tamam anladık dişisin, gençsin, formdasın. türünün de nadir örneklerindensin. ama öyle de anırılmaz* ki sevişirken. hayır azıcık kıssan sesini nolur, bu kadar kaybetme yavrum kendini, yazıktır günahtır. sabaha karşı olunca yine idare ediyodum, hakkımı yeme. ama el insaf! öğlen 12de uykumdan uyandırdın be. bak artık bütün apartman sakinleri merak içerisinde. herkes performansını neye borçlu olduğunu öğrenmek için çıldırıyo. gözünü seveyim çık insanlara bi açıklama yap, sonra da topla pılını pırtını, taşın mümkünse. bana da yazık ama dimi.
kulağını benim odamdan çek ve en ufak bir müzik sesinde bağırmaktan vazgeç. zira sabrımın son demlerindeyim, sıcakların da başıma vurmasıyla meyve bıçağıyla üzerinde çeşitli sanatsal denemeler yapmaya zorlama. geçen gece sopayı aldığım gibi üzerine koşma planım vardı ama neyse ki bağırdığın kişi ben değilmişim. bir daha olursa çekirdek çitleyip gülmek yerine sopayla beyninin şerbetini akıtırım.
ah ulan insafsız. sıcaklardan bunaldık diye 2 dakika camı, pencereyi açmaya görelim. daya anasını satayım mangal kokularını burnumuza. insan hiç kokmuştur, az da şu fukaralara yollayalım demez mi ? çük şişmesi nedir bilir misin sen ? ben de bilmezdim seni tanıyana kadar. ama sayende her etleri löpür löpür yediğim, tavukları mideye indirdiğim hayallerini kurduğum gecenin sabahı yaşar oldum. ne sıcak ne de sen çekilmiyorsunuz. bitirdiniz olum beni.
sevgili üst komşum. bende sana bu yazıyı büyük bir içtenlikle yazıyorum. yeni evli olduğunuz için aylardır sesimi çıkarmıyorum. biraz sessiz yapın olum şu işi. valla kendi odamda yatağımın içinde aylardır mahfoldum. sesinizi duymamak için taktığım kulaklıkları sabahları götümden çıkıyo. lütfen ama biraz saygı.
bak dostum, hergün sabahın yedisinde ikinci kattan koştura koştura apartman kapısına inip, zilinin üzerinde ki kürdanı küfür ede ede çıkarma nedenini anlatayım sana.
benim evden çıkıp işe gitme saatim 7.30. bunun için saat 7.20 de telefonumun çalması ve beni uyandırması yeterli. ama senin evden çıkış saatin(ben çıktığımda bile araban kapının önünde olduğuna göre) 8.00 falan olmalı. ama senin telefonun alarmı 7.00 çalmaya başlıyor ve uyanmıyorsun. bu aradaki 20 dakikalık fark benim için çok önemli. senin titreşimli telefonunun alarmı beni uyandırmaya ve sinir harbi yaşamama yetiyor.
dostum, ben takıntılı adamım. odamda,tıkırtısından rahatsız olduğum saatleri bile bulundurmuyorum. bir kat çıkıp da telefonunuzun titreşimini kapatın diye de uyarmak saçma geliyor. onun içindir ki, her sabah, ikinci kattan koştura koştura inip o zilin üzerinde o kürdanı çıkarmak zorundasın. taa ki, o titreşimli telefonun beni saat 7.00 da uyandırmayana kadar.
Defalarca tatlı dille uyarmama rağmen laftan anlamayan komşular için okur da belki bir şeyler değişir umuduyla kaleme alınan yazıdır:
"sevgili üst kat komşum, nasılsın iyi misin faslını geçiyorum zira anlaşılıyor ki pembe hayvanlar gibisiniz! yahu arkadaş bir aile topyekün ne diye topuklarla yürür? fil misiniz dinazor mu, şaşırıyorum. adımlarınız illa ki yerlere vura vura olmak zorunda mı? mecbur musunuz? ritim tutarak yürümek gibi özel bir zevkiniz var sanırım. küçük bir davul seti alıp bu ihtiyacınızı karşılayabilirsiniz. dünyadaki tek torun sizinkisi mi? tamam çok seviyorsunuz, pek tatli bir şey de evin muhtelif yerlerinde bağıra bağıra, acayip sesler çıkartarak çocuk sevmek de neyin nesi? zavallı bebeği sürekli ağlatarak psikopatlaştıracaksınız. Koca karı hanım teyze, gecenin üçünde ne diye yüksek sesle kuran okuyorsun? Allah kabul etsin dini bütün birisiniz, saygı duyuyorum da sessiz okumak zor mu? Aynı saatte alttaki emekçi ablamızın mesai(!) inlemeleri ile bir olunca beynimdeki tilkiler kavram karmaşasından intihara meylediyor... son olarak şunu da ekleyeyim. tuvalette çıkarttığınız sesleri kaydedip teröristler üzerinde kullansak atom bombası atılmış gibi korkuya kapılıp geberebilirler. artık nasıl bir gaz varsa içinizde... en kısa zamanda küçük harflerle tanışmanız dileğiyle, hoşçakalın."
anlamıyorum, niye bu kadar bağıra bağıra konuşup, izlediğin dizinin veya filmin sesini evde sağır varmış gibi son ses dinliyorsun? Seni yöneticiye o kadar şikayet ettik ve sen azar işittin. Ama hala akıllanmadın be komşum. Neden bizi rahatsız ediyorsun neden? Dua ediyorum sana, apartman asansörünün içindeyken umarım elektrikler kesilir de kalırsın içinde. O zaman senin rahatsız edici "yardım edin! " çığlıklarından çok zevk alacağım. Kendine iyi bakmaman dileğiyle, hoşçakal... Hatta hiç hoş kalma...
ulan bi ses duyduğunda da kapıyı açıp milleti dinleme be ne meraklısın ne kadın ya bi gün alt katı dinleyecem diye apartman boşluğuna düşecen ya hayırlısı.
komşu teyze ve amca,
birlikte uzun yıllar geçirmişsiniz ama daha uzun yıllar birlikte olun inşallah. bana o kadar iyi davrandınız ki, sizin yörenin insanı için söylenenlere her yerde karşı çıkıyorum. bugün getirdiğin kurban etini paketleyip dolaba koydum ve yemeği de birazdan yerim artık. hele ki, dedemi hastaneye yatırdığımızda kirayı vermek için eve geldiğimde bana "geçmiş olsun yavrum. bu ay kira vermesen de olur, hastane masraflarına kullanırsın" deyişini ömrüm boyunca unutmam. yok yok, ben hallettim deyip zorla parayı verirken yine de almak istemeyişini de. yıllardır benim için yaptığınız her şey için size borçluyum.
allah sizden bin defa razı olsun!