi bulunmaz akrabaları olsaydı.