içimde git gide kararan duygular taşıdığımı hissediyorum, sanki sen gelmeyince aydınlığa çıkamıycakmışım gibi,
ama bi tarafdan biliyorum bana hiç gelmiyceni,
ve bunun senden başka kimsenin geçiremeceğini...
korkuyorum ömür boyu sensizliğin bu kdar karanlık olmasından, belki zamanla aydınlığa kavuşur içinde seni yaşatan kalbim...
ümidim var ama umudum çok az...
elimde zamanla azalan umutlarımla, yanımda olanlarla mutlu olmaya çalışıyorum sen gittiğinden beri( şimdi sen diyeceksin ben gitmedim sen kovdun beni hemen savunmaya geçersin ya her zaman neyse canın sağolsun), ama artık çok zorlanıyorum...
mutlu olmak için nefesimden çok varlığını hissetmeye sevgini hissetmeye ihtiyacım vardı benim...
Bunu bilmiyosun; senin yurtdışına gitme ihtimalin olduğu sıralar çok kafama takıyodum bunu. Ciddi ciddi bir sorun haline gelmişti benim için. Sonra bir arkadaşımla konuştuğumda demişti ki bana; bak sezi; benim de kardeşimin bi ilişkisi var tıpkı sizinki gibi. Çok sık kavga ederler, ayrılırlar bazen başkalarıyla birlikte olurlar ama sonra hesap vermeden birbirlerine dönerler tekrar. Çünkü ikisi de bilirler ki gerçek olan ikisi arasındaki ilişkidir. Eminim aklından kubi uzaktayken başkasını bulucak gibi düşünceler geçiyor içinden. Seni rahatlatmak için demiyorum ama resmen Ereğli biliyo sizin birbirinizi ne kadar sevdiğinizi kızım. Kubilay benim kaç yıllık arkadaşım ben hayatım boyunca onu böyle görmemiştim. Demişti bana
sonradan başka nedenlerden dolayı gitmedin afs ye ama benim için çok uğraşırdın, çok üstüme düşerdin biliyodum. Ankarada olduğun zamanlar bazen haftalarca konuşmuyoduk ama biliyodum beni unutmadığını çünkü ben de sana karşı öyleydim. ilişkimizin adı: ayrı olsa da. Aklına geldiğim anda arardın bi şey demeden. Çekmecede bir resim bulduğunda, ikimizin de en çok sevdiği şarkıcının konserinden sonra arayıp senin için dinledim derdin. Hesap sorardın; filan kişi senden mi hoşlanıyo, şunla bunla konuşma derdin. Sanane sen benim sevgilimsin demezdim sana sen ankaradayken. Ayrı değildik çünkü biz senle. Bana her zaman beni ne kadar çok sevdiğini kanıtlamaya çalışırdın. Hiç merak etme, ben bundan adım gibi eminim. Kim ne derse desin. Belki evet; uzaktaydık, orada hiç mi etkilenemezsin birinden. Çok doğal, ama sen zaten bu yaz son akşam yaptığından sonra bana ve herkese beni ne kadar çok sevdiğini bir kez daha hatırlattın, özel olduğumu.. beni sevmediğini sandığımı sanıyosun. Çok iyi biliyorum, adım gibi de eminim ne kadar çok sevdiğini. Bundan hiç şüphe duyma kubim oralarda. Ben seni hala ilk günkü karşılaşmamızdaki masumluğumuzla seviyorum.
ben bu yazıyı sana yazmadım. kalbinde, derinlerde bir yerlerde hala var olan ve var oldukça seni karanlıklara sürükleyen o umut denilen yalnızlığa yazdım.
gel demedim hiçbir zaman gözlerinin içine bakarak. gelmeyince daha hafif oluyor acım. sana ulaşamamanın ve ulaşmak isteyip bunu başaramamanın verdiği acı ile, tüm olanlardan sonra yanında olup, tekrar gözlerine baktığımda gözlerinin içinde yer alan o ateşi sönük görmenin verdiği acı ile kıyaslıyorum her şeyi.
x+y.yalnızlık = sen çıkıyor geceleri bomboş siyah panoma bakarken. şimdi gelsen afallarım yalnızlığım, sensiz günleri yad ederken gece vakitleri, gelsen ve gideceğini bile bile tekrar gözlerinin içindeki o ateşi canlandırmak için uğraşsam kaybederim kendimi. kaybederim, yalnızlığım yerine kendimi ararım sokaklarda. her bir adımda, sana yaklaşır ve kendimden uzaklaşırım. şeytan ile uzlaşırım. ben yerine, cebimdeki 20 lirayı sorgular melekler, yapma derler ; yine içkiye yatırırım.
içince bir başka yazıyor ellerim, kulaklarım duymuyor, gözlerim görmüyor ve tenim sadece kalemi hissediyor. üç parmağım ile kavrıyor gözüktüğüm, sen diye kollarımın arasına aldığım kalem ile gözlerini çizerim siyah bir deftere.
iyi akşamlar bu artık sana son yazışım dolaylı da olsa son hayatına girişim.ayrılmamızın neredeyse 1.yılı dolmak üzere ve artık ikimizde hayatımızı çizdik ve o doğrultuda ilerliyoruz.sen hayatıma girdikten sonra anladım ben bir insan gözlerinin içinin nasıl güleceğini çok güzel duyguları yaşattın bana teşekkür ediyorum sana ama yine sende öğrendim insanın nasıl nefes alamadığını yüzüstü bırakılmanın ne demek olduğunu.artık kimseye kırgın ya da kızgın değilim böyle olması gerekiyormuş böyle olmuş içim acmıyo artık sayende taş kesildi her gece allahıma dua ediyorum bana senden daha çok mutluluk verebilecek beni yadırgamayacak yargılamayacak birisini karşıma çıkarması için.ve yine dua ediyorum ki senin en mutsuz olduğun anda aklına ben geleyim ve vicdanını nasıl rahatlatacaksın merak ediyorum gerçekten.o üzdüğün zamanlardaki duygusal çöküntüye girdigim anların hesabını allaha nasıl vereceksin merak ediyorum ve sana olan hakkımı helal etmiyorum aileni boşuna suçlamışım ben şimdi anlıyorum yavaş yavaş.gecen sene bu zamanlar son zamanlarımın olduğunu biliyordum onun içindi bütün ağlamalarım yoksa gidiyorum diye değil biliyordum hayatımdan çıkacağını ama bu kadar da çabuk beklemiyordum.gecen sene bu zamanlar hiç böyle değildi hayallerim vardı umutlarım vardı hayata dair sen gittikten sonra kaybettim bunları ama çok şükür allahıma bana yeniden toparlama fırsatı verdi içimin acıdığı zamanlarda o dindirdi acılarımı ve biliyorum ki bundan sonra benim gibi sana aşık olan herşeyi göze alabilen biri çıkmayacak karşına için benim kadar yanmasın ama beni aratsın sana sadece acaba dedirtsin istiyorum.aylardır aklıma gelmedin demiştim ya hani arada geliyorsun kriz gibi diye geçti onlarda artık sensiz de yaşayabiliyorum.ama seni aklıma getiren bir tek sey oldu sadece ben mezun oldum ve yanımda olman gerekirken yoktun sen işte sadecce o gün aradı gözlerim seni çünkü hayallerimde sen böyle değildin.gerci bilmiyorum belki bu yazıyı okuma cesaretini bile gösteremeyeceksin,ama eğer o kadarcık cesaretin varsa yine söylüyorum ben en çok seni̇ sevdi̇m ama haketmediğin kadar sevdim hemde gözümde büyüttüm aşkını ve seni keşke seni bu kadar sevmiş olmasaydım daha kolay olurdu herşey ama dedim ya herşey unutuluyor hayatta sende sadece unutulanlar listesindesin artık.tekrardan iyi akşamlar gece yattığında rahat uyuyabilmen temennisyle..........
Artık imkansızız birbirimiz için. Evleniyorum. Ne sen cesaret edebiliyorsun 'Yapma!' demeye. Ne de ben cesaret edebiliyorum parmağımdaki yüzükten kurtulmaya. Yok oluşumuzu izliyoruz. Belkide gerçekten yok olmalıyım... Sırf seninle aynı şehirde nefes alabilmek için seçtim o adamı. Sırf seni görme ihtimalim olur diye... Geceler... isyan ettiriyor. Aşkın kalbimi acıtıyor. Belki hayatımı karartıyorum, belkide hayatımı kurtarıyorum ama son ana kadar elini uzatıp herşeyi arkamızda bırakıp gidelim demeni bekleyeceğim. Her kimle olursan ol, her kimle olursam olayım sonsuza dek aklım ve kalbim senindir. SENi ÇOK SEViYORUM NEFESiM...
-içtin mi körkütük sarhoş oluyorsun, eleştirdin mi eziyorsun, moralin bozuldu mu taa en dibe vuruyorsun. Sana nasıl yaklaşmam gerektiğini bilmiyorum. Öyle öfke dolusun ki bebeğim...
bir zaman benımde sevenım vardı , bır an gormeseydım ısyan ederdım. ılık nefesını ates sanırdım sankı alev gıbı yakısı vardı...
bir zamanlar sevdiklerim vardı. bir an görmese isyan edenler,ılık nesefi volkandı benim için külleri kalırdı bakışından geriye
boyleydı sevgılım boyleydı ıste . ıpek saclarınıtarayısından,omuzundan dusup akısı vardı.ipek saçlarından kalan bana gözyaşın oldu bende bıraktığın gözlerinden akan oyle mahsun yuzu vardı , oyle guzel gozlerı vardı.
gözlerinde gizi vardı, şimdi bıraktığı her parçamda izi var.
Ayrıldı gönül yine bir tek eşinden
Bulmakta teselli batan akşam güneşinden
Alnımdaki hattı yaşımın matemi sanma
Her çizgi açıldı acı hicran ateşinden.
-
Bugün yine gönlümün bahçesinde gezindim
Sana baktım ay kadar bahar kadar güzeldin
Gel gör beni nelere duçar eyledi derdin
Sana baktım ay kadar bahar kadar güzeldin.
yine bayram geldi. ben, her çocukluğumu özlediğimde bir şişe bulur içine bir kaç parça kum doldurur aşk diye satarım yalnızlığıma. çocuğum nihayetinde, yürümeyi öğrenmeden konuşmaya başlayan, gülmeyi öğrenmeden ağlayan ve ağlarken gözlerinden çamur süzülen sadece bir çocuk. içimdeki çocuğu son sözlerim ile öldürdüm. zaman geçti, zaman geçecek, ha geçti ha geçiyor derken yolun sonunda buldum kendimi. ne zaman gözlerinin derinliklerine bakmak istesem, sadece yıldızlar ile yetiniyorum. ben seni sadece gündüzleri özlüyorum. geceler saklarken pisliğimi nereye gittiğimi bilmeden yürüdüğüm karanlıkta, aklımdaki soruların cevabını bulmak için yine kendimi atıveriyorum bilmediğim yalnızlıklara.
sahi, yalnızlık demişken niye bu kadar acı çektim ben? istediğim ve alamadığım neydi? ben, sen üzülme diye seni bile istemedim. harp yerinde ölüleri taşıdım omuzlarımda, yalnızlığımı gömdüm ve onlarla beraber bende öldüm. nefes alıyorum, aldığıma şükrediyorum ama bu da bitecek biliyorum. sen hiç gelmeyeceksin, sen hep güleceksin ve ben biteceğim. ölsem de, tebessüm kırıntılarında yaşayacağım. gözyaşların olup toprağa akacağım. tasalanma sakın, ölüm acısı diğer acılardan daha kolaydır. nefes aldığımı bilmezsin en azından. nefes alıpta acı çektiğim gelmez aklına, ölünce mutluyumdur ben. bir dağın tepesinde gerçekleştirdiğim son hayalimi yaşarken de mutluyumdur.
korkma, çok fazla acı çekmeyecek gözlerin. biraz ağlayacaksın, biraz güleceksin sonrasında hissizleşeceksin. aklına geldiğimde sadece bir anı olarak kalacağım.
bilmiyorum belki denk gelir okur bu yazıyı, haberi olsun, onu sevsem de asla seni seviyorum demeyeceğim. söz verdim kendime bir daha söylemeyeyim diye. ayarla kendini şekerim.