bugün

ey taptığım sevgili ;
basit varlığım varlığına hayran ,
sen bir tanrısın ben ise sana tapan..
Hayatına devam edemiyorsun bazen.
Giden çoktan gitmiş olsa da, geri gelmeyeceğini bilsen de, başkalarıyla mutlu olduğunu görsen de, hayatına devam edemiyorsun, yalnızca zamanın akıp gitmesini izliyorsun.
Sanıyorsun ki, bir daha kimseyi bu kadar iyi tanıyamayacaksın. Bir daha kimseyi bu kadar iyi anlamayacaksın. Ya da kimse seni bu kadar anlayamayacak, bu kadar sevdiremeyecek kendini. Sanmaya devam ediyorsun, çünkü aynen böyle boktan bir şekilde akıp gidiyor hayatın. Başka bi kadına sarılıp gülümsediği fotoğraflara bakıp duruyorsun. Gülümsüyorsun bir anlık, sonra geçiyor.
Kimse yanına senden çok yakışamaz gibi geliyor, sonra geçmiyor. Geçse..
Terkederken, bitti dediğin gibi ”bitti bu defa” diyemiyorsun içinden.
Hayatına devam edemiyorsun bazen.
çok yağmur yağıyor buraya.
selamün aleyküm ne var ne yok emmoğlu.
yazık sana demek ne kadar kolay değil mi. ama ben kendime derken zorlanıyorum. kendime batırdığım her iğne için küfrediyorum bütün delinen yerlerime, sonunda dediğim tek şey yazık bana.
hani insan tek başına bi anlam ifade edemez de kalbinde yaşattığı aşkla bi şeye benzer ya, işte öyle bir şey...

hani insan, o aşkla her şeyi yapabilecek kadar güçlüdür, tek başına bir ordu gibidir de kafa tutar ya bütün dünyaya, işte öyle bir şey...

hani bu iki uç noktada gezerken biraz şapşallaşır, etrafa mal mal bakar da başı döner ya mutluluktan, işte öyle bir şey...

hani insan uçurumun kenarındayken ve düşmek üzereyken, bir el tutup da çeker ya seni kendine, korkuyla karışık rahatlarsın, işte öyle bir şey...

hani gözün kör olur her şeye, kulağın sağır olur her sese, bir tek aşk için yaşarsın, zaten tek olduğu için çok değerli ve güzeldir ya...

işte öyle bir şey seni yaşamak.

seni yaşamak mucizeyi yaşamak gibi bir şey...

hiçbir şeyim yokken her şeye sahip hissediyorum ya kendimi, o yüzden böyle deli, böyle salak, böyle cesur, böyle mutlu, böyle kendim olabiliyorum.

ve hepsinin nedeni sen olduğun için, kendimi de çok şanslı hissediyorum. tam 4 yıldır...

ne güzel şey seni sevmek...
ben bu yazıyı inatla sana yazmıyorum...
naber. kız mısın bilem. yazışalım o zaman.
sevipte sevişemedeğim ey sevgili, en sevgili, uzatma dünya sürgünümü benim.
sevişmek: sevmek eyleminin karşılıklı yapılması, işteşlik bildiren fiil. içinde seksin olmadığı sevimli bir eylem.
ben bu yazıyı sana yazdım hasmet ibriktaroglu

senden gelen mesajlar sonrasında bende bir huylanma oluyor sevgili haşmet. gözüm kaşım oynuyor, seğirme geliyor. sendeki dirayet kimde var haşmet? tüm online sözlük yazarlarına attığın mesaj ile beni düşüncelere gark ettiğinin farkında mısın haşmet?

bir de uzun mesajlar atıyorsun sevgili haşmet, bana kısa mesajlar at rica edeceğim. dünyanın hörekesini bana anlatma haşmet!
seni bana nalt ıyolar ya deliriyotum her muabbetin seninde senide ekleyecekler illahi ee o napiyo diye soruyolar konuşmuyoruz diyorum nişanlanmış diyolar biliyosun ne soruyosun a.q.
Ben bazen seni düşününce ne yapacağımı bilemiyorum, biraz koridorda dolanıp geri oturuyorum.
hayallerimden hatıralarımdan çık artık. bırak beni temiz sularda kirletme göz yaşlarınla baharlarımı. çık git artık dünyamdan mars sana göre olmadı jüpiter! git ki kalksın bu kasvetli bulutlar gökten hafif bir yağmur çiselesin sonra aşina gökkuşakları belirsin ötelerden. git burdan siktir git!
O güzel gözlerine saatlerce gözümü kırpmadan bakabilsem yanımda olsanda...
Özledim.
Yine özledim.
Hiç dokunamadığım, hiç sarılamadığım halde yine çok özledim.
Biliyorum hiçbir zaman olmayacak.
Ki zaten ben sevmeyi seviyorum.
Somutlaştırmayı değil.
Belki de seni bile değil.
Sevmeyi
Sadece sevmeyi...
Çok özelsin çok güzelsin bu halinle.
Bilme
Sen bilme.
Bilirsen büyüsü bozulur.
Bilirsen karşılık veremezsin ki içimdekilere...
Sevemezsin ki böylesine...
Seni biliyorum.
insanlar kötü, belki hiç tanıma fırsatı bulamadığım sen.
Sende kötüsün...
Ve ben, ben o zaman üzülürüm.
içimdekilerle güzelsin.
Biliyorum,
Bir çocuğum olursa şayet onu senin gibi yetiştireceğim.
Senin gibi güçlü olacak.
Senin gibi ayakları yere basacak.
Belki de adı sen olacak kim bilir...
şu an çok kırdın ve bence sen çirkin insansın ve kimse de seni sevmicek, herkes seni ısırmak isticek. bence kimse senin yanağını sevmez. sen bi sümüksün.
dün gece öyle söylerken de hiç şımarık değildin, köylü faresiydin.
her şeyden önce belirtmeliyim ki yanılmışım. ama beni üzen bu değil. beni üzen, sadece kendi düşüncelerim. bu kadar yanılmış olabilmem asıl beni üzen bu anlıyor musun? ben de her insan gibi yanılabilirim tabi ki. ama bazı konular olur ya, hani dersin tamam bu sefer eminim. işte bu tam bunu diyebilecek kadar inanmıştım. olmadı ama suç sende değil eminim. suç benim basmayan kafamda. hala sorunları olan, kendi içinde çelişen, o beyinsiz kafamda. sana da hak vermiyor değilim tabi. bunca olandan sonra, bir de böyle birini çekmek kesinlikle herkesin harcı değil. ama şuan sana bunu söyleyemesem de, bilmeni isterim ki gerçekten sevmiştim be. söyleyemesem de diyorum ama bildiğinden de eminim. bu kadar çabuk bitmesi, üstelik sebepsiz yere... bilmiyorum, ama kendimi uzun zaman sonra bu kadar kötü hissettiğimi söyleyebilirim. hep farklı sebeplerden zamanı geriye almayı istemişimdir. ama bu sefer tek sebep sensin. alabilsem de, o bir kaç kelime ağzımdan çıksa. ne olacaksa olsa...*
ben sana burada yazdım ama sen bana neden hiç bir şey yazmadın.?
666. sayfasında olan başlık.

sana yazıyorum kenk, kim olduğunu biliyorsun, ordakilere selam.
bu kez beni bulamazsın diye daha doğrusu bulama da ben evde geçirdiğim boş zamanı biraz hareketlendiriyim diye açtım bu hesabı. durup durup aklıma geliyosun. bilgisayarımı açar açmaz hemen bi şey yazdın mı diye bakıyorum. ama cesaret edemiyorum hala. haklıydın her dediğinde ne yazık ki. keşke haksız olsaydın da doğru düzgün götürebilseydik her şeyi. ama düşündüğün gibi başka kızların peşinde koşmuyorum ben. kendi başıma yaşamaya çalışıyorum bu kez. o sana büyük gelen tshortun hala üstümde. çift yakalı mavi olan tshortse arada bir çıkıyo dolaptan açık konuşalım. umarım canın eskisi kadar yanmıyodur. ama eğer ki yanıyosa da umarım saçma şeyler yapmaya itmez bu seni. dikkat edesin kendine.
ben bu yazıyı sana yazdım, henüz bilinmeyen kişi. o kadar düşündüm, canlı kanlı bir insan var mı içimde kalanları dökmem gereken diye. insanlar gelmedi ama palyaço balığım, bir de hayali köpek balığımla çitam geldi. saatlerce anlatmak istediklerimin sebebi elbet bir gün hayali dostlarım olmayacak. kalbimi ve aklımı meşgul etmeyi hak edecek olan sen geldiğinde, dolmayı özlemiş yüreğimden akanlar sahibini bulacak. uzun uzun anlatmama gerek yok aslında, susmamla da bileceksin her şeyi, ağlamamla da, kızmamla da... senin dinlemeye ihtiyacın olmasa da anlamak için, benim anlatmaya ihtiyacım olacak. o zaman söylemek istediklerimi gerçekten dinleyen sen olacaksın, bana bir şeyler söylemek için sebep veren de sen. işte bu yazıyı sana yazdım bilinmeyen kişi, bunları bilmek için okumaya ihtiyacın olmasa da benim mutlu olmak için yazmaya ihtiyacım var. bir gün bu yazıyı okuduğun da, gülümsemeni düşlediğim hayallere ihtiyacım var...
seviyorum seni. şu dünyada kimseyi sevmediğim ve sevmeyeceğim kadar. artık sana söylediğim sözleri farklı yere çekmeyi bırak. bir kere temiz bunun içi de, söylediğimi olduğu gibi kabul et. ben seni kendim gibi görürken nasıl seni üzebilirim isteyerek. seni ne zaman kırıyorsam eğer senden uzakta kalacağım için çekeceğim sıkıntının öfkesi oluyor. onun dışındakiler benim öküzlüğüm sebebiyle anlatmak istediğimi anlatamayışım senin ise bana davranmaman gerektiği kadar alıngan davranman sonucu olan şeyler.

seninle mutsuz değil mutlu olmak istiyorum.

etrafındaki hiçbir erkeğe tahammülüm yok. artık biraz kendini yerime koy. benden istediklerini bana vermeye başla. alternatif yollarla bişeyler bulmaya çabalama.

neyse, onu bunu boşver ben seni seviyorum. daha şimdiden hissetmeye başladım sensizliği. hayır olsun. artık hayat yaşamak zorunda olduğum bişey, bizim için.

seni çok seviyorum, ölene kadar ve öldükten sonra da seveceğim. al sana bir söz daha.
onları öfkeme layık bulmuyorum. öfkem bana ait bir şey. yakın hissetmediğim birine nasıl gösteririm onu. onlara da size davrandığım gibi davranmış olurum. asıl o zaman, kötülük etmiş olurum herkese.

sırf bu yüzden hep bir silgi gibi tükendim ben. başkalarının yaptıklarını silmeye çalıştım. mürekkeple yazmışlar oysa. ben kurşunkalem silgisiydim. azaldığımla kaldım.

(bkz: çaresizlik)
kasım da da aralıkta da bir başka seviyorum seni.
bir dinleseydin en azından beni çok sevdim bu kadar da mı hatrım yok?