Seni bekliyorum haberin olsun. Hayata dair tek inancim sensin. Hemen gelme, ama cok da bekletme. Bir kac seneye yanimda ol olur mu? Seni hep ve en cok sevecegim.
portakalda vitamin faslını atlayıp,doğup 4-5 yaşlarına geldikten sonra
babanla maça gidin, geç kalmayın diye bağırayım arkanızdan. eve gelince de
babana kızayım 'çok terlemiş bu çocuk hayatım neden dikkat etmiyosun' diye.
sonra sırtına bez sokuşturayım. 'hadi yemek hazır masaya geliin' diye bağırayım mutfaktan.
sonra sen yemek yemek istemeyince 'çikolata da yok o zaman' diye şart koşayım, falan filan.
daha değil ama azcık sonra gel.
biliyorum sana hep "büyüme" diyor birileri. sanki büyümediğin zaman gelecekteki acıları çekmeyecekmişsin gibi. sana hep "büyüme" dediler. sanki büyümemek kolay bir şeymiş gibi.
ben "büyü" diyorum evlat. keşfet kendini. ve evreni. ruhunun derinliklerine in. inançlı olarak doğup da herkese ve her şeye olan inancını kaybederek yaşa. biz buna büyümek diyoruz zira.
büyü evlat. miden bulana bulana. kalbin acıya acıya. ilk hayal kırıklığında herkese ve her şeye küfret. on yedi yaşında ayakkabılarının tabanlarına bas. bir gece yarısı eve zil zurna sarhoş dön. kapıda annen karşılasın seni. babanla göz göze gel. sana tokat atmak istediğinde kolunu bileğinden yakala.
bıyıkların terlediğinde kafanı annenin göğsüne göm. orada cenneti gör. orada bir kadının bir erkeği ne kadar koruyabileceğine şahit ol. orada bir kadının bir erkeği ne kadar sevebileceğinin kanlı ve canlı tanığı ol.
belki hayatın boyunca asla o duyguyu bir daha tadamayacaksın. üzülme. üzülmek bir anlam ifade etmiyor. ciğerlerine çektiğin oksijen bir gün sana yetmediğinde, burun deliklerin ruhuna dar geldiğinde, göğsüne sığamayacak o koca adam içeriden seni dürtüklediğinde tanımadığın kızları öp, tanımadığın insanlara "merhaba" de asansörlerde.
hep gülümse evlat. acılardan sonra, mutluluklardan sonra. sev. sevil. sevdiğin hiçbir şeyin ana maddesini unutma. unutma ki o madde veya canlı senden ayrıldığında, sevgi bittiğinde canın yanmasın.
insanın hammaddesini unutma evlat!
çamurdan varedilen bir canlının performansını aşmasını bekleme.
büyü evlat. yalvarırım büyü. tez büyü.
şiirler yazacaksın daha coğrafya defterinin arkasına. mahalle kavgalarında burnuna yara alacaksın. evden kaçıp sigaraya başlayacaksın. bir gün babanla karşılıklı kaldıracaksınız ilk kadehlerinizi. o gün büyüdüğünü evrenin kabul ettiğini anlayacaksın.
bir gece yarısı bırakacaksın ama. hem sigarayı hem de alkolü. hayatla sarhoş olacaksın. hayat çarpacak seni. ruhun anason kokacak. ve sen hayattan bir film şeridi gibi geçeceksin.
büyü evlat. yalvarırım büyü. zira o kadar küçük ki hayallerim, planlarım, geçmişim, geleceğim, bugünüm. tek büyük sen ol istiyorum. lütfen büyü.
büyümek o kadar güzel ki. çok sevdiği bir oyuncağı kıran çocuğun umursamazlığı kaplayacak ruhunu. çok sevdiği evcil hayvanına zarar veren bir çocuğun sadistliği işgal edecek ruhunu.
büyü evlat. tüm yüreğimle söylüyorum bunu; büyü.
sevişmek o kadar güzel ki. bir kadının ruhunda ve bedeninde kaybolmak o kadar mucizevi ki.
büyü evlat. tez elden büyü. kendi paranı kazanmak o kadar müthiş ki. o parayla annene hediye almak. babanın emekli olması için son taksiti senin yatırman.
büyü evlat. acele etme büyümek için. sadece büyü. duvarlara bakarak tıraş etme sakallarını. hoşlandığın kadınların yanına sokulup da "merhaba" demekten çekinmeyerek. ya da çekinerek. farketmez.
sadece büyü.
büyümek kötü değil. inan bana. hiç değil. nasıl ki çocukluk masumiyetin muhteşemliğiyse büyümek de insan olmanın muhteşem yorgunluğu ve keşmekeşliği.
büyü siyah gözlü çocuk.
büyü. doğman mucizeviydi. hayatın büyü gibi olsun.
bir gün olur da sevdiceğin kalbimi ister ve kalbimi avuçlarında elinde tuttuğunda seninle evlenmeyi kabul ederse benden kalbimi çıkarmayı istemekten çekinme!
hani olur da bir gün düşüp de sevdiceğine yetiştirirken koşup kalbimi yere düşürürsen ben de 'canın yandı mı oğlum?' demekten ben de çekinmeyeceğim çünkü...
Daha doğmadığının farkında olmama rağmen yine de yazayım dedim. Yatağının altındaki porno cdlerini saklamana gerek yok evladım ben de o yollardan geçtim.
ulan essek sipasi, kac kere dedim sana, yeni ayakkabilarla top oynama diye. bir de manitanin abisinden dayak yemissin, ben sana boyle mi gosterdim lan serefsiz, sie dumbuk. acaba bugun ne yapsam diye dusunen yazarlarin, ogullariyla aralarinda gecenleri sozluge aktarmaisidir.
