sevgili aysel teyze,
rica edicem o berbat zil sesi sonuna kadar açık olan ve çaldığında alt kattan duyulan telefon için arka odaya koşarak gitme, normal adımlar at, biz koşuyo muyuz? o hemen kapanmıyo biliyosun ki, hani dıııt, dıııt, dıııt, öyle gider o, hem sabahın 8inde kim niye arıyo seni bilmiyorum ama, ya yakın bi yere paralel bağlat, ya uçmayı falan öğren, yada en basitinden kilo ver, ben hergün senin ayak sesini dinlemek zorunda mıyım.
Yirmibeş yaşındayım, şu güne kadar bilinçli olarak düşünürsek ondokuz yıldır komşumuz Aynur Teyze travması ile büyüdüm. Aile içerisinde ne şiddet ne hastalık. Ruhsal dengesizliklerimin sebebidir bu kadın. iyi bir okula gidemememin, iyi bir iş sahibi olamamamın, kısacası kimliğime sahip olamamın nadide sebebi. Sana sesleniyorum.
Şu apartmanda bi çok dengesiz insanla muhatap oldum. Sen de bilirsin; 6 yaşındaki çocukların sessizce top, saklambaş oynayabileceğine dair inancını ölene dek korumuş olan Rahmetli Fahriye Teyze; Fahriye Teyze; o inanmadığın Allah'ın rahmetine kavuştuktan sonra yerine daha bi mazoşistini getiren şiddet sever Seyfettin Amca; dördüncü katımızda sürekli değişen ama azgınlıkları hiç değişmeyip gece bütün siteye naklen yayın yapan üniversite öğrencileri bile bizi sen kadar rahatsız etmemiştir be Allahsız.
Yalnızlık zor zanaat malum. Eşinin de neden terk ettiğini algıladığım şu günlerde, hele ki taşındın diye tam kurtulduk derken bu sefer telefonla tacizlerinin sonu gelmediği şu dakikallarda sözcükler dökülüverdi buralara...
Teksin dedik, yalnızlık zor dedik. Bir kez yardım edelim dedikse her pazar senin bitmek tükenmek bilmeyen pazar harcını 5. kata taşımaktan hayata karşı 1-0 yenik başladım ben. Hayır tek kişi yediğinin içtiğinin hesabında değilim ama evde camız mı besliyorsun hep merak etmişimdir. Her gün kapı önünde annemi tuttuğun için seni uzaklaştırmak adına söylediğim yalanlardan günahkar oldum be kadın. Zavallı annem seni kapı önünde 15 saat dinleme sabrına sahip olsa bile ben değilim arkadaş. Senin olduğun kadınlar ne bilem nesinin başkanlığının anneme ne hayrı var. Senin her gün görmekten bıktığımız sıfatını bi de televizyonda görmesek ne kaybederiz. Düş yakamızdan! izlemiyoruz biz televizyon. Evde yokuz biz...
her gece 12, 1 gibi arabasını tam odamın olduğu camın altına bırakan sayın komşu! nasıl bir obsesif-kompulsif bozukluk içindesiniz acaba? arabanın kapısını kilitliyor, sonra geliyor kapısını zorluyorsunuz. e tabi alarm ciyuv ciyuv diye çıldırmaya başlıyor. hoş panik yapıp hemen kapatıyorsunuz da o kısa sürede bile ben uykumdan uyanıyorum yani. uyanıyorum ve uykum bölündüğünde çok sinirli bir kimse oluyorum. evet oluyorum. saat 10 gibi uykusu gelen, artık orta yaşarında sayılan, hasta biriyim ben! lütfen!
hayır karınız böyle takip etmiyordur saat kaçta geleceğinizi. hafta içi 12 de (+- 10dk) hafta sonu 3 te geliyorsunuz eve ya. artık 3 ü 5 dakika geçsin meraklanmaya başlıyorum vallahi. biraz erken gelin şu kodumun evine! olmadı arabayı aşağı sopkağa çekin o da olmadı bir asma kilit takın falan filan. cama çıkıp çemkiren kedi bakıcısı deli komşulara gibi davranmak istemiyorum ama artık sabrım taştı bilesiniz.
tam bir hayvansever olduğun için seni canı gönülden kutluyorum. keşke herkes senin kadar duyarlı olabilse. ancak evindeki 4 kedin ve 2 köpekğin artık biraz canımı sıkmaya başlamıştır. köpeklerinin havlamasına alıştım artık sesimi bile çıkarmıyorum. kedinin benim kapı paspasıma defalarca kez kakasını yapmasına hiç sesimi çıkarmayarak 4 kez paspas attırdın bana. hiç önemli değil altı üstü paspas. ama sabah kapıyı açtığımda aldığım o kaka kokusu benim tüm günümün bok gibi geçmesine sebep oluyor çünkü hiç burnumdan gitmiyor. son olarak dün gece o kakayı, seni bir defa uyarmama rağmen tekrar kapımda görüp kapını çaldığımda yüzüme söylediğin, 'ne var canım alırım bir paspas, bunun için beni neden rahatsız ediyorsun' ve arkamdan söylediğin 'gavurdan çıkmalar' lafı sana hiç yakışmadı. ben gavurdan çıkmadım kendini bilmez komşum türk anne ve babadan çıktım. ama senin insan olduğundan biraz şüpheliyim.
lan manyak! bi hafta sonumuz var, o m.ö.'den kalma, höldür höldür çalışan elektrikli süpürgemsi şeyi kullanma. olum bütün hafta evdesin, niye hafta sonu, ne istiyon len uykumdan?
o kocana söyle evde edepli yürüsün, avizeler sallanıyor mk, he bir de höt höt bağırmasın, beynimizi mikti.
o iki mal oğlun da evde içinde basketbol oynamasın, yetti gari.
he unutmadan benim kuaförün numarayı vereyim, git kaşını, bıyığını aldır.
sevgili fakat hiç saygı duymaya gerek duymadığım komşu abla. yaşın gelmiş 40 asen hala benle uğraşıyorsun. beni anneme babama durmadan şikayet ediyorsun. üç tane kız çocuğun var tehlikenin farkında değilsin ablacığım. bak ben 20 yaşına geldim, gidipte anneme oğlun bugün top oynadı, oğlun bugün şunu yaptı, bunu yaptı, cumaya gitmedi dersen valla karışmak balkonunda ki akepe bayrağını sana dolarım, doladıktan sonra kızlarını ıssıza kaçırır onları orada bırakırım, bak hiç affım olmaz dediğimi yapar, sana karşı olan, seni zedeleyecek olan her türlü olayın yanındayım. hee birde ben müzik dinlerken kapımı çalıp beni müziği kısmam yönünde uyarma, valla gece gece sizin eve girer müziği son ses açarım, haberin olsun.
hiç sevmediğim evde kaç kişinin yaşadığını bilmediğim ibne sürüsü. hepiniz birbirinize benziyosunuz genlerinizi sikim öncelikle. kopyala yapıştırla çocuk yapıldığını sizin sülalede gördüm. kalabalığınız yetmez gibi balkona o sikko muhabbet kuşunu aldınız. siz gürültü yapmasanız o kuş aynaya öpücük atıyor tüm gün. kardeşinin sevgilisi evini bastı , gelininiz kocaya kacti. biraz evvelde balkonda nasıl bi mangal yapıyorsanız ; ulan alevler camımın onunden geciyo yangın var sandım. hele balkondan 3lü priz uzatıp arabadan müzik açıp arabayı süpürmen yokmu. sonuç olarak ne yarrak komsumuzdun sen ercument abi.
bak komşum;
cemaatcisin anladık, şakirtsin, o'na sözüm yok. ama annemi işin işine daha fazla karıştırmaya devam edersen, tüm sevdiklerimin üstüne yemin ederim, ağzını burnunu kırarım. bir daha ki bize aka*pe'nin bildirimleriyle gelirsen. Kontrgerilla gibi evine dalarım.
sevgili karşı komşum,
bizim evi öyle izleme lütfen. derdin nedir? biliyorum emeklisin, sıkılıyorsun lakin taşınalı iki sene olmasına rağmen her kapıyı açışımızda sende kendi kapını silmek için açıyorsun. biliyorum bunların hepsi tesadüf lakin bazen çok aşırılaşıyor, hep ilahi kudret di mi? di. ama her misafirimizi uğurladıktan sonra tam kapıyı kapatacakken "ayy merhabaa! ne tesadüf değil mi?" deyipte kim olduklarını sorup durma. ve o kapın çok temiz sık sık silmene gerek yok, en azından haftada bir kere yeterli bence.
Sabahın köründe 'haberin var mı yar yar' diye şarkı söyleyen çok sevgili komşumuzun oğlu; yarin haberi var mı bilmiyorum ama bütün mahallenin haberi var.