ve dün sabrımı zorlayan, başıma ağrılar girmesine sebep olan, sinir sistemimi ablukaya alan, o otobüste ayakta dikilirken telefona yazıp birkaç mesaj halinde kaydettiğim yazıyı buraya aktaracağım.
çemberlitaş'tan büyükçekmece (sinanoba) 'ye gitmek üzere yola çıktım. yanımda büyük boy, içi dolu, ağır bir valizim var. tramvaya bindim. zeytinburnu'nda inip, metroya aktarma yaptım. ve yenibosna'da indim. malum 448 nolu aracın durak yerine doğru yürüyordum ki, aracın hareket etmek üzere olduğunu farkettim. istersem seslenip/ el edip durdurabilirdim, lakin nedense buna çok üşendim. zaten bu araçlar 5 dk da bir kalkıyor. yani "azcık beklerim ne olacak" dedim ve yavaş yavaş bekleyeceğim yere gittim, bekledim. 5-6 dakika sonra yeni araç geldi. arka kapıdan bindim. bir vatandaş valize yardım etti sağolsun, Allah razı olsun. önlere gitmedim zira yine arka kapıdan inecektim. hay ben bu düşünceye uyan beynimi patlatayım! gerçi işin başı diğer otobüsü durdurmamamla başladı. ne üşeniyorsun gerizekalı bi elini kaldırmaya.. hadi onu yapmadın. bari gidip ön taraflara otursana.. neyse işte en arkadan bi ön koltuğa oturdum, kapının karşısına. koridor tarafına oturdum zira valizi de oraya koymuştum. kolumu da üstüne atmıştım. kültür üniversitesi durağına kadar rahatcana gittim. gerçi pek bir arası yok, lakin oradaki trafik biraz yoğun olduğu için hemen varılmıyor. o durakta otobüsün müavini de bindi. "valizi yan koltuğa alalım" falan dedi. neymiş, yolu kapatıyormuş. dedim "başkası oturamaz ama koltuğa", "olsun, yol kapanmasın" dedi. cam kenarındaki koltuğa kaldırdı valizi koydu. ben yine koridor tarafında kaldım. (bu arada başıma gelen şey, valizin üstüme düşmesi falan değil, şimdi öyle tahminler almayayım). bir ya da iki durak sonra o lağnet olası arka kapı açıldı ve 3 dene karı (afedersiniz!) 1 dene de teyze gibi (40 yaşlarında) biri, yanlarında 2 si kucakta 5-6 aylık bebek, 3 ü küçük çocuk olmak üzere büyük bir gürültüyle bindiler. kucağında bebek olanı görünce yer vermek zorunda kaldım. bir arka (yani en arka) koltukta da cam kenarında 1 erkek, diğer cam kenarında da 2 erkek oturuyordu. ordaki 2 boş yere bu kadınlardan 2 si kucağına çocuklarını alarak oturdular. he bu kadar kısa bir cümlede izah ettim ama, o oturmaları o kadar kolay ve çabuk ve sessiz ve sakin olmadı.. bir tanesi de az önce belirttiğim gibi benim yerime oturdu. geriye kalan teyze diğer kapıdan binmiş, sonradan teşrif etti olay mahaline. kucağında bebek olan genç kadın (en fazla 25 tir) kalktı onu oturttu. yan tarafına da kendisi sıkıştı. bu arada çocuk da muallakta kaldı. kadının kucağında mı dinizde mi havada asılı mı anlamadım. tabi doğal olarak kız dedi "ya bu valiz kimin, kim koydu buraya?", "ben koymadım o (muavini göstererek) koydu" dedim. (muavinde tam olay mahalindeydi zaten). "alalım bunu burdan" dedi kadın ve diğer kadın (kadınlar yani, hay anlatımıma..). muavin de bana yaptığı açıklamayı yaptı. o andan itibaren başladı beynimde kurulmaya, o sitemkar, şikayetçi cümleler.. kendi kendime içimden konuşup durdum. sonra dayanamadım çıkardım telefonu ve bu düşüncelerimi yazdım. ben telefonu elime alma işlemini gerçekleştirirken, kadın bebeği, teyze olan kadına verdi. zaten baştan beri yapması gereken de buydu ya neyse.. ve işte o yazdıklarım.. (tek mesaja sığmaz diye 9 mesaj şeklinde kaydettim. sırasını şaşırıp yanlış aktarabilirim) :
"..(1-) ben erkek olsam, bunları görünce evlenmekten vazgeçer, hayatım boyunca yalnız yaşardım. aileden, kadından, çocuktan soğuttunuz lan insanı. keşke o otobüse dur deyip ona binseymişim. yav hep de bana mı denk gelir şu çocuklu aileler. 5 tane çocukla biniyosun otobüse mubarek! neyine yaptın o kadar çocuğu! vaaağğ vaaağ tüm yol boyunca.. zaten bi de bi tanesine yer vermek zorunda kaldım kucağında çocuk var diye acıdım. anam bunlar ne çirkef yarabbim. kadının memesini alenen görebiliyorum. (2-) anaaaam! bunlar mimarsinan'da inecekmiş! muavine dediler "mimarsinan'a gelince söylersiniz" diye. belli ki bilmiyorlar burayı. şeytan diyor "aha burası mimarsinan" de, indir bunları. tüm otobüs ahalisi adına bi hayır yap. zaten şımarık çocukları sevmem. heptem tiksindim yeminle ya. (3-) bi araba almam şart! bu ne ya. bi de yetmezmiş gibi daha da yolcu geldi. dolduk tika basa &%&'+% ! 448 * tarihinde geçirdiğim en berbat yolculuk bu! ooof bi de eczane durağında inecekmiş bunlar ½[£{½[£]½£[>£$ !!! zaten benim inmeme 5 km kalıyor orda lan hayvanlar! hiç inmeyin ben gideyim daha iyi. ve bu otobüs niye hala rahatlamadı? bu insanların hepsi mi b.çekmeceye gidiyor ya bi inen olmadı ihrac edicem hepsini. (4-) yav sadece bu çocuklu kadınlar değil, arkada bi de adam var burnunu takıntı yapmış bi rahat bırakmadı karıştıra karıştıra. lan bu arada şu kadına ba laa! şimdi de diğer memesini açmış emziriyo. sanki toplum malı. lan sanki o meme otobüs ahalisine helal! hepimiz bir aileyiz(!) rahatlığa bak. insan bi sakınır yahu! başını kapatmışsın bre kadın! memene mi sahip çıkamıyorsun!? (5-) zaten yer verdiğim çocuk valizimin arkasındaki isim-adres yazan bölümü kurcalayıp durdu. 1 yaşında bile değildir de.. ne yapacak küçük çocuk ona demeyin. bu veletlerin parmakları çok ince. dikişleri bile sökebiliyorlar. hele taktıysa bir kere, onu koparana kadar kurcalar. bi gıcık oldum ki.. bi gıcık.. lan anasına da bir şey demiyor ** çocuğa da bi dene geçiresim geldi bi hırsla abandı ki o bahsettiğim yere. bir de çıkaramadığı için delleniyor. hadi ona vuramazsın da, anasına çakacam en sonunda.
(6-) en arka koltuğa 3 adam arasına sıkışmıştı 2 tanesi. adamlar inecekleri yere daha varken kalktılar. daha fazla dayanamadılar heralde. ama adamların ordan kalkerkenki surat ifadelerini görmeliydiniz. bi oh bi rahatlama. ya hala ayaktayım ben! bu yol 1 saat sürer hep! biliyorum zira sürekli gelip gidiyorum. ve ayakta gitmek insanı öldürüyor vallaha. çok sarsılıyor bu otobüs ve ani duruşları var. başım ağrımaya başladı. yarabbim sen bana sabır ver.. bu günü hiç unutamicam. al! telefonun diline bişe oldu. t9 sözlük kapanmıyor. sadece fransızca seçince normal yazılıyor. (7) yav bi de komedi olsun işte allah'ım beni güldürecek ya, camdan bakıyordum dışarı. o da ne? hyundai panelvan tarzı bi araca amcalar üst üste binmiş! arkasında mallar var galiba, dolu. hepsi şoför mahaline doluşmuş. 4 (mü 5 mi bilemedim) dene amca birbirlerinin kucağına oturmuş. altta olan sakallı amca kucağına oturan bıyıklı amcanın bıyıklarını seviyordu sağ elini uzatmış. "yanlış mu görüyorum" dedim birkaç defa dikkatle baktım. yok anam ciddi. fotolarını çektim sonra. gerçi bıyık sevme anını yakalayamadım ama.. güldüm kendi kendime. (bu fotoyu ekleyeceğim en alta) (8-) lagggn! velet bıraktı anası başladı. valizimin arka cebine asılmış iki eliyle, tutunuyo. esnetti beyninin pekmezini akıttığımın karısı! ya sabır ya sabır ya sabır! içine ettiler valizimin. hah hah çocuğa da tuttur orayı. ohhhh..! bağrıcam birazdan zor tutuyorum kendimi çok zorrr! bi taraftan da arkadaki çocuk ağlıyo, bağırıyo! yeter ya yeter yeter! çıldıracam. bi gelemedik. vallaha basıp inicem ha daha durak gelmeden. sinir sistemim allak bullak yeminle. (9-) teyzeme varınca o valizi bi güzel dezenfekte edicem. rengi solana kadar silicem! aha geldi bunların durak. hamd olsun allahıııııım!"
yazı bunlardan ibaret. kendimi otobüsten atınca eve girene kadar allaha hamd ve senada bulundum. tüm gece başım ağrıdı. sonra gözüme vurdu. en son da midem bulantısı başladı. aslında sıcağı sıcağına bunları paylaşmak isterdim lakin yazıya başladım, yarısında dayanamadım, kaydedip sonra devam etmek üzere bırakıp yattım.
evet, yenimahalle kızılay arası yaklaşık 25 dakikalık yolculuk sırasında telefonuma yazmıştım.
Şu an otobüste azıcık yorgun bir günü sonlandırıyorum evet saçma sapan yazabilirim yanımdakiler bakmıyor sanırım evet..Fonda bruno (bkz: bruno mars) dinliyorum ve bitti evet müziğimizi değiştirip taylora geçtik sevgili dinleyenler (bkz: taylor swift)our song hehe keyifli şarkı taylor ruhunu katarak söylediği için %100 anlamasam da neşeli bir şeyler olduğunu duyuyorum herneyse eşek gibi test deneme falan çözmem gerek benim hayat acı ve tatlılarıyla hayat işte...Sevdiklerim de var sevmediklerim de ama nefret bende barınmıyor..Bu bana şebnemin bir şarkısını hatırlattı (bkz: şebnem ferah) bir dahaki bu nota baktığımda hatırlarım artık. Ve maroon 5 she will be loved bu şarkının beni çeken bir yanı var diğer maroon 5 şarkıları gibi değil anlamsız ritimler yok:) look for the girl with a broken smiiiiiiileee..Evet trafik ilerlemiyor yavaş yavaş gidiyoruz..Yavaştan..2012 ah be canım sen de mi gelecektin? Şu an 1 ocak da böyle bir yılbaşı konuşmasına başlar gibi oldu. Yoğunluktan fark etmedim canım ben şubatın sonuna geldiğimizi..Ahh ankara sana döneyim acaba seninle mi olacağım önümdeki yaklaşık 4 sene için? 1..2..3..4 plain white ts miydi neydi bunların adı hadi bakalım dinleyelim.Im so glad I find you falan diyor da benim kimseyi bulduğum yok arkadaş planlamıyorum da ..:) Off çok hafif kaçtı vöörcin rey-di-o:) veee enrique iglesias ft ciara denen güzel fizikli kara kızımız yalnız ben o kadar çekici bir siyahi görmedim bu kelimelerden de hoşlanmıyorum da neyseee (bkz: siyahi) ne nefret dolu bir şarkı değil mi ama ritim güzel ve sanırım yenimahalleye girdik eve mutluluk götürmek istiyorum hadi tutunun arkama çocuklar gidiyoruuuuzz. wuuu are u ready?wuaoo daha yenimahalleye girmemişiz gençler hey sexy thing yea you know it. evet enrique tam bana uygun şekilde im not in love diye haykırıyor yanık sesli ispanyol şarkıcı. Katy den if you can afford me halen şarkının isminin anlamını çözemedim ama aşağı yukarı eğer benden hoşlanıyorsan falan gibi bir şey olacak ama genelde "ben zor kızım" mesajı veriyor ablamız.Bu arada bizim bu küçük liseli kızların şu babyfacelerden hoşlandığını tekrar vurguluyorum; arkadan tam bir babyface tipine uygun bi abimiz yüzünü döner ve sakallarının olduğunu(hem de turuncu) farkeden kızımız ıyy diyerek bakmayı keser. hey sen nerden biliyorsun ilerde böyle bir tipin sana çekici gelmeyeceğini? Sana baktı ve şu ponponlu şapkadan dolayı o da direk kafasını çevirdi(adam aslında yer boşaldı mı diye bakmıştır ama kızımız farklı yerlere çekmiştir her zamanki gibi) adam değil de öğrencii hayvan gibi sırt çantası var.. Gerçi çanta bi düzen içinde keskin hatlar çizerek durmuyor yusyuvarlak nerdeyse,içindekiler çantayı şekillendirir ya bunun içinde kitap falan yok bence, son istasyon hepinize iyi akşamlar