gel bak
yine uykusuz
yine sebepsiz bitimsiz günlerdeyim
ben hala sensiz bilinmez yerdeyim
yine sebepsiz yine kimsesiz çelimsiz düşlerdeyim
ben hala sensiz bilinmez yerdeyim.
hiç adil değil senin yaptığın. o varsa beni neden aldın hayatına, buyur ettin. bir geldin bir gittin. senin kafanın karmakarışık durumlarını, gel git ruh hallerini, kararsızlıklarını ben neden ödedim. yanyana çektirdiğiniz fotoğrafı görünce ben öldüm haberin varmı. sana bakmaya, dokunmaya bile çekinirken onu senin omzuna yaslanarak fotoğraf verdiğini görünce öldüm ben. sen o fotoğrafta gülümserken öldüm ben. uzun süre bu dünyada değildim ben. bütün arkadaşlarımdan uzaklaştm, kırdım döktüm ortalığı. şimdi yapayalnızım. her gece uykuna geçerken oh deyip mi yatıyorsun ah deyipte mi. beni bitirdin, aldattın, aşık ettin, sonra defoldun gittin. benim suçum neydi. içimden defalarca sordum bu soruyu. benim suçum neydiki hayatımı boka çevirecek kadar garez ettin bana. onu seviyordunda neden benide sevmek istedin. sen beraberliğine ben molasından sonra devam ederken bende senin bana bıraktığın yıkıntılarınla uğraşıyorum. hak mı adaletmi bu.
kimin sevgilisi oturupta onunla call of duty oynar saatlerce?
hatta evine gittiği zaman bilgisayarını açıp seninle eş zamanlı olarak saatlerce call of duty oynar?
vardır illa ki başkaları da ama, azdır be hacı. işte onlardan biri de bana denk geldi.
hayatımdaki en büyük şansımsın heralde sayın sevgili. seviyom kız seni.
şimdi sürekli eleştirdiğin 'ya bence din hakkında şakalar yapmak çocukluk' ya da 'bu saygısızlık' şeyinden bıktım. sen de eşek gibi saygı duyacaksın şakalara. ya da hakaretlere.
faşist misin olum.
son iki saattir yanımda olsaydın büyük ihtimalle ilk kavgamızı ediyorduk.
Gel artık vefasız, insafsız, vicdansız, 4 yıl geçirdik lan boru mu?
sırf bana inat konya yı yazmıştın tercihlerin arasına bok mu vardı?
He ne oldu mutlu musun?
Mutlusun anasını satayım belli.
Hasta olunca hastaneye götürecek, nazını, kahrını çekecek, sağdan soldan sümüklü mendillerini toplayacak, gidelim dediğinde
lak diye gidecek, ayakkabılarını giydirip bağcıklarını bağlayacak, sayısı üçü bulan abiciklerinden dayak yiyecek birini nah bulursun.
bağcıklarını bağladığını mahalleden biri görse kahvenin önunden nasıl gecerdim lan biliyon mu nah biliyon.