görünce sevinçten ağladığım başlık olmakla birlikte,
üst kata, yan komşuya, karşı komuşuya ve karşının üstündeki komşuya sevgilerle!?!?!
siz manyakmısınız lan? deli mi sikti sizi? allahınız yok mu sizin yahu...
18 haziran geldiğim günden beri evlerinizi mi birleştiriyorsunuz haftalardır işçiler sabah dokuz akşam beş ellerinde matkaplar, şakalaşıyorlar, duvar kırıyorlar... ne yapıyorsunuz mınakoduğumun duvarlarına, pencerelerine he? dört komşu deli mi sikti sizi söyleyin ağlayacağım lan sinirden. bitmeyen metro yoluna döndü mutfak tezgahlarınız. salonla bilmem nereleri birleştirmeler, o balkonu içeri almalar. lan ölümlü dünya boşverin bu kadar masrafı. uyuduğum, sıçtığım, yediğim, yıkandığım her odada 'tar tar tar tar' tarumar ettiniz, kullanıp attınız, orospu ettiniz başımı.
sevgili üst komuşum.
önceleri evdeki koşturmaları sesleri 20 günlük evli olmanızdan dolayı fantaziye bağladık hatta ben eşime sen beni hiç kovalamadın falan dedim oda g.t kadar evde nerde kovalayacaktım falan dedi. neyse meğer kavga ediyormuşsunuz. bismillah daha ilk günden kavgamı olur. valla sizin gürültünüzden bizim sinirlerimiz bozuldu. ayrıca o çitlediğiniz çekirdekleri balkondan çırpmayın yeni komşu falan demeyip dalarım valla. hem o kadar kavganın arasında ne ara çekirdek çitliyorsunuz anlamıyorum.
Sevgili karşı komşucuğum neden ben her eve girdiğimde kapının gözünden beni dikizliyosun işin yokmu senin ? Gece 2 de eve girerken seni yatağından kaldırıpta beni dikizlemeye sürükleyen o güç nerden geliyor arkadaşım?
Madem çaktırmadan bakıyosun bari o takunya misali ses çıkaran terliklerini çıkarda öyle dikil kapının arkasına bende farketmiyim değilmi?
sevgili fadime teyze,
sen gerçekten bu dünyanın görüp görebileceği en çılgın vakasın. insan-hayvan-bitki oluşumlarımdan çok ayrı incelenmelisin. benim sana aklım ermiyor ya. dağdan mı indin acaba? yani demiyim diyorum da. aşağıda oturmuş sigara içiyorum, balkon keyfi yapıyorum. üst katta balkondan çamaşır suyu döküyorsun aşağıya. ya o su benim üzerime gelseydi de kromozomlarım yansaydı? insan sana kızamıyor da. o kadar okudum ettim ama bilim dünyası seni çözemiyor resmen. günde üç öğün halı çırpman olsun -halıya mı sıçıyosunuz napıyosunuz-, salonda ip atlayan yeğenin samet belası olsun, kocanın namaza her kalktığında; sabahın beşinde beni de uyandırması olsun, marketten geldiğimde "ne aldın bakayım?" diye poşetimi açıp bakman olsun, her apartmandan çıktığında "nereye gıı garton?" diye sorman olsun. sabırlıyım diye geçiniyordum ama kadın, sen beni bitirdin. taşınsam burdan, burası da işime yakın. bir de bunları yüzüne diyince küsüyorsun bana. sanki ben senin yaşıtınım ya.
ayrıca, lavabon pislenmesin diye yıkadığın bulaşıkların pis suyunu camdan aşağı, o güzelim çiceklere zart diye dökerek çiçeklere iyilik yapmıyorsun. ancak ben zıvanadan çıkıyorum.
sevgili bir üst kat komşum.. her misafirim geldiğinde camdan dışarı kafanı uzatıp kim geldi diye bakman üstelik bunu perdenin arkasından kimse görmüyormuş gibi yapman sinirimi bozuyor.
sevgili iki üst kat komşum.. müziği her açtığımızda kızım burası barlar sokağı mı diyerek kapımıza dayanmana ayar oluyorum. genciz yahu anlayın artık, siz hiç genç olmadınız mı.
anlayışşş.. tüm isteğimiz buydu..
şş üst komşu. sana diyorum kalın kafalı. başına güneş ışığı geçmediği için beynin donmuş da onun için anlamıyorsun bizi biliyorum. gerizekalı kadın. yediğin yemeğin sofra bezini ne diye bizim pencerenin önüne silkelersin? ne diye tozunu toprağını penceremizin önüne dökersin? gecenin köründe balkon yıkayıp da suyunu bizim balkona neden aktarırsın? kapına gelip insan gibi uyardık, dövmekten beter ettin. ikinci gelişimde ekipmanlarımla gelip gereken cevabı vereceğim. sözlü olarak da ilettim sana bunu. bir de buraya yazıyorum ki kanıt olsun. bittin kadın sen bittin. bendeki sabır kimsede yoktu, onu da bitirdin. al bi tarafına sok bu başarıyı. ya da sen zahmet etme ben sokarım zaten onu da düşünemezsin. balkondan düşesice.
14 dairesi 1+1 olan apartmanda yaşıyorum. yan bloktada 14 daire olduğunu düşününce 28 bekar komşuyuz şunun surasında. sevgilisi olan karşı komşum dışındakiler nerdesiniz.
sevgili alt komuşumuz;
yeni taşındınız hadi sıcak davranalım çabuk alışın dedik tepemize çıktınız. nasıl bir ailesiniz ki sabahın köründen akşama kadar bıkmadan usanmadan mezdeke dinleyip göbek atıyorsunuz.. yetti bee sesini de köklemeyin şu müziğin kafamda çınlıyor artık..
hee ayrıca beni merdivende her kıstırdığında, kuşun yemlerini aşağı atmayın balkonuma geliyor diye ağlanma artık yeter, kapat o zaman balkonunu, zaten açık balkonu her gün yıkamak zorundasın suçlusu biz değiliz..
ve de camdaki çiçeklere de laf etme artık.. yoksa bahçede her gün çığlık çığlığa oynayan çocuklarının saçını başını yolucam.. ayrıca arabanın üzerine tırmanıyolar sürekli, ne arsızlar bee laftan da anlamıyolar. yetti hee..
edit: bu başlığı açana da teşekkürü borç bilirim.. ne dolmuşum, rahatladım. eh ben bi aşağı ineyimm !
edit2: ve itiraf etmeliyim posta kutunuza her gün itinayla çikolata çöpü koyan benim..
seni cidden çok seviyorum. çok da güzel bi kadınsın. ama ismin çok komik be. sana isminle seslenirken vallahi utanıyorum. gözlerinin içine bakamıyorum. halının desenlerini inceleyişim falan hep bu yüzden. çünkü yüzüne bakarsam "güldalı ne lan? aahahaha" deyip ensene bi tane patlatırım diye korkuyorum. bu durum böyle olduğu için senden çok özür dilerim.
özür dilerim. gerçekten. evet, günahım kadar sevmem seni ve senin kocanı ama bu yaptığım şeyden ötürü senden özür dilememe engel değil. şu saatte tüm komşularımın yattığını düşünüyordum, taki yaptığım şeyden sonra kafamı çevirip senin suratını görene kadar. evet şu yaşımda ailem evde yokken bile sigaramı balkonda içiyorum. evet balkonda sigaramı içerken balkon taşına oturuyorum. balkon taşına oturmamdan ve sigaranın bağırsaklarımı çalıştırmasından mütevellit sağlam bir osuruk ve ardından mini pıtıklı osurcuklar yapmış olabilirim, hatta bunları yaparken oohh yeaah demiş olabilirim fakat bunlar olduktan sonra kafamı çevirdiğimde senin şeytani derecede parlayan gözlerini benim üzerimde yakalamasaydım keşke. belki osurmaya programlandım niye gözlerini bana dikip beni rencide ediyosun?
sevgili üst komşum. bir an önce taşın yeni dairene taşın ve benim üst komşum ol. fakat nolur sen de benim gibi teknik üniversitede mühendilik öğrencisi olma. şakirt ol o ev cemaat evi olsun razıyım. ama bu kadar testestoronu ne bu apartman ne de bu mahalle kaldırır. bari sen biraz atraksiyona gir.
sevgili üst komşum. bende sana bu yazıyı büyük bir içtenlikle yazıyorum. yeni evli olduğunuz için aylardır sesimi çıkarmıyorum. biraz sessiz yapın olum şu işi. valla kendi odamda yatağımın içinde aylardır mahfoldum. sesinizi duymamak için taktığım kulaklıkları sabahları götümden çıkıyo. lütfen ama biraz saygı.
çok dedikoducuydun, fitne fesat bir hatundun, tonton değil, gıcık olan yaşlılardandın, çocukluğumdan beri sevemedim seni hiç. fakat mide kanseri olduğunu öğrendiğimde çok üzüldüm, ciddi anlamda. ve bahçeye ambulansın girdiği gün, umarım kızının yüz ifadesini görmemişsindir, umarım gülümsemesini son bir kere olsun görme fırsatın olur, şimdi hastanedesin ve az önce eşin arabasına bindi, sanırım senin yanına geldi, umarım biraz olsun toparlamışsındır ayten teyze, kızın seni seviyor.
edit: yoğun bakıma kaldırılmışsın, allah yardımcın olsun, senin ve ailenin.
edit: Allah rahmet eylesin, taksiratını affetsin. sevenlerine de sabır versin ayten teyze, hoşçakal.
oğlum eve her gelen erkeğe bakcam diye bigün camdan düşceksiniz lan mallarrr. eniştem geldiğinde bile dedikodu cıkarmı diye bakan, hem de utanmadan caktırmadan da değil direk bakan cahil hayvanlar. bok yiyin emi o camdan düşün bigün bakarken geberin itler. *
sevgili yan komşum. 60 dairenin olduğu, toplamda 130 kişinin yaşadığı blokta, sayende her gece bach, mozart dinlemekten gına geldi. tamam zenginsin, elitsin, vs vs. ama hangimiz değiliz ki bana bu eziyeti ediyorsun. eve çağırdığım tüm hatunlar sanki müziği ben dinliyormuşçasına bana sapık burjuva gözüyle bakıyor. sayende tenor,minor ne varsa duydum. ama benim tarzım bu değil. içimdeki sadist git, dayan kapısına,dal içeri, elini kolunu bağla ve sabaha kadar damar dinlet diyor.
komşu komşu huuu huuuu oğlun geldi mi, ne getirdi? ehem, neyse.
o kapının önündeki yığınla ayakkabı evin içinde dursa ne olur ya? bizim evin kapısının önüne kadar gelecek neredeyse ayakkabı yığınınız. 6 kişilik bir aile oluşunuz yetmiyor gibi misafiriniz bitmiyor ki. hatta belki vazgeçersin diye ayakkabıların bir çoğunu merdivenden aşağı gönderdim [ (bkz: sözlük yazarlarının itirafları) ] gene bana mısın demedin komşu.
illet oluyorum sana komşu, al şu ayakkabılarını kapının önünden komşu.
