evin 4. katının balkonundan hani bakıyonuz ya aşağıya abla kardeş, hiç ziklemiyorum sizi, ama gözüm üstünüzde kızlar. hayır ben çaktırmayarak siz çaktırarak nereye varacak bilmiyorum, aslında biliyorum, ben gideceğim, buralarda uzun saçlı biri vardı kalacak, o artık yok olacak ondan. o yüzden gerek yok, baktığımızla kalalım. ayrıca abla kardeş aranıza girmek istemem.
sizleri çok özledim hemde nasıl çok anlatamam. neredesiniz şimdi? umarım oralarda berabersinizdir. birbirinizi bulmuşsunuzdur. yine her zamanki gibi atışıyorsunuzdur. ama sizinki tatlı bir atışma her zaman öyle olmadı mı? kavga ederdiniz araya girerdik. sonra bir bakmışız yine şen şakrak berabersiniz. siz birbirinizi kırarmısınız siz? siz yarım asırı beraber geçirmediniz mi? ölüm bile sizi çok ayıramadı. 2 bucuk senecik ayırdı. keşke hiç ayıramasaydı hep yanımızda kalsaydınız. ben her halinize kabuldüm. önce sen dede önce sen bırakıp gittin beni. hemde öyle bir zamanda gittin ki. 1 sene daha dayanabilseydin o lanet hastalığa. buralara getirirdim seni hep ismini sayıkladığın akrabalarının yanına. bahanen olmadığı için gelmiyordun buralara. ama işte o bahane ben oldum ama bu seferde sen olmadın sen gittin. sonra dayanamadın oralarda babaannemi çektin yanına. yine çok zamansız bir anda. ikinizde gittiniz. arkanızda gözü yaşlı insanlar bıraktınız. onca hayal bıraktınız. daha çok yapacak şeyimiz vardı be. sizleri çok özledim ben. her geçen gün yokluğunuz dayanılmaz bir hal alıyor. ne zaman bir dede lafı duysam içimde fırtınalar kopuyor.
Merhaba, işi düşünce arayan dostlar, rehberimde olup ama bir gün bile mesaj atmayan dost kılıklı insanlar, kötü günümde yanımda olmayıp iyi günde yanıma ışınlanan dostlar, senden hiç beklemezdim cümlesini yine yeniden bana söyleten dostlar, nasılsınız? Umarım kötüsünüzdür çünkü sayenizde ben hiç iyi değilim.
sen orospu çocuğu. lisede sevdiğim kızla aramı yapacağım diye kızı ayartan ve kendine ayarlayan kahpe karı piçi! senin geçmişini geleceğini sikeyim. ulan piç kurusu yalnız başına sokakta yürüyecek cesaretin yokken seninle aynı şehri yazıp üniversitede de yanında olayım diye hayatımın akışını değiştirdim lan ben senin için. bu muydu senin dostluğun! sikimsonik kafanı eşekler siksin emi. parasız kaldığında para veren bendim. ananı babanı kandırıp okula gitmezken pederin olacak fahişeye mazeret uyduran da bendim. soyunu sopunu silsilesini siktiğim piç! lisede ünide senin için karışmadığım bok kalmadı bu mudur ulan mükafatı? yaptığın bu karaktersizlik yüzünden dostlarımla iki kelam edemez oldum. orospuluğu yapan sendin yüzü kızaran bendim. ben demeyi sevmem ama şunu bil ki ben olmasam senin bir tane bile arkadaşın olmazdı. o ankara nın sokaklarında seni sikerlerdi de iniltilerine aç köpekler gülerdi. şimdi adam mı oldu lan! sen kral olsan paşa olsan cihana hükmezsen neye yarar!
ve sen kahpe. çok düşündüm intikam almayı senden. ama dedim oğlum delikanlıya yakışmaz. konduramadım kendime. yapamadım. yoksa çevrendeki tüm kadın ve erkekleri tek tek sikerdim. seni geneleve paspasçı yapardım. yaşıyorsanız rahat rahat bilin ki ben izin verdiğim içindir.
size zarar verecek değilim vermem de. bu fahişe hayatı tam da size göre nasılsa. size daha güzel bir ceza yoktur bu hayatta. evlenin barklanın. mutlu olun orospu çocukları.
yanarım yanarım da sana sahip çıkacam diye kırdığım üzdüğüm dostlarıma yanarım. onlardan tek tek özür diledim bilemedim dedim ben onu mazlum gördüm o zalimmiş dedim. zalimlerin sonu hayır değildir bacısını siktiğim. görürsün sen de aynısını birgün. ha unutmadan o altındaki fahişe saksoda iyidir misyonunu iyi yapar. fakat duş aldırmadan sikme çok pis kokuyor sonra.
seviyorum deyip de sevginin gerektirdiği hiçbir eylemi yapmadan, karşıdaki insandan bir şey beklemeyin kardeşim. çünkü siz sevmiyorsunuz aslında. önce hissiyatınızı görün, belleyin.
yeni nesiller, geleceğimizin yeni kuşakları; eski kültürlerini kendi ana dillerinde yazıp yaşatmak ve üretmek yerine yoz, boş bir kültür oluşturmaya devam ettikçe, benzer aşağı yukarı aynı türkçe söylemler
yazmaktan başka bir iş ortaya çıkmayacak sanırım. Bırak eski türk filmlerindeki istanbul beyzadelerini, turist ömer jargonu bile bazen anlaşılamayacak düzeye geliyor.
Herkes herkesi tanımak zorunda değil ama... bu ülkede Neşet Ertaş'ı, Barış Manço'yu tanımayan adamlar var. E bunları da bir zahmet tanı değil mi? Bir zahmet tanı.
Ben yapıyorum ama siz yapın. Zorundalıklarınızdan kopun artık. Sizin isteğiniz olsun tüm yaşam. Sizi mutsuz eden ne varsa çekip atın hayatınızdan. Özgür olabilmenin mutluluğunu sonuna kadar içinize çekin. Yıkın tüm değerleri.
lan o değilde o nasıl bir zincir di öyle ya ben de katıldım yazdım sonra alf ile devam ettim, sonra arkadaşın teki elf diye eklemiş gülmekten öldüm lan. siz de güldünüz mü benim gibi hala gülüyorum.
Gürültünün sessizliğine bulanmış bir adamın çığlıklarını dinliyorsunuz. Oturduğunuz sandalyede durumunuzu dik konuma getirip şu yazdıklarıma iyi dikkat edin. Arabayı futursuzca kaydırarak kullanan insanların neyi amaçlayarak bunu yaptığını düşündüğünüz an, kendi kendinize kızma vaktinin geldiğini farketmiş olun. Çünkü elinize imkan geçtiğinde bir gün sizde bunu yapıcağınız anlamına gelir. Keza bu hayatta yadırgadığınız şeyler sizin gizli kimliğinizdir. Çoğu insan zenginlerin çok para harcamasından, 500 tl lik kahvaltı sofralarından şikayet eder. işte onlar zengin olduklarında bunu ilk yapacak kişilerdir. Bunun ilahi adaletle hiçbir ilgisi yok. Bunun insanların bi takım bastırılmış duygularıyla, içlerinde saklı tuttukları pandora kutularıyla bir ilgisi var.
Bizler pamuk şeker yemiş, elma şekeri yalamış ve şu anda bilinçsizce, yer çekimi sayesinde, saniyede 2000 km ye aşkın, batıdan doğuya doğru savrulan ve bunu göz ardı eden birer bakterileriz. Çölleri yeşertmeye çalışacağımıza ormanları çölleştirir, bir pire için yorganı değil dünyayı yakarız.