şuan aptal gibiyim. işten çıktıktan sonra şu saate nasıl geldim anlamadım. gözlerim sızlıyor artık ağlamaktan, başım çatlıyor.
akşam 5 gibi annem aradı. -mısır kavga yapmış heralde. ağzı gözü kan içinde. ama eve geldi şimdi sakinleşti daha iyi, dediğinde aslında fırlayıp eve gelip seni kaptığım gibi doktora götürmem gerekirdi. özür dilerim bebeğim.
daha sonra eve gelirken abim aradı: -bu hayvan nefes bile alamıyor. nerdesin? veterinere götürmemiz gerek, dediğinde kalbim yerinden fırlamaya başlamıştı bile.
dolmuştan indim taksiye bindim. taksideyken nerdesin ben seni gelip alıyorum dediğinde de taksiden indim. ne ara indim hatırlamıyorum. o an aklımda sadece senin yüzün vardı. ne halde olduğun, abimi öfkeden kudurtacak kadar olan durumunun ciddiyeti...
zaten arabaya bindiğimde ellerimden kayıp gittiğini hissettim. dilin dışarda, yüzün şişmiş. gözlerin küçücük kalmış, nefesin hırıl hırıl. mısır diye seslenip de bana bakmadığında kalbime oku sapladın oğlum.
hiçbir kedi ankara üniversitesi veteriner fakültesine muhtaç kalmaz inşallah. seni götürdük acil kısmına. beyefendi binbir zahmet geldi. eliyle yokladı bedenini. " çenesi kırılmış, damağı yarılmış. nefes alışverişleri hoşuma gitmedi. muhtemelen ciğerleri de su toplamış. her an her şey olabilir. burda müdehale edemiyorum. şimdi alın götürün yarın 9 da polikliniğe getirin."
ulan dingil ne diyorsun sen? o hayvanı o şekilde alıp ha eve götüreyim ha çekeyim tabancayı vurayım. insan mısın sen? müdahale edemiyorsan ne bok yemeye ordasın amına koduğumun piçi. benim nasıl canım yanıyor haberin var mı? elimden gelse ciğerlerimi ona takıp, çenemi ömürlük bağışlayacağım. yaşadığım öyle bir acı. bir de yüksekten düşmüş dedi çok anlıyormuş gibi ibnetor.
aldık karşıdaki özel bir kliniğe götürdük. abim hemen hayvan sahiplenen yakın arkadaşlarını hocalarını aradı. neyseki klinik tanıdık çıktı da özen gösterdiler sana.
ama onların da çizdiği profil hiç iyi değil. hemen filmin çekildi. kan tahlilin yapıldı. damar yolun açılıp serum takıldı çünkü günlerdir aç ve susuzsun.
evet çenende 2 tane ağır kırık var. ciğerinde anormallik var. ama çok ciddi boyutta değil. ağlarken dinleyebildiklerim bunlar.
şimdi seni oraya bıraktık. orda abilerin sana bakacaklar. serum takıldı zaten. iğnelerini vuruyorlar. şimdi tek duam bu geceyi atlatabilmen. bu geceyi atlatabilirsen belki umudumuz olur. belki yeniden gelebilirsin evine. biraz önce aradım emir abini. durumun aynıymış. zaten ben ayrılmadan uyumaya başlamıştın. bu bile iyi bir şey. uyumandan bile medet umar oldum. bu gecen iyi geçerse 4 5 güne ödemlerin inermiş, iç kanaman dururmuş. daha sonra çenenden ameliyat olurmuşsun oğlum. o zamana kadar mamayla ve serumla besleneceksin. zor bir süreç bekliyor bizi. ameliyatın zor geçecek. bahsetti levent abin. ama biz varız yanında yalnız değilsin. atlatırız bunu. sen yeter ki bu geceyi atlat. yeter ki sabah bize kötü bir sürpriz yapma. yıkma beni. öldürme.
seni bıraktık geldik bebeğim. ama yarın işten önce erkenden görmeye geleceğim. yine öpüp koklayıp, konuşacağım seninle. belki daha iyi görürüm seni.
ama emir abine yalvardım nolur gece arayıp kötü haber vermeyin dedim. sen de ona yardımcı ol. güçlü ol. sadece uyu. bırak onlar yapsın ne yapacaksa. evini düşün, hamile bıraktığın dişiyi gör rüyanda. birlikte uyuduğumuz geceleri hayal et, iste ki yine birlikte uyuyabilelim.
bebeğim, canım oğlum, güzel tekirim. gitme. bak bunun düşüncesi bile boğazıma koca bir yumru oturttu. nasıl canım yanıyor bir bilsen.
şimdi senin için yazar abilerinden ablalarından dua etmelerini isteyeceğim. çünkü şuan tek ihtiyacın olan bu. belki sakin olmak allaha bırakmak lazım ama özür dilerim o kadar sakin olamıyorum.
fotoğrafını ekliyorum buraya. belki görmek ister abilerin ablaların.
bakın bunu da kedim size yazdı, ben sözlük başındayken sürekli elime ayağıma dolanıyor. o da yazmak istiyor herhalde. belki kendi dilinde çok anlamlı komik şeyler yazacaktır, bu hakkı onun elinden almak istemiyorum., hadi bakalım müştak. adı müştak,
k3wewwwwwwwwwwwwwwwwwwwwwwwwwwdsannnnnnnnnnnnnnn-
nnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnn-
nnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnnn-
j66666666666666666666666666q0oo444444444444445oı-
ııııı<8|ZA ab b ghhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhhq-
bswwwwwwwww8eueinm k888888888888888888888888888-
88888888888888888888
edit, tabi muştak daha önceden hiç entry yazmadığı ve insan lisanına pek alışkın olmadığı için tek parça halinde yazmıştı. ama o şekilde okunması çok zor oluyordu, ben de daha rahat okunsun diye parçalara böldüm, sonlara tire işreti koydum. satır sonlarındaki tire işaretleri bana aitttir.
kendisinin açtığı ama tutmayan başlık için, (bkz: BVQ ccccc) (çok yazmak istiyor ne yapayım)
edit: muştak öldü be. olsun. öldü amk, keşke elimden bir şey gelse. yok. onun hatırına silmiyorum bu entry'i, arkasında yazılı bi eser bıraktı. balım benim.
birazcık kedi ol ne olursun. diğer kediler gibi fare kovala, yumakla oyna, lazer ışığı yakala ne bilem kediliğin gerektirdiklerini yap. bırak artık kuru fasulyeyi ne olursun.
canım kedim;
mavi gözlü gri tüylü sevimli kedim benim...
hatırlarsan seni ilk elime aldığımda annen ölmüştü baban kimdi o bile belli değildi.
ve sen az daha 11 st nin altında kalıyordun..
seni eve getirdim süt verdim annem işten gelmişti ve sen kovulmamak için dua ediyor gibi bana yalvarıyor gibi bakıyordun.annem çok kızmıştı ve 'onu evden götür'demişti,hatırlarsın güdümlü anne terliğinin acısını sayende o kadar şiddetli hissetmiştim.
seni aldım çıktım evden akşam babam geldi de annemi yumuşattı.
seni odamın en güzel köşesine pembe converslerimin kutusuna yerleştirdim kalorifere nasılda sokuluyordun masum masum.adını da o gün can koymuştum.
peki bana söyler misin sana bu kadar iyi davrandım yemedim yedirdim içmedim içirdim dönem ödevimi parçalaman şart mıydı ha şart mıydı?
senin kalktığın saatte kalkmak zorunda değilim.
kapalı kapıları tırmalamaktan vazgeç.
peşinde koşturduğun sinekleri yakalayamayınca acı acı miyavlaman normalde sevimli olsa da sabah 5 gibi acaip can sıkıcı oluyor.
yorganın kenarından çıkan ayaklarımı tırmalamaktan vazgeç, onlar senin avın değiller. sayende yaz gelse de kapalı ayakkabı giymek zorunda kalıyorum.
hiç sızlanma o veterinere gidilecek.
hayatımda ki en anlamlı varlık. beni kayıtsız, şartsız seven bebeğim. senin o koca göbeğine kurban olurum sana yedirdiklerim ananın aksütü gibş helal olsun. çünkü sen benim hayata tutunmam için en büyük sebep oldun. allah seni bana en zor zamanımda yolladı. iyi ki benimlesin iyi ki varsın pamuk patilim.
senin daha adını bile koymadım. cinsiyetin ne onu bile bilmiyorum. pipin var gibi gerçi. ama yine de emin değilim. nereden buldum da aldım seni, vicdanım nasıl sızladı bilmiyorum. gecenin bir vakti apartmanın önünde beş tane büyük kedinin etrafını sarıp, seni boğmaya kalktıklarını, senin de hiçbir boktan habersiz aptal bir yavru olarak sana pençe atan büyüklerinden kaçman gerektiğini akıl edemeyip, bir de üzerine onlardan sevgi beklediğini görmem içimi parçaladı. tüm beyinsizliğinle seni öldürmeye çalışan kedilere sürtünmeye çalışıyordun. yalamaya çalıştığın patiler sana vuruyordu. canın yanıyor ama bu acının nereden geldiğini idrak edemiyordun. sonra kedileri kovup seni eve çıkardım. sadece o gece için balkonda kalacaktın. orada yaşar, evi de batırmazdın. balkonda yalnız duramadığın, sürekli miyavladığın için içeri almak zorunda kaldım seni. ''odama girmese yeter'' dedim. yetinmedin. odamın kapısında miyavlamaya başladın bu sefer de. odamı da açtım daha sonra. yine yetinmedin. yatağıma çıkmak için miyavladın. ve iki aydır beraber yatıyoruz. seni bir günlüğüne eve almıştım halbuki. işteyken aklımda yemek yeyip yemediğin, kabloyu ısırıp elektriğe maruz kalıp kalmadığın gibi türlü kuruntular oluyor artık.
sorumsuzluk abidesi olan hayatıma bir sorumluluk getirdin. ama tanıdığım en sorumsuz şeysin.
nasıl da ilgisizdim sana ilk geldiğinde. evin kadınlarının kedisiydin sen, benim ve babamın değil. 15 sene oldu lan, ciğerimin köşesi oldun artık. yaşlanma, gençleş ve biraz da iyileş. tamam öleceksin ama hemen değil...
Selimcim hayatımın anlamı biricik kedim. Kızım sen bu yazıyı okurken ben uyanıp işe gitmiş olacağım. Şu anda evin hangi köşesine s.çıyosun bilmiyorum ama senin arkanı toplamaktan çok sıkıldım. Kaç aydır bizimlesin insan bi s.çtığının üstüne su döker afedersin. Bu davranışın hiç hoş değil. Sana o kadar kum alıyorum. insan bi teşekkür eder kullanır. O kumla yokuş çıkmak ne kadar zor biliyor musun sen? Neyse bu hareketlerini düzelt. Herşeye rağmen seni seviyorum. Bal kızım selimim.