bugün

çok mutluymuşsun, hayatın renklenmiş hayırdır ne oldu? yağmurla seviştin de gökkuşağı mı doğurdun?
ve biliyo musun? sırf seni anmamak ve görmemek için bazı belgeselleri seyretmiyorum...
başlarım prensibine deyip özür diliycem bugün ben. içimden nasıl geliyorsa öyle davranıcam sana karşı. insanların ne düşüneceğini, ne diyeceğini siktr edicem. görüceksin.
edit: sonuç? hayalkırıklığı.
şimdi düşünsenize bir kere, bu başlık açılmış insanlar yazmış ve tam 826 sayfa olmuş, insanlar içindekileri, söyleyemedikleri çoğu şeyi o'na söyleyememiş, ama yazmış buraya. bu kadar insan bu başlık altında anlatmış sancısını, acısını, nefretini buraya kusmuş. belki sonradan okuduğunda da gülümsemiş sadece. ama hepsi yaşanmış işte. sadece yaşayanın bildiği o derin acı var her sözde. bu kadar hikaye bu kadar derinden hissedilmiş yaşanmış ve belki de şimdi bitmiş, ne kadar garip..

ve şimdi bana gelecek olursak, benimde bir hikayem var evet. baştan sona buraya dökemem ama. çünkü bazen kelimeler yetmez yaşadığın tüm olan biteni anlatmaya. içim kırgın, içim yorgun.. ve yenik düşmüş bazı şeylere.. bu yüzden akışına bıraktım artık her şeyi, çünkü bazen böyle olmak zorundadır. elbet geçicek, eskisi kadar acımicak belki, ama asla unutulmayacak...
kolumdan tutup fırlattın ya beni. o anı nasıl tarif etsem... böyle hava birden bin derece oldu, dünya yörüngeden çıktı güneşe girdi, güneş patladı götüme girdi. o tür bi durum yani.
herkes sevgilisine yazmış, yemişim sevgiliyi "sen" iyiki varsın.
seni çok özledim, bayramın mübarek olsun.
Evet birisi var harika olan ama o birisi hangisiydi, kaç kişilerdi.Her birinden birer parça iyilik ve kötülük dahil edilince kafamda voltran gibi birisi oluştu.Ben seni bulamıyorum sen benim için boşuna koşma, şarkıda kalsın o harika olan.
mesajlarıma cevap vermeyip aradan bir çok sikim zaman dilimi geçtikten sonra "naber" yazıyorsun ya, fitil oluyorum.

ayrıca bugün ne giysemdeki kız acccaip rüküşsün.
seni bu sayfaya yazma imkanım olsaydı ama olmadı.
hiç şansın yok...
24.10.2012
benim için kara bir gün bugün hayatımda hiç bu kadar yaptığım bir şeyden bu kadar pişmanlık duymamıştım.
yaptığım hareket çok saçmaydı ama böyle olmasını istememiştim sadece çocuk gibi kaçtım
bugünü kazıdım kalbime çok kırdım seni benim yüzümden üzüldün benim gibi bir salak yüzünden
sen affetsen de ben affetmiyorum kendimi söz veriyorum affettiricem kendimi nasıl yaparım bilmiyorum ama
söz bu yaptığım öküzlüğü telafi edicem
çok seviyorum seni bazen değerini bilemiyorum ama çok seviyorum seni sen benim umudum değil yarınımsın..
mutsuz bir son duydum
gidiyormuşsun diye duydum
Şahmerdan Vals ını duydum
bu sabah beni uyandırdı

kahvaltıya gelmiş gibi gözüküyorsun
kırıkkalpler oteline
ve oturmuşsun arka masaya
kitapçıkların ve nasıl kaybedilir diyen
yazının yanına
garsonun berbattı
yemeğin de öyle.
eğer deneyip suyun üzerinde yüreyeceksen
rahat ayakkabılarını giymeyi ihmal etme.

beni bir top ile atmayı planlıyormuşsun diye haber geldi
Şahmerdan Vals ını duydum
beni bu sabah uyandırdı

kahvaltıya gelmiş gibi gözüküyorsun
kırıkkalpler oteline
hey sözlük birkaç şey yazacağım gıdıklanabilirsin. yeni bir şehre taşındım 2-3 ay geçti inanmassın belki ama şimdiden 100e yakın kişiyle tanışmama rağmen hiçbiri bana göre değil be ulan bir dostta mı olmaz 1 kişi var aslında onlada eski dostlarım gibi samimi olamıyorum şimdi bi yazar kızla tanıştım belki onla sohbet edip can sıkıntı mı gideririm hemde bi dostum daha olur...
sadasdasdyarınssdasdsaatsdasdtamasdasd22sadas15sadsdtesadasdmesajımıfgfgfdgbekle.
Şu an bana mesaj atıyorsun. Aramız bozuk ve seni hala affetmiş sayılmam. Ama seni o kadar çok seviyorum ki. Yaptiğın hataya kizamıyorum ve hep affediyorum. Bir daha hata yapma birtanem. Seni seviyorum.
öpebilir miyim? barışalım.
Buraya uzunca bir yazi yazdim yurek daglayabilirdim ama yapmadim neden mi?

Guzel yazilarinizi okudum kendimi kotu hissettim cunku onlarin hicbiri bana yazilmamisti bana bu baslikta yer verilmemisti ve kimsenin bana kalbinde bu kadar yer verdigini dusunmedim, uzuldum. Yersizmis. Ben yazimi yazarken birsey fark ettim: Yazi ne kadar duygusal olsa da duygularimiz bu kadar baskin olmuyor. Ben yazimi su an birsey hissetmedigim sadece egolarim yuzunden iliskisi var mi yok mu diye meraka dustugum biri icin yazmistim. Yazarlar, soyleyiverin bana itiraf edin aslinda o kadar da sevmediginizi. Siz hayallerinizi seviyorsunuz, onlardan hoslaniyorsunuz. Hayallerinizdeki anneyi/babayi seviyorsunuz, size sevgisini belli eden sadik kadini/erkegi seviyorsunuz, her sabah yaninizda uyanani seviyorsunuz O'nu degil.

Asil ortak hikayemizse soyle: Taraflardan biri hoslantisini belli ediyor, digeriyse kisinin bedenini, statusunu uygun gorduyse basliyor hayallere. E kelebekleri de hissedince diyor ki seviyorum. Bizim sorunumuz su ask saniyoruz! Her seferinde hissedilen ask midir? Ask dedigimiz sey 3 harf kadar kisa midir oysa? Ferhatla Sirin'in, Leyla ile Mecnun un gercekten asik olmayabilecegini dusundunuz mu hic? Mecnun'un Leyla dedigi takinti olamaz mi? Sorgulayin icinizde.

Bir yazi okudum, cok etkilendim. Mavi gozlu yanilmiyorsam Hirvatistanli bir kiza yazilmisti. Kendimden utandim kimseye boyle bir yazi yazdiramadim diye. Yazarin diger yazilarina goz attigimda ayni baslik altinda yazdigi aylar sonraki yazisini gordum. O guzel duygularin etkisini kaybettigini gordum. Yine mavi gozlu kiza yazilan yaziydi bu. Acisi hafifler umarim ne diyeyim. Yine baska bir yazarin guzelim yazisini okuduktan sonra kendisini inceledigimde su anda baska biriyle evli oldugunu ve birbirlerini sevdiklerini dusundum. Ne mutlu ona hayatina devam etmis.

Sadede gelelim;yazarlar, duygularimiz cok degisken ask demeyelim biz buna hayallerimizi -ask etmeyelim.

Bayan yazarlarimiz sesleniyorum size uzulmeyin burda size yer yok diye.
Ben Veremezken Seninle Yaşananların Hesabını Kendime, Sen Kendini Kendi Gözünde Nasıl Bağışladın?
Hoş geldin kadınım benim hoş geldin
yorulmuşsundur;
nasıl etsemde yıkasam ayacıklarını
ne gül suyum ne gümüş leğenim var,
susamışsındır;
buzlu şerbetim yok ki ikram edeyim
acıkmışsındır;
beyaz ketenli örtülü sofralar kuramam
memleket gibi yoksuldur odam.

Hoş geldin kadınım benim hoş geldin
ayağını basdın odama
kırk yıllık beton, çayır çimen şimdi
güldün,
güller açıldı penceremin demirlerinde
ağladın,
avuçlarıma döküldü inciler
gönlüm gibi zengin
hürriyet gibi aydınlık oldu odam...

Hoş geldin kadınım benim hoş geldin.

Nazım hikmet kadar yazamam ama hoş geldin, iyi ki varsın hayatımda.
Belki sevmiyorsun beni ama hayatımdasın işte, kadınım.
hacı bana öyle bakma; anlayacaklar diye korkuyorum. yanlış olmasın; bu iş olmaz.
senin kafanı kırarım it herif.
bayramın mübarek olsun, sağlıklı ve mutlu bir şekilde nice bayramlar görürsün inşallah.
iyi insan lafın üstüne gelir" demişse eskiler, Ve ben sürekli seni konuştuğum halde gelmiyorsan; demekki iyi bir insan değilsin!
evet ben bu yazıyı sana yazdım. ne olur attığım mesaja cevap ver. vermezsen üzülürüm, ama açıkçası çokta tınlamam. mesajıma cevap vereceğine inanıyorum, üzülmemi istemiyorsan, ve bu yazıyı okuyorsan sana faceden gönderdiğim, bayramını kutladığım, ve de mrblr diye başlayan mesajıma cevap verirsin. mesajıma cevap vereceğine inanıyorum..
hadi uyanda gel artık çok özledim...