kardeşim..
artık gelmeyeceğini kabullenerek yaşıyorum..
benim hiç bi zaman ablam ve abimin olduğu gibi küçük bir kadeşim olmayacak..
seni eğitemeyeceğim..
senin oyuncaklarla oynamanı zevkle izleyemeyeceğim..
böylesi emin ol daha iyi..
bu kirli dünyaya gelip de günden güne kirlenmeyeceksin..
bunun için mutluyum..
sen hep içimdesin..
senin hiç doğmamış olmanı, kardeşim olmamanı dilerdim. aramızda kilometreler de olsa hayatımı mahvetmekten vazgecmiyorsun. aynı kanı taşıyıp, kardeş olamayan başka iki kişi var mıdır acaba. aynı anneden babadan olupta bu kadar zıt, bu kadar sevgisiz ve belki de en önemlisi bu kadar uzak nasıl olabildik. halbuki 2 yıl vardı aramızda. o anne babanın büyüttüğü evlat bensem sen büyürken biz nerdeydik diye düşünüyorum. hepimizin hayatının içine sıçtın ve sıçmaya devam ediyor,edeceksinde. içindeki canavarı nasıl göremedik. yoksa gördükte erteledik, görmezlikten mi geldik. nüfus cüzdanlarımızdaki soy isimler,anne ve babalar aynı olan iki insanız. hatırladığım güzel hiç birşey yok. var olan bir kardeşim var ama benim için hiç bir anlamı yok. hayatımızı mahvetmekten başka yaptığın hiç bir şey yok.
aramızda 2 yıl 2 ay 2 gün olmasına rağmen sen sen şubatta evleniyosun ya, hani o 1.95 lik nişanlın artık bizim eve daha çok gelicek ya, ben artık kimseyle kavga edemiycem ya sen okuldan mezun olur olmaz 1500 tl'yle işe başladın ya 22 yaşında ev bark sahibi olucaksın ya, kıskanıyorum seni.. kıs-ka-nı-yor-um.
canım kardeşim sabahın köründe kalkıp işe gideceksin, ama bilgisayar fanının sesi yüzünden uyuyamıyorsun doğru düzgün.olsun arada kardeş kardeşe katlanır. seviyorum seni.
seni çok kıskanıyorum.. ama öyle niye onun arabası var benim yok tarzında bir kıskançlık değil bu.. seni çevrenden kıskanıyorum en çok ta sevgilinden... ben seni lanet olası 2 hafta görememişken ve sen o süreçte hep onun yanındayken arayıp ben eve geliyorum anahtarım yok evde ol diyorsun ya ben hemen gidip film alıyorum severiz izlemeyi diye yığınla konser dvd si alıyorum hangisini daha cok seversin bilmeden.. ve telefon bir kez daha çalıyor sospetto özgeyle geliyoruz diyorsun ben onu öldürmek alıp başını göremeyeceğin bir yerlere koymak istiyorum.. çünkü biliyorum kaybediyorum seni hayatımda seninle yaptıklarımı yapacak kimsem olmadığını bilmek acıtıyor içimi.. hiç bir erkeği sevmemem senin kadar buna rağmen yalandan aşk edebiyatları yapmam sarhoşken seninle.. acıtıyor içimi kardeşimi görmek için bir barda hiç sevmediğim tarzı yapan bir grubu izlemek ... sen o sahneden inene kadar son otobüsle eve dönmüş olmak... bugün konuştum seninle bana savunyorsun onu ben sana bize zaman bırakmıyo derken sen hala ben çağırdım diyorsun..anlamıyorsun sorunumuz benimleyken onu çağırman değil onunlayken beni unutman..hayatına dahil olamamam... yine küsemiyorum sana bu akşam küsüp sabah unutuyorum.. kardeşim seni sevgilini sevebilecek kadar çok seviyorum...
senin geleceğini ben annem telefonda halama söylerken öğrendim ilk. ahh annem telefon konuşmasını duymayayım diye salonun kapısını kapatmıştı ben de pokemon izliyordum. neyse tabii ki de televizyonun sesini sonuna kadar dinlemiştim konuşmayı. sonra gittim ağladım odama. aslında 11 yaşındaydım ama ne biliyim geç büyüdüm ben de bakma sana sürekli çocuk muamelesi yaptığıma. geldin 10 yaşına işte. keşke küçük kalsaydın diyorum hep sana sen de hep evet diyorsun halbuki çocuklar büyümek ister sen de bi farklılık var bak orası kesin. daha birinci sınıftayken başladı okul sıkıntıların. idil, sınıfın gıcık kızı. gelip anlatıyosun böyle böyle yaptı diye. hep sana gerekli açıklamaları yapsamda içimden hep lan keşke benim de tek derdim idil olsa dedim. çok bitanesin sen ya artık senle oyun oynamayı hep reddediyorum ama valla redderken içim acıyo ama napayım sen söyle artık hamurdan evler yapmaktan sıkıntı geldi. neyse sana son aldığım bilim çocuk dergisinden origami kitapçığı çıktı söz akşam yapıcaz beraber!.
kafamda demir tabanca parçaladığın zamanı hatırlıyorum lan ben senin.
çilli, çirkin bişeydin sen doğduğunda.
ilk defterimi parçalamıştında ne kadar ağlatmıştın beni.
ben kahvaltı masasına gelene kadar tüm sucukları yiyip 'abla sen yağını çok seviyosunya o yüzden sucukları ben yedim' dediğinde sana bağırsamda içimden yarasın sarıma diyorum oğlum ben.
test çözmek yerine senin saçma sapan proje ödevlerini yapan kim lan nankör herif.
bide 'abla sen çalış ben senin kazandığın paraları yerim' diyosun tü rezil.
bacaksız bide yalvar yakar telefon aldırdın.
daha 6.sınıfta kızlarla mesajlaşıyosun ne çabuk büyüdün lan sen !
büyüme oğlum kanıma dokunuyo sıpa.
boyunun uzaması ve beni geçmen 12 yaşında olduğun gerçeğini değiştirmez minik azman. hayır anlamıyorumki insan günde 2 litre sütü nasıl tüketir? zamanında boyunu geçmiş olduğum sevgili validemizin, şimdi beni senin boyunla ezmeye çalışması kanıma dokunuyor. söyle ona yiyosa kendini versin süte bu yaştan sonra bakalım işe yarayacak mı? * seni seviyorum bitanem ama suyuma gitmezsen sandalyeye çıkar döverim.
sevgiler boyu gayet ideal olan ablan.
senin doğduğun güne lanet olsun! allah'ın yabanisi. eve arkadaşlarım gelcek derim git derim gitmezsin, gel bizle otur derim oturmazsın, her bokunu bana yaptırırsın, benim her şeyime ortak çıkar, kendininkilere yaklaştırmazsın, söyle bana sen ne işe yararsın!
Lanet olsun ki ilk zamanlarda kardeşim olmasını cok istemiştim, Rahatlığı bu kadar arayacağımdan haberim yoktu o sıralar.
ardından doğdun, annemler seni kıskanmayayım diye bana bir bebek almışlar güya onu bana sen getirmişsin öyle söylemişlerdi.Seni kıskanmadım, ama sana gelen çiçeklerdeki oyuncakları teker teker çaldım.Buna ödünç almak da diyebilirsin.
Yıllar çok çabuk geçti, büyüdün. Büyüdüğünü bana kardeş adı altında verdiğin zararlardan, ve git gide coğalan ihtiyaçlarından anlayabiliyordum. Ödevlerimi yapardım, yırtardın. Eşyalarımı bir bir kırardın. Çok ağlatırdın beni o küçük yaşına rağmen.
Hatırlıyor musun babam bilgisayar kullanmayı öğretiyordu sana, akabind bilgisayarımızı bozdun ve suçu bana attın. Şeytan olduğunu düşünmeye başlamıştım. Öte yandan seni çok seviyordum.. Yazın sevmediğin arkadaşımın kafasına fıstıklı max atmıştın. hatırlıyor musun? ''Şu havalı olan hani? devamlı zara giyiniyorum diyen erkeklerle cıkan'' , üstelik daha 13 yaşında olmamıza rağmen.
Günler geçti, sen büyüdün. Aynı okuldaydık lanet olsunki. Okula gitmeyi bir türlü kabul edememiştin sınıftan devamlı kaçıyordun ve devamlı hocalar etrafında koşturuyordu.. yine de sevimliydin, sana kıyamıyorlardı.
Okul değiştirdik, hızla kilo aldın. . Anlam veremiyorduk? Sonrasında günde 8 öğün okuldan yediğini öğrendik. Aldık seni okuldan.
Yazın ilk erkek arkadaşım olduğunda gidip anneme ispiklemiştin, dahası mesajlarımızı gidip babama okumuştun. Aile faciasıydı hatırlıyormusun? 11 yasındaydın. Ne meslek yapacağını sorduklarında, asker olup ablamın evini bombalayacağım, kocasını öldüreceğim derdin.
Şuan 13 sün ve hala bana ısrarla düşman gibi davranmakta, hayatımı berbat etmek için olağanüstü efor sarfetmektesin, neyseki annem var. Bana daha neler yaptığını burda yazmayacağım.
Biliyorum ki öte yandan beni seviyorsun.. Birbirimizin iyi günleride oldu. Umarım bunları atlatırız. Sen benim yaşıma geldiğinde yaptıklarına güler geçeriz.. Not.: Aramızda 6 yaş var.
bak çocuk kaç kere banyodan çıkınca beni korkutma dedim!
ben seni dövmekten sen ise dayak yemekten yorulmadın.
ellerim nasır tutacak çocuk seni dövmekten.
bir de gülmüyo musun daha çok sinir oluyorum.
dayağını atıp odama geçtikten sonra elimin sızlamasıyla vicdanımda sızlıyo,seviyorum lan seni.
4 sene öncesine, 2006 yılına tekabül eder tanışmamız. şöyle geriye dönüp düşündüğü zaman insan, neler neler de yaşamışız. ne anılarımız olmuş torunlarımıza anlatacağımız, ne kadar da çok gülmüşüz yüzümüzün kırışacağını umursamadan, ağlamışız yeri gelmiş kısacık bir ayrılığın ardından, binleri peşimize takmışız şehitlerimiz için yürüyüş yaparken, sabahlara kadar tartışmışız yeri gelmiş farklı düşüncelere saygı duyarak, bir yatakta 5 kişi bir evde 15 kişi kalmışız yerimizi yadırgamadan, imrenilmişiz, kıskanılmışız, 'böyle kardeşlik görülmedi' dedirtmişiz arkamızdan sevenimize de sevmeyenimize de. Aç kalmışız, parasız kalmışız, hayatımızda hiçbirşeyin yolunda gitmediği zamanlar olmuş ama yinede gülmüşüz biz beraber olduğumuz için şükrederken. ekmek arası salça soğan yediğimiz zamanlarda bile, sigara alacak paramız olmadığı zamanlarda bile hep mutlu olmuşuz, bardağın dolu tarafından bakmayı öğretmişiz birbirimize. Kavgalar etmişiz biz, nice badireler atlatmışız, birimizin burnu kanamış, hepimiz o acıyı çekmişiz. birimizin gözleri dolmuş, diğerlerimiz onu görüp gözyaşını tutamamış. Kimimiz solcuyduk, kimimiz sağcı, kimimiz aleviydik kimimiz sünni. Bunlar bizim sıfatlarımız olmadı hiçbir zaman. Bunlar giremedi aramıza bizim, öyleki bunları hep zenginliğimiz olarak gördük, çok şey öğrendik bu zenginlik sayesinde. Önyargılarımızı attık.Çok şey söylediler bize 4 sene boyunca, dediler ki; ayrılırsınız, dediler ki; bu kadar kalabalık bir gurup olmaz, dediler ki; 2 sene sürmez bu dostluğunuz ve diyorlar ki; üniversite biter dostluğunuz biter. Biz bunlara her zaman tokat gibi cevabımızı verdik. Dedik ki; 'dost değil kardeşiz'. Bu onlar tatmin etmedi tabi ama gördüler ki biz ayrılmadık. Ayrılmadığımız gibi de daha sıkı, birbirimize daha bağlı, birbirimizin kıymetini daha iyi bilen bireyler olduk ve şimdi de diyorum ki; 'MFÖ ayrılır biz ayrılmayız.'. Bizim bir çıkarımız yoktu birbirimizden, hiçbirimiz hiçbirimizi herhangi bir çıkar doğrultusunda sevmiyordu, siz beni ben olduğum için, ben sizi siz olduğunuz için seviyordum. işte bizi biz yapan buydu. Bu sevgi o kadar büyüktü ki; Napolyon parayı o kadar sevmemiştir, Ecevit mavi gömleği o kadar sevmemiştir hatta rte obama'yı o kadar sevmemiştir. Şimdi ayrıldık hayat rüzgarının önünde savrulurken. Kimimiz dağda bayırda şantiyelerde, kimimiz yurtdışında ekmek derdinde, kimimiz hala diploma peşinde, kimimiz de vatani görevini yapmak üzere asker ocağında. Evet bir süre birbirimizi göremeyeceğiz, belki bir süre sesimizi bile duyamayacağız. işte o dönemlerde yüzünüzde anlam veremediğiniz hafif bir tebessüm oluştuğu sırada bilin ki bu sizsiz, tatsız şehirde, bu bizi var eden, bu bizi besleyen, bu her anımıza tanıklık eden, her daim neşeli olan ama artık gülmeyen Antalya'da bende de aynı tebessüm oluşmuştur. Bu bizim için kötü dönemler de elbet bitecek ve biz yine eskisi gibi birlikte olacağız. Hayat şartları, ekmek parası bizi nerelere sürükler bilmiyorum ama şunu biliyorum ki; biz durum ne olursa olsun bir yolunu buluruz ve yine hep beraber oluruz.Gözden ırak olan gönülden de ırak olur demiş atalarımız ama o zamanlar biz yoktuk tabi.
annemim karnında doğmayı bekleyen kardeşim aramızda yirmi yaş olması beni korkutsa da arkadaşlarım belaltı şakalar yapsalarda anne ve babamız hakkında,yine de doğduğunda seni seveceğim tıpkı abimin beni sevdiği gibi umarım rahatsındır.
sevgili minicik kardeşim çok seviyorum lan seni.
iyi ki yoksun. iyi ki olmamışsın.
ben seni yokluğunla seviyorum. hadi kendi yokluk dünyanda kendine iyi bak. hadi öptüm seni.
beni örnek alman küçükken hoşuma giderdi, mutlu olurdum ama büyüdükçe öyle hatalar yaptım ki yalvarıyorum beni örnek alma. yılışmandan hoşlanmasam da terslesem de bağrınsam da evde seni çok seviyorum sen benim biricik oğlan kardeşimsin. canımsın.
neden dini siyasete alenen alet etmişleri körü körüne savunursun anlamış değilim.
ota boka "evet" demekle bir yere varılamadığını ve varılamayacağını, hayırın da yanıtların en hayırlısı olduğunun bilincinde değilsin. belki de kendi hayır kavramınla, çıkarlarınla uyuşmuyor hayır demek, kimbilir...
sana tek bir şey diyeceğim kardeşim, yanlış yollara sapıp muhafaza etmen gereken şeyi, namusunu ihmal etme, ülkeni oyuna getirttirme!