az önceki yaptığı toplantıya istinaden patrona söylenemeyen yazıya dökülerek patrona ithafen yazılan yazılardır.
sayın patron ;
seni ve karını insan olarak seviyoruz tamam iyisiniz hoşsunuz da; şu biz almanya da yetiştik, disiplinliyiz ayaklarını bırakın artık. burası türkiye maalesef sizin alman disiplinli çalışma şartlarınız bize uymuyor. bizim de türkiye de alışmış olduğumuz bir standart var kardeşim bizim çalışma şeklimiz de size uymayabilir. o zaman ya tazminatlarımızı verip bizi işten çıkarın ya da bizim alıştığımız çalışma şartlarımıza uyum sağlayın. ne düşündüğünüzü biliyorum ben; eşek gibi bizim şartlarımıza uymak zorundasınız diye düşünüyorsunuz amma- velakin öyle bir zorunluluğu kendimizde hissetmiyoruz. ben sırf evime yakın (20 dakikalık mesafede), cumartesi - pazar tatil, kongrelere gittiğiniz zamanlarda fazladan izin yaptığımızda maaşımızdan düşmüyorsunuz, maaşlarımızı günü gününe yatırıyorsunuz, sigortalarımızı düzenli ödüyorsunuz, bsyramlarda yılbaşında ikramiye veriyorsunuz, çalışma arkadaşlarımdan özellikle bir tanesini çok seviyorum, burada rahatım diye çalışıyorum bu işte. o sebepten mütevellit sen de de para bok buradan kazanacağın paraya ihtiyacın olmadığını bal gibi biliyoruz. Altında porsche' n ve diğer lüks arabaların, emrine amade şoförün, dağıtsan bile bitmeyecek kadar çok paran, yüzlerce evin, arsan, belki bizim hiç sahip olamayacağımız kadar çok imkanın var demem odur ki şurada ağız tadıyla çalışmaya çalışıyoruz bunu bize çok görme, verdiklerini ağzımızdan, burnumuzdan fitil fitil getirme, yaptığını hakk hayra geçmez, verdiğin parada da gözün var sanırım çünkü hiç bereketi yok hemen bitiyor para, kıyıya köşeye atamıyoruz, birikim yapamıyoruz o derece yani düşün sayın patron. ayrıca bir huzur vermedin be her şeyi eleştiriyorsun hiçbir şeyden memnun olmuyorsun bu ne kendini beğenmişlik her şeyi ben bilirim ben yaparım havaları. bazen kızlarla kendi aramızda konuşuyoruz'' acaba hepimiz birden istifa ediyoruz'' desek ne yaparsın diye? gerçi s.ktirin gidin dersin o kadar da egon tavan yapmış. ama sizden ricam lütfen bizi germeyin, çalışma şevkimizi kırmayın, iş yerine olan bağlılığımızı azaltıyorsunuz yapmayın. şuradan kazandığınız ihtiyacınız olmayan para için bizim gönüllerimizi kırmayın bu dünyanın ötekisi de var.
biliyorum yaşlısın beynin sulandı belkide, belki başka sorunların ama neden ben neden sinirini benden alıyorsun bunun için mi maaş ödüyorsun amına koyim mazlum ben mi oluyorum neden hep bir bağırıp çağırma işinide sikeyim senide sikeyim bıktım senin bilgisayardaki sorunlarından bilmiyor olabilirsin ama bu kaprisler ne . offff
saçıma ak düştü siktir olup gidiyorum tez vakit :(
+ buyrun x bey
- buraya gel
kapı açılış efekti.
+ buyrun
- bu outlook ne işe yarıyor
+ posta gönderimi için x bey
- peki nasıl gönderiliyor
+ bilmiyorum x bey hiç kullanmadım ama onun yerine mai..
- ya ben burada yollamak istiyorum kardeşim
+ söylediğim gibi bilmiyorum
- tamam çık.
Bize maaş vermediğin her ay için çok güzel dualar alıyorsun bil istedim.
Bir de başıma "müdür" diye diktiğin adam maalesef hiç birşey bilmiyor ama ona benim maaşımın 3 katı para veriyorsun, zaten sigortayı da asgariden yatırdığın yetmiyormuş gibi rapor aldığımda da hemen primimden ve maaşımdan kestin. Sonra vay efendim biz niye battık vay efendim niye iflas ettik diye ağlama bak yanlışların burda yazıyor.
Ayrıca maaş yatırmayıp bizi parasızlıktan kıvrandırdığın günler odanda noel baba misali "ho ho ho" diye gülüyorsun ya, seni boğazlamak istiyorum.
Sevgili patronum, bana vermeyi taahhüt ettiğin(sözleşme yapmadık gerçi) maaşımdan neden 50 TL eksik maaşımı hesaplıyorsun? Hayır tanıdık olman nedeniyle ben sana "şu kadar maaş istiyorum" diye şart da sunmadım. "Ne verirsen" dedim. Sen "şu kadar" dedin, "tamam" dedim. Kesinti yapmışsan söyle de ne olduğunu bilelim.
Bu maaşa, 12 saat çalışabilecek başka bir amele bulabilecek misin bilemiyorum, lakin ben bu işe kalıcı gözle bakmadığım için, boşta gezmeme adına, kendi paramı kazanma adına mecburen "evet" dedim. Ama uzun soluklu olmayacak bil istedim.