aylak aylak gezerken gezmene yardımcıdır ayaklar.
yalaman için başka bir yerdir, sevip okşamak.
türlü hayallerinin bitiş noktasıdır ya da başlangıç, değişir niyetine göre.
eğer başlıyorsan oradan boşalacaksın da demektir o ayaklara, ki bu boşlamaktan çok daha iyidir.
boşalmalarımı anlatayım sana görüp de şahit olamadığın.
guguk sesleri arasında ayaklarında hissettiğin o garip şeyi anlatayım. ''iğrençler'' diyorlar. iğrendikleri için mi yoksa imrendikleri için mi bu tepki ? evet, boşalmadan bilemezler.
bir gariplik vardı aslında. boşalmakla boşanmak arasında. bunu sen, boşal artık, derken o hengamede anımsardım.
ilki yeni bir şeyler ortaya çıkarma gücüne sahipken ikincisi var olanları da ayırıyordu, ki ben hep yapıcı olduğumdan boşalmayı severdim. ama olmadı.
ayakların bilir beni bir de aylaklar.
ama,
ara ara arıyorsun beni, arama. siktir et yaşanmışlıkları, ölüm yarın geliyormuş gibi sana unut tüm önemli olan aklından çıkamayanları.
yeni bir hayat bekliyormuş gibi seni, düşün olacakları. ben ki, elveda'ların yeni bir merhaba olduğunu iyi biliyorum.
seviştiklerim oldu yine. sokak aralarında 5 saniye göz göze gelip, 30 saniye arkasından düşünüp yoluma devam ettiğim sevişmelerim oldu. sadece 30 saniye sürdü evet. sevişmek 30 saniye, sevmek bir ömür müydü ne?
5 saniye sonunda birbiriyle çakışan o gözleri birbirinden ayıran yine ben oldum.
boşal demedim, boşan dedim açıkçası. ayırdım onları, görüp de tanıyamamazlıkların vermiş olduğu rahatsızlığı hissetmenin ne kadar çirkin olduğunu içimde yaşıyordum çünkü.
yavru bir köpeğin önüne koyulmuş sütlü ekmek gibi, koy yine ayaklarını önüme, ki o ayaklar türlü hayallerin başlangıç noktasıdır, atılan ilk adımla çıkar meydana.
sürekli kafamın içindesin, oradan çıkmanı istemiyor değilim.
sahi hangi ara girdin içeri?
canımı sıkıyor bu durum, geçtiğim yerlerde seni hatırlatan herhangi bir şey olması, bu topraklar, bu hava..
bu şehir!
hep yalan söyleyenlerin şimdi beni yalancı ilan etmeleri ne kadar komik değil mi ?
oysa ben asla yaşamadığım şeyleri demedim. yalandan da olsa özledim seni ya da seni seviyorum gibi şeyleri asla demedim. yapmadığım şeyler tarafından suçlandım. beni tanımayanlar tarafından yargılandım. bir çok yalan söylediler ama ben onların yüzüne vurmadım. çünkü bıraktım kendi yalanları ile kendileri utansın. ama gördüğüm kadarıyla utanmaya niyetleri de yok. artık düş yakamdan son bir şey diyorum.
"Bazı şeyleri sana yazdığımı düşünüyosan yanılıyosun her şeyi sana yazıyorum ama sen kimsin onu bende bilmiyorum"
güldük geçtik haline tamam bu kadar rezil bir duruma düşmene hiç gerek yok. başkaları ile eğlendiğini sanıyorsun ya sen, ama seninle eğleniyorlar arkandan ne gibi sıfatlar takıp tabi sen alışkınsındır bunlara.
çin alfabesiyle sevme anlamiyorum.
bildiğim bir alfabeyle sevmesini istedim.
O da klasizme tepki gibi sustu ve yürüdü.
karşıya geçti. bir daha da karşıya geçmedi.
1.sana merhaba dediğim gün dün gibi aklımda ve ben senden sonra kimseye merhaba demek istemiyorum. seni saklamak için değil, bir elvedayı daha taşıyamayacağım için. artık tek korkum kuralım bu. bu kadar anı bir ömür için yeterli.