Benim için çok uğraşıyorsun. Belki hayatımda kimse, hatta ben bile kendim için bu kadar uğraşmamışımdır. Bunca emeğine, sevgine, zahmetine değer miyim ben?
Senin bana yaptıklarını ben hangi karşılıkla ödeyebilirim ki?
Bana verdiğin değerin ve bana olan inancın beni ayakta tutuyor.
uludağ sözlük henüz kalitesini kaybetmemişken edebi yönü kuvvetli yazarların duygu ve düşüncelerini paylaştığı platformdu.
(bkz: eskiden buralar hep dutluktu)
Evet. Sana yazamadığım -şu günlerde de görüp söyleyemediğim- bir gün daha bu başlıkta buldum kendimi. Konuşmaya başladığımızdan beri her sene neredeyse bu günü beklerdim. Bugün için düşünür, kafamda taslaklar hazırlardım senin için. Şu birkaç senedir bunların hiçbirine gerek kalmadı. istesem de yazamıyorum sana. Sen de artık bana yazmıyorsun. Bunun için sana ne kızgınlığım var ne de öfkem. Benden uzak kalmaya çalışman, aramaman,sormaman, yazmaman, yeri geldiğinde -ki benim için en ağırı olan- beni görmezden gelmen bunların hiçbiri beni senden uzaklaştırmıyor. Bendeki seni eksiltmeye yetmiyor.
Neyse yine dallanmayalım. Sonra ipin ucu kaçıyor olan bana oluyor. *
Güzel kalpli zoro, umarım Yeni yaşın seni mutlu eder, istediğin ve senin için iyi olacak şeyler getirir sana.
Doğum günün kutlu olsun. iyi ki doğdun. iyi ki varsın.
Yaşadığın travmayı anlayabiliyorum. Yanında olmak istiyorum ama sen yalnız kalmak istiyorsun. Peki, seni yalnız bırakayım ama bu depresyonun sonunda olan bize olucak gibi.
Öyle özledim ki. Adı ne olursa olsun, umurumda değil. Aşk, sevgi, alışkanlık, güven duygusu, arkadaşlık, dostluk her ne haltsa, her ne haltsan... Öyle özledim ki. sen yokken baş edemiyorum dünyayla. sen yokken tat almıyorum yaşamaktan. sen yokken korkuyorum. sen yokken kimse yokmuş gibi geliyor. sen yokken yokmuşum gibi. gel artık...
ölmekten çok korkuyorum. öldükten sonra göreceklerimden, isyanlarımın neticesinde azap çekmekten, yanmaktan, cehennemden, zebanilerden, allahın bana kızmasından... bunlar kabus gibi.
ama sırf sen ölesiye acı çek, benimle konuşamadığın için pişmanlıktan her gün öl diye ölmek isterdim. ben ölsem naparsın acaba? ölüler görürler, ben de görürüm eğer ölürsem.
gözlerini yavaşça araladı aberystwyth. tavanı izledi bir süre, sonra duvardan birkaç nokta seçti, gece yatarken yeniden onları bulmak için. kedi gibi gerindi...
yatağından kalkıp dışarı çıkmak istedi ama bunu yapmaya üşeniyordu. ufak elini yataktan sarkıtarak arkasındaki sobaya sobaya doğru uzattı. sobayı açık unutmuştu. eli yandı... diğer eliyle elini tuttu sıkıca. canı çok yanmıştı. kalkmak için yavaşça doğruldu. deniz kenarında bir iskeledeymiş gibi uzun uzun sallandırdı ayaklarını, yatağın kenarından. eli çok acıyordu. yataktan kalktı, bir şeyler yapmak için.
duvardaki saate baktı, ters ilerliyordu.* şaşırdı...
ilk aklına gelen şey, annesinin odasına gidip uyuyup uyumadığına bakmak oldu. uzun ve dar koridordan geçerek odaya doğru ilerledi. odaya gelince ürkekçe uzattı kafasını kapıdan. annesi yoktu. ağlamaklı oldu, yine de kendisini tutmaya çalıştı "umudundan".
karnı acıkmıştı ama annesi olmadan bir şey yapamazdı. saatine baktı, hala ters ilerliyordu.* ne olduğunu anlamaya çalışmadı, belki de çalışamadı.
mutfağa doğru ilerlemeye başladı, küçük adımlarıyla. buzdolabına doğru elini uzattı. kapısı ters taraftaydı. * bir anlam veremedi, verseydi de anlamsız olacaktı.
buzdolabının kapısını açtı, annesinin aldığı peynirden başka yiyecek bir şey yoktu. canı bir şey istemiyordu zaten. peyniri alıp tabağına koydu. çevresine baktı ve ışığı kapatıp çıkmak için kapıya doğru yürüdü. ışığı kapatırken anahtarın ters olduğunu fark etti...*
salona geçti. elindeki tabağı masanın üstüne bıraktı. hala üşüyordu. odasına dönüp battaniyesini almak istedi ama bunu yapacak gücü yoktu. kendisini iterek odaya kadar gitti. battaniyesini bir bacağı kırık olan sandalyesinin üzerine bırakmıştı. odadaysa ne sandalyesi vardı, ne de battaniyesi. bulamadı. kafasını çevirip arkasına baktı, ikisi de oradaydı. sessizce aldı battaniyeyi. dar ve uzun koridordan bir defa daha geçip salona gitti, elindeki battaniyeyi yere sürterek. bu yol onu fazlasıyla yoruyordu...
salona gelince peynirini yemeye başladı, üşüyen elleriyle. çok uykusu vardı ve dışarı çıkmak istemiyordu ama gitmek zorunda olduğunu biliyordu. ağır ağır tabağındakileri bitirdi.
boşlukta hissediyordu kendisini, aynı bir kar tanesi gibi yavaş yavaş yere düşen, eriyişini bekleyen.
isteksizce yerinden kalktı... odasına gitti yeniden. kırık çekmecesinden atkısını ve eldivenlerini aldı, sıkıca giyindi. sonra salonun yanındaki hole gitti. aklından, sabah kafasından işaretlediği noktaları geçirdi, onları nerede bıraktığını hatırlamaya çalıştı... ayakkabılarını giymek için kapının önündeki hasır tabureye oturdu. ayakkabılarının bağcıklarını bağlarken gözü duvardaki aynaya takıldı!
derin derin baktı, uykusuzluktan şişmiş gözleriyle. yansımalarını izledi. aynanın diğer tarafında ne olduğunu merak ediyordu. elini açarak aynaya dokundu yavaşça. kendisi de ona dokundu.
birden eli aynanın içine girdi. korkmuştu, kolu omzuna kadar aynanın içindeydi. kendisini çekmeye çalıştı... kurtuldu.
donakaldı... derin derin nefes alıyordu korkuyla, kalbi yerinden çıkacak gibiydi. bir adım attı geriye doğru. aynanın diğer tarafına geçebilirdi. kendisiyle savaşıyordu bunu yapmak için.
yanık elini, titreyerek uzattı aynaya doğru yeniden.
aynaya dokundu. eli, sanki bir bataklıktaymış gibi aynada kayboluyordu. derin bir nefes aldı ve aynanın içine doğru atıldı bir anda, tamamen aynanın içine girdi bu kez...
artık aynanın diğer tarafındaydı. saatine baktı. normal ilerliyordu...
Her geçen gün biraz daha acıyor canım. Her geçen gün biraz daha kan kaybediyor hayallerim. Su alan bir gemi misali her geçen gün yavaş yavaş batıyorum . Uyu acını unutursun diyorlar şimdi uyumak istiyorum . Uyumak ve acımı sonsuza dek unutmak istiyorum . Artık bir gün gelecek diye beklemek istemiyorum. Sana şiirler yazmak istemiyorum . Seni anlatmak istemiyorum . Seni hatırlamak istemiyorum . Bana yaşattıklarını unutmak istiyorum . Ama sen unutma sen hiç unutma! Onu hiç umursamadım değer vermedim salak aşık oldu bana de . Söylediklerini hiç dinlemedim daha da çok sevdi de. Günlerce mesaj attı tek kelime etmedim de. Üzdüm Onu çok üzdüm de onun bir kadın olduğunu umursamayıp defalarca gururunu ayaklar altına almasına izin verdim de. O üzüldükçe ben sevindim . "O" ağladıkça ben güldüm de. Gördüğüm yerde başımı çevirdim kendinden iğrendi de. Yalanlar söyledim hepsine inandı de. Onu sevdiğimi söyledim. En çokta buna inandı de. Çok hoşuma gitti onun bu halleri de. O üzüldükçe ben güldüm de . Hadi utanma aferinler ver kendine, kırmızı kurdeleler tak kendine. Ama unutma Sen Benim Canımı Yaktın Diye Bende Başkasının Canını Yakacak Değilim. Aksine onu öyle mutlu edeceğim ki yerinde olmadığın her güne lanet edeceksin. Artık Unutmak istiyorum seni! Tamamen unutmak istiyorum! Bir şeyi değil birçok şeyi unutmak istiyorum .Bir rüyam vardı yarım kaldı unutmak istiyorum . Bir sözüm vardı umut kokan, bir şarkı vardı dilime dolanan unutmak istiyorum .Bir yabancı vardı bir yabancı vardı adı neydi unutmak istiyorum . Bir yalancı vardı en son ne demişti unutmak istiyorum!Bir umut vardı adı neydi unutmak istiyorum! Seni Tamamen unutmak istiyorum Seni Tamamen unutmak istiyorum! ihanetlerini, Yalanlarını, Bana yaşattıklarını unutmak istiyorum. Uykularımı bozuyorsun, Sabah kahvaltılarımı unutturuyorsun, iştahımı kaçırıyorsun. Sen düpedüz ara ziyansın bana unutmak istiyorum Seni! HERYERDE sen varsın. Her YÜZDE SEN! DiLiMiN UCUNDA SEN !BAŞIMIN iÇiNDE SEN! KALBiM DE SEN! iÇiM SEN! DIŞIM SEN! KADER MiSiN? ECEL MiSiN? NESiN SEN? Unutmak istiyorum Seni canımı yakıyorsun içimi acıtıyorsun hayatımı darmaduman ediyorsun beni benden alıyorsun unutmak istiyorum! Çık Aklımdan Yeter Yeter! Girme rüyalarım olma Gecemi Gündüz Yapma. Nefret ediyorum bu şehirden sen kokuyorsan eğer heryerde bir anın var sen yoksan geçtiğim her yolda bir hayalin var. Gözlerimi kapatıyorum sen açıyorum sen HERYERDE Sen HERŞEYDE Sen! Yoruldum artık seni sevmekten seni düşünmekten her yüzde seni aramaktan unutmak istiyorum. ihanetlerini bile unutmak istiyorum. Senden nefret etmek bile istemiyorum . Bana seni sorsunlar istemiyorum! Yeter artık seni unutmak istiyorum Ama özleyeceksin! SABAHLARA kadar kara kara düşüneceksin. Kimi zaman paylançoyu oynayacaksın! Dışından güleceksin ama içini bir tek sen BiLECEKSiN. Korkucaksın için parçalanacak acıdan kıvranacaksın ama yanında ben olmayacağım! Sol tarafın hep boş kalacak. işte o zaman tekrar tekrar düşüneceksin. Düşündükçe SEVECEKSiN SEVDiKÇE BiTECEKSiN! Mevsim geçer. Gölge veren ağaçların dalları kurur, sabır taşar! Canından Yâr saydığın bir gün el olur aklın şaşar! Dostun düşmana dönüşür. Düşmanın kalkar dost olur öyle garip bir dünya. Olmaz dediğin ne carsa hepsi olur !Düşmem dersin düşersin! Şaşmam dersin şaşarsın ! En garibi de budur ya öldüm der durursun ama yine de yaşarsın. Birgün ölme hergün ölmen dileğiyle.
Biliyor musun üstadım, kendimi suçlu hissediyorum. Ama şunu bil ki, ben elimden geleni yaptım. Sen ne onurlu bir adamsın. Bu yol bir tercih değildi biliyorum. Sana hak vermemek gibi birşey söz konusu da değil.
Kim bilir kaç defa taştı o bardak.
Cebinden sadece 20 lira mı çıktı?
Sen neden utanacaksın ki?
Ölmüşsün zaten daha ne yapabilirsin ki?
Biliyor musun? Seni bu akşam ana haber bültenlerinde bile göstermediler. Sanıyorum ki haber niteliği taşımıyorsun. Yani senden başka, kedisi, tavuğu, her şey haber niteliği taşıyordu..