birazdan okuyacaklarınız 07 ucu olan var mi isimli yazarın çocukluğu hakkında aşırı derecede spoiler içerir.
--spoiler--
18 eylül 2010 gecesi saat 21:30 sularında taksimden evime dönmek üzereydim. içmiş olduğum 5 tequila shot ve 2 adet 70 cc lik biranın etkisi üzerimde olmasına rağmen bilincim açık, aklım başımdaydı. hatta kaldırımın kenarında ki sarı çizgilerden yere düşmeden yürüyebilmekteydim.
neyseki mahallemize geldiğimde evde yoktur sabaha lazım olur diyerekten bir ekmek birazda şarküteri ürünü almak için mahallemizin dükkanı küçük yüreği büyük esnafı hamza abinin marketine girdim.
hamza abi ile kısa bir selamlaşmadan sonra ekmeği almaya yönelirken ondan bir kalıp peynir, bir küçük paket kaşar, 150 gram kadarda salam istedim.
hamza abi istediklerimi yerine getirip kasaya geldğinde bende günün kalan gazetelerine şöyle bir göz atmış, kasaya doğru yönelmiştim ki o' nu gördüm.
yıllar ondan hiç bir şey almamaıştı. adeta ilk gün ki gibiydi. hala yüzünde bir tatlı gülümseme hala bir al beni havası vardı. bu karmaşık düşünceler benliğimi karıştırırken gözlerimde biriken bir kaç damla yaşı zorlukla zaptetmekteydim.
hemen elimdeki ekmeği kasaya bırakıp ona doğru uzandım, sakız reyonundan diğer sakızların arasında adeta gör beni diye bağırmaktaydı. önce elime 1 tane alıp uzun uzun baktım. o yeşil kabına o yuvarlak bedenine hasret kalmıştım. yıllar bencen çok şey götürmüştü ama onun aşkı hala içimdeydi. onu elimde tutarken aklıma çocukluğum geldi. kulağımda eski bi grup vitamin şarkısı yankılandı.
hemen 3-4 adet alıp abi bunların hepsi ne kadar tutuyor diye sevinç dolu bir şekilde borcumu öğrenip ödememi yaptım. para üstü olan 10 kuruş u almadan koşar adım apartmana attım kendimi, merdivenleri 3er 5er çıkmaktaydım. eve girince ekmek ve bilimum şarküteri malzemelerini mutfağa bırakıp kendimi hemen odama attım. cebimden yavaşça çıkardığım sulugöz sakızlarını masanın üzerine bırakıp bir tanesini elime aldım. yavaşça yırtmadan, zedelemeden kabını açtım ve o dehşet hazzı bekleyerek ağzıma attım.
işte tüm her şey bu noktada başladı sözlük. ağzıma atmamla beraber yüzümde bir şaşkınlık aklımda onlarca küfür meydana geldi. bu sulugöz o eski sulugöz değildi. adeta yıkıldım, güneşimi kaybettim, yaşama sevincimi yitirdim desem yalan olmaz. gözlerimde beliren yaşlar sakızdan kaynaklanan değil, çocukluğuma atılan bir hançer yarasının sonucu meydana gelen yaşlardı. sulugöz değil adeta şeker küpüydü bu sakız.
90 ların en popüler nesnelerinden biri olan sulugöz ü tekrar gördüğümde her şey eskisi gibi olacak tekrar çocuk olacağım, izel çelik ercan yeniden albüm çıkartacak, annem üniversiteye giden oğluna beslenme çantası verecek sanmıştım. hayallerim yıkıldı sözlük. 07 ucu olan var mı nin suçu ne diye düşünmekten kendimi alıkoyamadım. fatmagülden daha kötü bir haldeydim sözlük.
daha sonra sakızı ağzımdan çıkarp bir mendile sarıp çöpe attım. diğer açılmamaış paketlere ise hiç elimi sürmedim. zaten geri gelen hangi eski sevgiliden hayır gelmiş ki sözlük ? sulugözden gelsin.
--spoiler--
