bugün

koskoca 4 yıl ve o 4 yılın içinde yaşanmış pek çok ayrılık ama hemen ardından gelen barışmalarla... bu son ayrılıktan beri hiç ağlamadın, hiç hüzünlenmedin. sanki hala hayatındaymış gibi, o zamanlardaki mutluluğunla devam ettin. çünkü bu zamana kadar her ayrılığın ardından, özlem dolu bir barışma sahnesi yaşadın. ama şimdi yaşamayacaksın. bunu sen de o kadar iyi biliyorsun ki... bunu kendine itiraf etme, acınla yüzleşme vaktin gelmedi mi artık? daha nereye kadar kandırabilirsin ki kendini? daha ne kadar oyun oynayabilirsin aklınla, ruhunla, kalbinle?
mutlu olsana artık, ağlamayı zırlamayı kessen diyorum artık.
insanlar seninle bu kadar huzurluyken, senin kendinle alıp veremediğin ne?...
bazen çok akıllıca davrandığımı düşünüyorum bazen de çok aptalca. ama biliyorum sonunda hep kazanacağım. ne kadar geçte olsa istediğim her şeyi elde ettim bugüne kadar. onun için eminim geçte olsa başarıcam istediklerimin hepsini.
aslında bu yazıyı kendime değil bazı uzuvlarıma yazdım. zira ölmek üzereyim sanırım.
sevgili göğüs kafesim, canım akciğerlerim, sayın bademciklerim ve saygıdeğer kulaklarım: artık bi derin nefes aldırma vaktiniz geldi bence. yoksa son nefesimi vermem an meselesi, hissediyorum.
oysa ki ne zamandır da hastalanmıyordum; sinirsel kusmalarım dışında.
gelince de böyle dört bi koldan gelinmez ki.
ölüyorum kendim. o zaman bu yazıyı kendine yaz.
ne yazacağımı bile bilemedim.
hakkımı helal edeyim madem kendime.
öhöööööö öhhhhööööööööööööööööööö
Sabretmeden bahar gelmez, gönül sabreyle sabreyle...
doymuş olman lazım artık değil mi sayın kendim. Ne bu şımarıklık. Hiç utanmıyorsun kendinden, umursamıyorsun. Herkes senden fazla düşünüyor, sen düşünmek istemiyorsun.
kendini uyarıyor ama dinlemiyorsun.olanları sürekli birbirine bağlıyorsun.soru işaretlerini bitiremiyor, düşünmeye fırsat bırakmıyorsun.dolayısıyla hiçbir şey de değişip, gelişmiyor kendim sende.haksız mısın?hayır! aslında bal gibide haklısın.dün sabah, bu sabah, uzun zamanlardır sabahlarda sana dediğim gibi, hadi kendim, hadi hadi üzme,dinle beni.

elbet alışırım,
biraz alıştım,
her şey kadar, herkes kadar, sen kadar...
ilk fırsatta kendimden kaçmak istiyorum.
çabuk sinirlenip saldırganlaşan kişiliğinden nefret ediyorum. uslu ol azıcık!!!
(bkz: futureme org)
dedim kendini kandirma. gülüşlerin bir sonraki gün doğumuna kadar. sana ayazlar biçilmiş. sahte mutluluklar icin giyme cicilerini. ölü kadar ciplak olmalısın. kaderin bu mary jane.
eski sevgilinin en yakın arkadaşı...
genel korku filmi senaryosudur dimi? Testlerde insanların tepkilerini ölçmek için sorulan aptal bi sorudur.
Ama gönül bu işte, eski sevgilinin en yakın arkadaşına da konuyo yahu. Nedir bu işin aslı astarı?
duygusuzlaşıyorum amk.
sıkıldım artık bu hayattan diyorsun anlam veremiyorsun hayata artık. sahte sahte gülümsüyorsun hayata. ozaman çek pimi be kurtul şu tek düze yaşamından. kimsin sen? nesin? neden böylesin? neden düzelemiyorsun be neden?
seni sevmiyorum kendim. tüm yaşadıkların müstahak sana.
salaksın a.ına g.yum. Yemin ediyorum embesilsin.
güneş yeniden doğacak...
ölüyorsun, haberin yok.
Karlı soğuk bir yerdesin. Uyku tatlı geliyor ama uyursan donup öleceksin. farkında değilsin ölüyorsun!
sevgili kendim;
neden her şeyden bu kadar korkuyorsun? başarılı olacağına kendini bile inandıramazken başkalarına nasıl inandıracaksın? sonra senden bir bok olmaz dediklerinde üzülüyorsun. üzülmeye bile hakkın yok.ayakların ne zaman yere basıcak inan çok merak ediyorum.eğer bir gün adam olursan en çok ben şaşıracağım. neyse gene de seviyorum seni üzülme lan kıyamam.
kararlı duruyorsun aferin de bakalım ne kadar dayanabileceksin...
kalkıp su içmeye bile gücün yok sanki. okunmamış kağıtlar mutfağa bırakılmaya üşenilen bardaklar ve içini kaplayan yapılmamış işler sıkıntısıyla öylece oturuyosun hala. bi kalk kendine gel artık.
her doğru her yerde söylenmez bebeğim;
kuçu kuçu gibi havlama, sus ve kabullen.
az ye, az konuş, az uyu.
dua et, sabret, şükret..
adam ol lan biraz.
bişeyi de doğru düzgün yapabil be. eline yüzüne bulaştırma.

edit: kendime yazdım diyorum, neyine dokunuyo da eksiliyosun?
çalış çalış çalış, birazcık emek, birazcık gayret ve istek... Lütfen!

daha yapacak çok şeyin var; biliyorsun...