şuh bir istanbul gecesinde -kendinden utanmaz-
tenine en yakışan parfüm anason kokusu olan
gülerken seni yudumlayan bir kadınlasın.
o kadın ki,
kitap okur gibi konuşur
biyografi yazacakmış gibi araştırarak sevişir
üç duble sonra tebessüm yumağına dönüşür.
kilitler iki elini çenesinin arasına
"seni dinliyorum" bakışı göz bebeklerini büyütmüştür.
işte o an kendimi dünyanın en cahil insanı hissettiğim zamanlar yaşanır.
hani cahillik mutluluktu?
en büyük hüzündür, içimde sahip olduğum cümlelerim.
içimde iç savaş yaşatan cümlelerim..
içimden söküp atamadığım..
al, bunlar senin için yazıldı, senin içine ait diyemediğim..
bu gece; en sevdiğim dostlarımdan biriyle sevgimize eşlik ettin.
kokusunu, dudağının kıvrımlarını bilmeden hasret olduğum,
kadın'la sen içimdeyken, kadınımın içindeymişim gibi konuştum.
sen ne serseri bir şey çıktın be!
en güzelinden hallice bir anlamsızlığın sırdaşı oldun geceme.
tanısam çok öpeceğimden emin olduğum bir kadın var senle beraber eşlik eden.
sigara cabası.
bu gece, yine beni özel zanneden bir kadının gözlerine bakıyorum,
ama bu gece özel bakıyorum.
önemsiyorum hatta değer bile veriyorum.
uzun zaman sonra bir kadınla sevişmeden mutlu oluyorum.
yok sarhoş olmadım henüz,
dertleşecek bir sen kalmışsın, sana anlatıyorum sadece.
bu gecem sen değilsin açıkcası.
o acaba gecem olmaya cesaret edebilecek mi?
bunu bil istedim.
eyyy rakı...
senin yedi ceddini sikeyim.
unutmak için yüzlerce yıl çabaladığım hatıraları,
üç dublede suratıma suratıma vuran deyyus..
-ben; senden daha çok sevdiklerimi, seninle sevmişim.
senin olduğun sofrada kadın yoksa;
onlarca yılın dostluğuna tokuşan eller vardır.
aha gördüm garsonu
senin yanına dil istedim.
kadınsız olmasın aşk.
hele kadın hiç aşk'sız olmasın.
gece olsada koynuma alsam diyorum. belli mi olur kibariye bile dinleyebiliriz..
ellerimle kavramalıyım soğuk bedenini, erimelisin yavaş yavaş.. ılımalısın...
boynumu titretmeni seviyorum. bir de uyandığım an nefesimde olmanı, bedenimde hissetmeyi.
4 gündür derin bir boşluktayım. elinden enstrümanı alınmış müzisyen gibiyim. dokunsalar ağlarım amk. biliyorum bu ayrılık çok zamansızdı. lakin umudunu kaybetme. bakarsın isveçli bir bilim adamı çıkar ''rakı bin bir derde devadır içmeyen maldır'' der. biliyorum spora gitmemi de çok kafaya takıyorsun, takma. 1 aylık peşin verdim diye gitmek zorundayım. ayrıca o bisiklette benim değil, komşunun. sakın dedikodulara aldanma benim kalbim hep sende. attığın bunca kazığa rağmen seviyorum seni..
kimse senin hakkında olumlu konuşmasa da, fiyatın alıp başını gitse de, doktor bozuntusu içmeye devam edersen ölürsün dese de sen benim en kral dostum olarak kalacaksın.