bugün

biraz zorlama değil mi?
(bkz: ps i love you)
sokaklar şöyleymiş.. ağaçlar böyleymiş..

sonbahar geldi yine. içime yaprakları, yüreğime kızıllığı saldım çoktan.. iliklerime kadar işlesin artık soğuk. ufak kız çocukları gibi çapraz atıp ayakları koşasım var
tökezlerim elbet ama bütün ağaçlarla uyuşmuşum çoktan..

siz de iyi taraflarımı alın işte..

"Aşkım da değişebilir gerçeklerim de
Pırıl pırıl dalgalı bir denize karşı
Yangelmişim diz boyu sulara
Hepinize iyiniyetle gülümsüyorum
Hiçbirinizle dövüşemem
Benim bir gizli bildiğim var
Sizin alınız al inandım
Morunuz mor inandım
Ben tam kendime göre
Ben tam dünyaya göre
Ama sizin adınız ne
Benim dengemi bozmayınız... "
bıktım senden !!!
en yaşlı halimle yazıyorum bunları..
'doğum günün kutlu olsun'..

siktir git şimdi!
kendini önemsememen güzel bir fikirdi. kendini önemsemedin iyi de ettin peki neden kendini çok önemseyenlerin ardından baka kaldın hep yoksa yanlış mı yaptın? boşvermelisin.
baslik malum oldugu uzere ben bu yaziyi kendime yazdim, simdi benim entryme gelelim yani kendime yazmisim basliga gore:
bu ortamda o kadar cok salak var ki. simdi bu entry silinir mi? bu entrynin silinmesi icin iki yol vardir, birincisi bu baslik silinir ki anlamsiz oldugu ortada, ikincisi buradaki herkes ben dahil bana salak oldugu itiraf eder boylece herkesin bildigi bir seyi benim de tekrar hatirlatmam uygun olmaz. aksi takdirde bu ortamda o kadar cok salak var ki.
başkalarına söyleyecek çok lafım var da, kendime tek kelime edemiyorum..
neden sürekli internettesin?

bu soruyu kendine kaçıncı kez sorduğunu sen bile bilmiyorsun. cevabını; aramaktan yorulduğun bir anda, yüzünü bile görmediğin, netten tanıştığın ve en kötü zamanında bile her şekilde yanında olabilmeyi başaran arkadaşının mesajında bulacağına inanırmıydın? ama cevap tam da karşında işte. tüm gerçekliğiyle. tüm keskinliğiyle!

- yine sözlüktesin di mi?
+ evet.
- tamam da canım, finallerin var. abartmıyor musun biraz?
+ yok hayır. yarın ki sınav kolay. sonra da üç gün ara var zaten, o zaman çalışmayı düşünüyorum.
- iyi bakalım. bir yazı okudum gerçek hayattan tatmin olamayan insanların en büyük rahatlatıcısıymış internet. sen de öyle rahatlıyorsun değil mi bir nebze?
+ evet kesinlikle. kimse anlayamaz bunu ama. anlamalarını da beklemiyorum zaten.
- bir yazı falan okumadım aslında. sadece tahminimdi ama birden sormak istemediğim için öyle söyledim * sorunun ne canım? beklediğinden fazla kaybetmiş gibisin. çok üzülüyorum sana...
+ çevremde hissettiklerimi, düşündüklerimi paylaşıp üzerinde tartışabileceğim insanlar yok. yok işte. ne geldiyse de en yakınımdan geldi başıma. reelde bulamadığım samimiyeti nette buldum ben.
- çünkü insan hiç tanımadığına, görmediğine daha samimi davranıyor, daha yalansız oluyor, gerçek hayattaki basmakalıplığı olmuyor. içinden ne geliyorsa onu söylüyor, kurallara takılıp kalmıyor. gerçek hayatta böyle değilsin, yapmacıklaştırıyor hayat insanı. ben de doluyum bu konuda canım. anlıyorum seni. yüzünü güldürüyorsa siktir et. takıl.
+ insanların yüzlerine baktığımda içlerindeki kibiri, ikiyüzlülüğü görüyorum...
- değil mi? o kadar iğrenç ki kimileri... bir insan ancak yüzü görülmeden sevilebilir diyorsun. çünkü o zaman geriye sadece duyguları kalıyor. vücudundaki kasları kullanarak, yüzünü aslında hissetmediği bir duyguyu tadıyormuş gibi bir şekle sokup kandırma ihtimali olmuyor çünkü...

beyninden hızla akıp geçiyorken kelimeler; parmakların, gözlerin ve hatta beynin bile yetişemiyorken düşünce hızına, buraya yazdıklarının aslında sadece yan yana dizilmiş anlamlı kelimeler olduğunu düşünürken, aslında tam olarak yazmak, betimlemek istediğin duyguları hangi kelimelerle tam olarak ifade edebileceğini bilmiyorsun. zaten duyguların hiç bir zaman tam olarak kaleme dökülemeyeceğini biliyorsun. entry ni bir yandan yazarken, bir yandan da msn de yine netten tanıştığın o güzel insanın, o güzel sohbetine tanık oluyorsun. ondan her gün yeni şeyler öğreniyorsun. samimiyeti, saflığı görebiliyorsun. senin düşüncelerine önem veren birinin, birilerinin nefes aldığını biliyorsun göremesen de.

sonunu nasıl bitiremeyeceğin, aslında tam olarak ne yazacağını bile bilmediğin bir entry girmeye başladığını bildiğin için bu başlığı seçtiğini fark ettiğinde, akıllıca bir hareket yaptığını düşünüyorsun ve kendince bunu bir başarı olarak nitelendiriyorsun. belki de bu küçük ayrıntıyı başarı olarak gördüğün için kendini beğenmişin tekisin. belki de zeki olduğunu ispatlamak için daha başka nedenlerin var? bunun kimsenin umurunda olmadığını biliyorsun ve zekanın sadece sana faydası olduğunu düşünüyorsun.

melankolik bir atmosfer içinde, içinde bulunduğun melankolinin düşüncelerinin dizginlerini eline almasını ve öylece kelimelerin akmasını istedin. bir kaç gün sonra, mutlu bir anında kahveni yudumlayıp, sigarandan bir duman çekerken bu satırları okuyacak ve diğer insanların duygularını, düşüncelerini hissedeceksin. sende olmayan hisleri taşıyan insanların yerine koyacaksın kendini. bir insanın dünyada bir mevkii için, para için nasıl olup da hırsına yenik düşebileceğini anlamaya çalışacaksın. bunu adım gibi biliyorum...

burada yazacaklarının sonunun olmadığını biliyor ve entry ni bir yerde kesmek zorunda olduğunu düşünüyorsun.

melankoliksin...
yat uyu lan manyak herif. gene bir paket sigarayı bitirdin. lan!! bir de az iç az!.
hadi gene iyisin.
kendi elinle serdin tüm değerlerini pis pasaklı ayaklar altına, sonrada oturup ağlarsın ezilen duygularına. kendi düşen ağlamaz be adamım kendi düşen ağlamaz.
küçücük bir mum ışığından güneşin bile yapamayacaklarını beklersen, a yı b yi bilmeyenden bir roman yazmasını istersen sonun hüsrandır be adamım hüsran.
yıktın tüm değerlerini, yaktın herşeyini artık hüzünlü ve mutsuz gözlerle süz çevreni, bir daha kim vuracak nerden vuracak diye bekle dur artık, sütten yanmış ağzınla artık yoğurdu değil hiç bir tadı tadamıyacaksın çünkü sen kaynar kireçten bekledin sütün lezzetini. * *
27 yaşındaydım. çocukluğumun güzel yazı defterleri gibi özenli yaşamıştım hayatı. Kısmen de olsa devam etmekteydim her ana karşı; ta ki amaçsızlığa düşüp, zamanı beklemeye başladığım güne kadar.

Başlagıçta irdelememiştim hayatı; çünkü ben buydum. Devam edebilirdi ataçlı defterimdeki tek düzelik. Sıyrılabilirdim bu boşluktan. Sevmeye çalışmıştım bu hayatı; ama sevememiştim.

irkildim, sonunda gidişatımın uçurumun kenarına hevesle gidişini seyrederken. Bozulmuştum artık ben. Gözümün önündeki yanlışı doğruyu ayırt edemiyordum.

Hata bendeydi belki de. Yaşamı öğrenmeye çalışmamıştım. Hep yön vermesi için kendimi ona bırakmıştım. Geç miydi? Bilemiyorum artık.

Aşık olmak istemiştim yine. Onu bile becerememiştim. Üzmüştüm, üzülmüştüm. Tanımını değiştirmiştim. Ve en sonunda yorulmuştum ve vazgeçmeye yüz tutmuştum. Uzaklaşmıştım.

Özlemeye çalışıyorum yaşamayı beceremediğim hayatımı. Sevmeye çalışıyorum yanlışlıklarımı ve pişmanlıklarımı. Yeni bir hayata başlamak için tek fırsat daha istiyorum kendimden. Düşünmeden, kırmadan ve aldanmadan yaşamak için.
yat uyu artık. uyu da yatmasan da olur.
kafana sıçayım ben senin. salaksın lan. *

edit: ne artılıyosun lan? yoksa yazdıklarıma onay mı veriyosun? *
demir al git buralardan.
okumasana lan*.
kendime yeni bir ben lazım.
amacsızca oturup amacsızca bekliyorum. etrafımdakileri dinliyorum. insanların kahkahaları arasında boğuluyorum. boğazım düğümleniyor.sigaramdan bi fırt daha çekiyorm. beynimin fiziksel kısmını hissediyorm. nefsime hükmedemiyen acizbir hayvan oldugum için kendımden utanıyorm, belkide utanmıyorm. utansam bir an önce silkelenip kendime gelirim.ama ben nefsine hukmedemeyen aciz bir hayvanım.. beşyüz kelimelik sözcük dagarcıgımın kısır döngüsünün kucuk bir çarkıyım.
etraf mı çok salak yoksa ben mi çok zekiyim? umarım ben zeki değilimdir. insanlık için en hayırlısı bu.
uykum
uykun
uykusu
uykumuz
uykunuz
uykulari *
aldığım nefes ciğerlerimi yakıyor peki ama neden hala düşünüyorum. sus kalbim, ruhum, o olmadan da yaşarsın sen. yaşarsın ama hep üşürsün bilirim. ama sus, sen büyüdün artık ve birzamanlar inanmadığın birşeyin doğruluğunu anladın ' sen ondan çok daha güçlüsün, korkusuz olan da olacak olan da hep sensin aslında'
not defteri var, ne biliym harita metod var, olmadı bi gazete köşesi var..al yaz kendine!
neden onlayn yazıyosun ki kendine..
bilemedim..
"eyvah! biri bulursa özel olmaktan cıkar!" korkusunu altetmiş olmak mı mesele..
bilemedim..
"özüm sana söylüyorum eyy tüm sözlük alemi sen anla!" durumu mu?
bilemedim.. *
sevgili kendim
sonunda uzun acılar veren bir şeyi bitirdin. tebrik ederim beni. kendim bile bana şaşırdım. vay be dedim. ne kararlılık bu.helal dedim. kendi sırtıma bile vurdum. elimi sıktım. agzım yetişse yanaklarımdan öpüp kutlardım.neyse ki ellerim gözlerimdeki yaşlara yetişebiliyor.
kendime filan yazmamışım ki ben. bütün sözlük gördü.
sevgili kendim,
lan olm nasıl bir adamsın sen? birazdan okulun var ve sen hiç uyumadan gidiyorsun. 1 haftadır her gecen uykusuz geçiyor. neyse mazeretin var, anladık.
bilgisayarı kapat, yat uyu hayvan herif 8:30 da ders var.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar