insanlar hep mutluluktan bahseder. nedir peki mutluluk? hayattan beklenenlerin gerçekleşmesi mi, yoksa zaten güç olan şeyleri istemeyip gerçekleşmediği zaman hayal kırıklığına uğramamış olmak mı?
mutluluğun insan yaşamındaki yeri çok ayrı. çoğumuzun yegane amacı. peki nasıl bir yoldur bu mutluluğa giden yol?
bazen kurcalamamaktır belki de. örneğin; hayattan beklentisi iyi bir evlilik, sadık bir koca olan olan bir kadın eşinden şüphelenip birtakım gelişmeler üzerine aldatıldığını anladığı zaman tüm dünyası başına yıkılacaktır. halbuki gözlerini yumup, kulaklarını tıkayıp hayatına devam etse aldatıldığını öğrenmeyecekti dolayısıyla hayatına mutlu bir şekilde devam edecekti. bundan yola çıkarsak mutluluğa giden her yol mübah(mı?)dır. kimisine göre zengin olmaktır mutluluk. mutluluğun bis istekler zincirinin gerçekleşmesi olduğunu düşünürsek, para ile gerçekleşmeyecek pek az şey vardır onlar için. kim bilir belki de bu pek az şeylerin gercekleşmemesidir insanı mutluluktan alıkoyan.
hep yollardan bahsettim ama sorun da buradadır belki.hayatını saplantılı tutkuların peşinden gitmeye adayarak başka güzel şeyleri kaçırmaktır, at gözlüklerini takmaktır, günü yaşayamamaktır.
yarını düşünmemektir bir anlamda mutluluk çünkü yarın ne olacaksa olacak, olmayacak olan ise olmayacaktır. bu olacaklarlar ve olmayacaklar listesi sizin istediğiniz ya da istemediğiniz şeyler olabilir. diyelim ki istediğiniz bir şey; bu şeyi durmadan düşünüp o an gelip de isteğiniz yerine geldiği zamanki mutluluğunuzu, sevincinizi önceden yaşanmışlık duygusu içinde azaltmanın manası nedir? istemediğiniz bir şey için gerçekleştiği zaman zaten üzülmeyecek misiniz? peki bunu önceden düşünüp kahrolarak zaten ilerde yaşayacağınız hüznü artırmanın manası nedir?
iyi ki insanız, doğa üstü güçlerimiz yok ve bazı şeyleri değiştiremiyoruz. o zaman değiştiremediğimiz şeyler içinde kaygılanmamalıyız. hem değiştirebildiğimizi düşünsenize; kötü olanı iyi yapabilseydik iyiyi iyi yapan ne kalırdı ki? iyi diye birşey olmadığı zaman bizi ne mutlu kılardıki?