canım ablam bana söylediğin sözler sanırım ters tepti artık hiç ders çalışmıyorum. kredi çekicem aylık ödemesi şu kadar diye acıtasyon yapıyosun biliyorum ama yemezler sen kirli çıkısındır. cumartesi günü verdiğin 50 tl bitti, haberin olsun söylemek istiyorum ama söyleyemiyorum. bide fark ettim ki max factor suratıma daha çok yakışıyor diyorum ki seninle bi alışverişe çıks.. tamam tamam daha gençsin sustum.
bitir şu üniversiteyi de para kazanmaya başla. milletin abisi çatır çatır para gönderiyor kardeşine. hayır param var tamam ama abinin para yollaması ayrı bir güzel oluyor. çabuk ol.
her ne kadar arayıp halini hatrını sormasamda çocukluğumuzdan itibaren bol bol kavga etmiş olsakta şu sıralar özellikle annemme yemek veya ev temizliği konusunda mırın kırın ederek yardım etsende seviyorum seni kardeşim.buda cedricten gelsin 23 yaşındaysanız ve bir kız kardeşiniz varsa hayat çok güzel.
yakışıklım...
ayrılık vaktı geldi ilk defa degil dakikaları sanıyelerı bile sayıyorum ve vakit hiç gecmesin istiyorum. senin olmadıgın bir evi düşünemiyorum bile ben sensiz nasıl yaparım nasıl seni 1000km uzaga gönderirim. sen benim küçük kardeşimsin.
senin adına çok seviniyorum artık yollarımızı ayırma vaktı gelmiştı ama ben sensiz nasıl durucam bu sehirde...
hep derdin ya bu evde elinde valizle önce kim çıkarsa arkada kalana çok zor olucak abla diye evet ablam benim için çok zor olacak sensizlik.
kimi beklicem akşamları kime yemek hazırlıcam artık... ablasının birtanesi sunu hep bil sen benim için annemden babamdan ve diger kardeşimizden bile önemli ve degerlisin...
kuban olurum ben sana ne yuzunun asılmasına ne moralının bozulmasına nede hastalanmana dayanamam elinin kanamasına bile gözümü kırpmadan canımı veririm...
orda kendine iyi bak ablam yemene içmene sağlıgına dikkat et yanında olamasamda kalbim aklım hep seninle olacak.
tek tesellim orda mutlu ve huzurlu olman olsun. yoksa kahrolurum...
elim varmıyor valizini hazırlamaya dayanamıyorum ablam sen eşyan sesin varlıgının olmadıgı bir evi düşünemiyorum...
sana belli etmesemde yanımda olmadıgın her dakika 1 haftadır göz yaşlarıma engel olamıyorum...
ablacım birlikte yaşdıgımız son 3 gunumuz kaldı artık bundan sonra sadece misafir olarak geleceksin...
allah bana ömür verdiği sürece abla dediğin an yanındayım... ömrüm boyunca her daimde yanında olucak.
seni çok seviyorum sıpa...
sen benim sehzademsin ne kadar uzaga gidersen git...
sevgili kızkardeşim; doğduğundan beri gözüm üstünde. O çıtkırıldım numaralarını anneme yuttur. Küçükken bir bileğini çıkardım bi de ayağına kaynar su döktüm diye bu yaşıma kadar diyetini ödedim. Okuttuk ettik bi teşekkür etmedin. Okul bitsin eli ekmek tutsun dedik. Yüksek lisans yapmaya karar verdin. Okumakla kim adam olmuş lan? Yüksekten sonra evlenirim filan diyosan nanay yavrum. Senin maaşını yemeden evlendirmem seni cicim. Girceksin sigortalı bi işe ay sonlarında elime saycaksın o maaşı.
Sevgili erkek kardeşim; lan bütün dünya okudu şehir dışında bir sen okuyamadın. 1 sene dayanamadın lan. Hayır bari dersleri verip gelseydin. Hazırlıkta kaldın be. Şimdi de o basın sesi beynime beynime vuruyo haberin olsun. Anfiyle beraber o gitarı alıp... Neyse. Yine de favorim sensin. Gözüm üstünde.
Ablanız.
seni kıskandığım için 'seni çöpte bulduk, heryerin pslik içindeydi' diyerek seni ağlattığım için kendime çok kızıyorum hala. * ama şu pudingi tencereden sıyırma olayında düşüncem değişmiş değil bilesin.
gözünün içine bakarak büyüttüm ben seni lan. daha 3 yaşındayken saçlarını jöleliyordum ben senin hani şimdiden açık olsun kısmeti hesabı. hep dedim bu çocuk bana benzeyecek falan diye. ama yok lan! gittin apaçi oldun sen. hayır nerde hata yaptım acaba diye düşünüyorum da baya baya zeki müren, frank sinatra falan dinlettim küçükken. insan bi belirti gösterir eşşek herif. yaşın 15 artık, biraz çeki düzen ver hareketlerine biz kadınlar senin tarzında erkekleri sevmiyoruz kabullen bunu. ayrıca o senden 2 yaş büyük kıza da söyle bıraksın yolucam yoksa hımısını. neyse küçük erkeğim ileride benim başarılarımla sen övün bari ne yapalım nasılsa senden adam olacağı yok.
bebeğim, uzak diyarlarda dilimden düşürmediğim sevgilim. düşünce ve yazılarım yüzünden sana ve annemize küfür edilmekte. sen 10 yaşında ufak bir kız çocuğusun, annem ise yaşını başını almış bir bayan. mahalle baskısı yüzünden islamcı kesim küfür ediyor sana, anneme. 5 vakit namaz kılan annem için ilginç şeyler söylüyorlar. daha çocuk olmana rağmen arapça bildiği, kuran kurslarında iyi bitirdiğini bilmeden senin çocuk olmana bakmaksızın kızlığına laflar dönüyor yaşadığım yerde. ben islamcı bir ailenin siyonist oğluyum kardeşim.
senden özür dilerim minik kuşum ama ben düşüncelerimden vazgeçmeyeceğim, seni hep seveceğim sevgilim.
sevgili abiciğim seni çok özledim. gece korkup yanında yatmayı, irlandanın yağmurunda seninle sırılsıklam olmayı, bana bira ısmarlamalarını ,arkadaşlarımı yatağa atmalarını ve daha birçok şeyi özledim.
hayat her zaman adil değil maalesef, istenmeyen çocuk olduğum için özür dilerim. benim şapşal matthew'um, yazın belfast'a geleceğim ve o minik burnunu tekrar ısıracağım.
seni seviyorum matt, senin bozuk aksanını seviyorum lanet adam. senin o iğrenç sesinle whiskey in the jar söyleme çabalarını seviyorum lanet herif...
' başım sıkıştığında ilk sana gelirim ' dedin ya önüme dünyaları sersen bu kadar çok sevinemezdim be kardeşim. bide 'giderek sana benziyorum' demiştin bende 'eee' demiştim 'adam olmaya başlıyorum yani' demiştin.
kardeşim, sana küçükken o kadar eziyet ettiğim için özür dilerim. inan bu yaptıklarım için bazı geceler ağlıyorum ben. bana "abi" dediğin ilk günü hatırlıyorum, ağlıyorum. seni ben çok seviyom lan çocuk, çok. evin içini darmadağın ederdik maç yapıcaz diye, çoraplardan top yapardık, para biriktirmiştik hatırlıyomusun sega almak için? nasılda heyecanlıydık. yanlış bişey yaptığında hani korku dolu gözlerle bakardın bana, acaba vurcak mı diye? bayramda kaybolmuştun, öldüm öldüm dirildim, ya başına bişey gelseydi. annemin omzuna yumruk attım, "neden dışarı çıkmasına izin verdin" diye. o benden çok korkmuştu ya. mahalle maçları yaparken nasıl da tedirgin olurdun, ya abime pas veremezsem diye, korkakça oynuyodun. attığın top bana gelmedimi o yüzündeki ifaden, evet evet ağlıyorum yine ben. memet kardeşim, hakkını helal et bana.
geçen aradığın gibi telaşla arama bir daha beni, olduğun yere gelip yangın çıkartasım, saç baş yolasım geliyor. beni kimse anlamıyor triplerine de girme ergenliği dozunda bırak, komik çoraplarınla sınırlı kalsın. o gözlerini uzaklara daldırıp anlattığın yavşak çocuktan da hoşlanmıyorum, kendine gel güzel kızım benim. bazen küsüyorsun ya bana, umrum dışısın diyor vücut dilim ama çok bozuluyorum mutsuz oluyorum bilesin. çekirdekle çok samimi olma, bir de john lennon iyidir ileride anlarsın. *
1 numaralı kardeşim artık benim kıyafetlerimi giymeyi bırak lütfen.
iki numaralı kardeşim şu hiper aktifliğinden vazgeçsen daha çok seveceğim seni.
üç numaralı mini mini kardeşim sen çok tatlısın seni çok seviyorum.
ya bi git rahat bırak insanı hem ayrı evde yaşıyosun hem her gün ensemdesin nasıl başarıyosun bunu bi günde arama kontörüne yazık biliyorum evin yolunu...
yarın senin doğumgünün, 10 yaşına giriyorsun.
10 yıl olmuş... yarı dönem karnesini almış, eve gelmiştim, babamdan alacağım karne hediyelerinin, daha doğrusu parasının hesabını yapa, yapa çıkmıştım merdivenleri. içeriye girdiğimde, kimsenin bana hoşgeldin dememesini tuhaf buldum, ama herhalde annem üst katta diye düşündüm. seslendim, tık yok. şimşekler çaktı beynimde, babamı aradım, babam meşgule aldı, ev telefonuna sarıldım, en son arananlara baktım, acil aranmıştı. endişelendim, oturdum dua etmeye başladım....
20-30 dak. sonra haber geldi, sen dünyaya çok acele ederek gelmiştin, anne karnından yeryüzüne tam 7 dakikalık jet bir yolculuk yapmıştın. annem de, sen de sağlıklıydınız.
hızından hiç bir şey kaybetmedin, biliyor musun? daha dün gibi...
sen hangi ara 10 yaşına girdin, koskoca 10 sene hangi ara akıp geçti? keşke zamanı geriye çevirmek mümkün olsa, be küçük delikanlı. ben tekrar senin ve annemin sağlığı için bildiğim ne kadar dua varsa, onları kalöriferin dibinde okusam... her ilkinde, yanında olsam. kendi derdime düşmesem. kendi derdime düşmek zorunda kalmasam.
hayat tekrar gülümseyerek göz kırpsa bana, ben o hala içimde bir yerlerde saklı olan yaramaz, muzip çocuktan hiç vazgeçmesem...
senin gözlerini okuyabilecek kadar seni iyi tanısam, moralin bozuk olduğunda nedenini hemen bulsam, canın anneme-babama, ya da okuldan birine sıkıldığında, başvurduğun ilk kişi, kapısını çaldığın ilk kişi ben olsam.
ben seni gerçekten çok seviyorum, seninle aynı evi paylaşamadık biz, sadece 6 ay aynı çatı altındaydık, sonra rüzgar, aslında rüzgar değil, bir fırtına beni öyle bir yerlere savurdu ki, küçük delikanlı, ben kendi yaralarımı sarmaktan senin o masum dünyanda ne oldu, ne bitti, kaçırdım.
beni affet, olur mu?
bu, senin benim için çok değerli ve önemli olduğun gerçeğini asla değiştirmez. sen benim tatlı, tombik yanaklı, asabi, şımarık kardeşimsin. kaç yaşına gelirsen gel, hep de öyle kalacaksın.
asla unutma, olur mu? sana daima kapısı açık olan, gecenin kaçı olursa olsun, daima dertleşebileceğin, yanında istediğin kadar sınırsız saçmalayabileceğin bir ablan var.
Seni çok seviyorum,
iyi ki varsın.