ben bu yazıyı kansere yazdım

entry9 galeri0
    1.
  1. Kendimizi küçük birer bilim adamı gibi hissetmemize neden olan, Fen bilgisi derslerinden öğrenmiştik; hücre en minik birimdi.

    Bizler, öylesine saf ve hücre dedikleriyse öylesine ufaktı ki; masumiyetimiz izin vermezdi, bir minik hücrenin gelip de milyonların ölümüne neden olabilecek kadar devleşeceği gerçeğiyle yüzleşmeye.

    Tutup ellerinden, binlerin, milyonların ve yıkımların yürürmüş meğer; kanserli bir hücre .

    3-5 yetişkin bile, bir araya gelerek, toplu hareket edemezken, tek bi hücrenin önünde hızla diz çöken yaşamlarımız...

    Bu, tanrının insanlara; "ben varım! sen ki tek bir hücreden ibaretsin ve eğer ben istersem tek hücre ile mezar olacaksın, ayağını denk al" demesinden başka n olabilirdi?!

    Seninle tanıştığımda, 3 yaşında bile değildim. Adının n olduğu konusunda bile tam olarak fikrim yoktu. 3 yaşında bir çocuğun elinden babasını alarak, yeryüzündeki tüm renkleri de solduran o şeydin sen.

    Babam 27 yaşındaydı, senin elini tutup yürüdüğünde ölüme. fotoğraf albümlerinden aldığım duyumlara göre, her geçen gün, yeni yeni hücrelerine veda ederken, hastalıklı nur topu gibi hücrelere sahip oluyordu.

    sahi sihirbaz değildi de neydi benim babam, 27'sinde kanserli dev bi kahraman?!

    yine albümlerden edindiğim duyumlara göre, onun yüzü soldukça, solan diğer yüz ise anneminkiydi. Bir bardağı bile avuçlarına sığdıramazken sakat elleri, her geçen gün biraz daha ufalanan, o koca cüsseli kanser kütlesini, kocasını, hayat arkadaşını, evlatlarının babasını omuzluyordu.

    artık o; n eski eş, n de eski baba olabilirdi. tüm bedeni zombi istilasına uğramış şehirler gibi gri.

    canı; yavaş yavaş 27 yaşında gencecik bir adamı, bir eşi, bi babayı ve evladı terk ediyordu.

    Söz konusu olan yaşama tutunmaksa; durmuyordu zaman ve tabi durmak nedir bilmiyordun sen de kanser.

    Babamı bizden aldığında, ben daha 2 kardeşimse 8 aylık bir bebekti. O geride asla yaşanamayacak yıllar bırakmıştı. aile olmaktan uzak, çileli zamanlara açılan, gelecek adı verilen o lanetli kapının ardındaysa; sen vardın.
    açılacak nice kapıların da ardında olacağın gibi.

    beline kadar uzayan sarı saçlarıyla halam kanserden öldüğünde 23 yaşındaydı. geride 3 çocuk ve delirmiş bi koca bıraktı. açılan kapının ardında yine sen vardın. yeryüzünde kendimi ait hissedeceğim n kadar insan varsa, birer birer eksilirken, ben artık 21 yaşındaydım. Tutup ellerimden benimle bilinmeze yürümek isteyişini anlamadım. Biz zaten sana ailemizin 2 canını vererek, hak edilmemiş bir bedel ödememişmiydik?!

    Yüzüme, tam da gözlerimin içine bakıp, "kansersin" diyen o doktora "haaassiktir ordaaaan" demek istedim. çünkü ben, aylarca farklı farklı hastanelerde arpacık tedavisi için yönlendirilmiş ve kanser denilen illetin gözleri de mesken tutacağından bi haber 21 yılımı geçirmiştim.

    kanserli gözlerimin içine baka baka;tıpta çareler tükenmez dediler önceleri, sonra dön bak dediler kimler kurtuldu. Kurtulanlar bir umutken, yeni yeni başka insanların da kanser olacağı düşüncesi, tanrımmm çok korkutucuydu.

    yaş, cinsiyet, din, dil ve ırk ayrımaksın kime musallat olacağı konusunda fikir yürütülemeyen, o en kahpe illet değildin de neydin kanser?!
    6 ...
  2. 2.
  3. insanların yakasına yapışıyor ta bana kadar aratıyorsun. açıyorum, kanserli hastamız var, öneriniz nedir diyorlar.
    Öneriyorum. Şu şu şu şu şu şu.
    Kadın ağlıyor "Anne bu, siz de bilirsiniz sizin de anneniz vardır. insanın ruhu bağlanıyor, nefesi kesiliyor düşündükçe. lutfen yardım edin" diyor.
    işte o zaman anlıyorum mesleğimin ne gibi ince noktalara dokunduğunu.
    insanların en değerlilerine, en kıymetlilere ve belki yaşam nedenlerine kadar dokunuyorum.
    1 ...
  4. 3.
  5. bir gün senin de sonun gelecek oğlum. belki de geldi ama çıkar amaçlı şirketler bunu açıklamayarak milyonlarca insanın ölmesine izin veriyolar. en fazla on yıl veriyorum sana. sonra sende veba, verem, kuş gribi gibi tedavisi mümkün olacaksın. işte ozaman biz sevinelim mi üzülelim mi bilemiyorum. senin yerini dolduracak hastalıklar benim ölüm nedenim olabilir.
    1 ...
  6. 4.
  7. kanser; tıp literatüründe bölünebilme yetisini kötüye kullanan vücut hücrelerini nitelendiren kelime...

    insan hayatında ki anlamı ise yaşanılanların ağırlığına ve bu ağırlığın altındaki kişilerin omuzlarının ne kadar yük kaldırabildiğine bağlı olarak, insanı halden hale sürükleyen illetin karşılığı.

    kanserli bir sevdiğiniz varsa eğer hayatta bir insanın başına gelebilecek en çetin sınavlardan biriyle karşı karşıyasınızdır.

    sevdiğiniz kişinin günden güne yok oluşunu izlerken siz ona destek olmak zorundasınızdır, sevdiğiniz kişi türlü fiziksel acılara göğüs gererken siz ona moral vermek amacıyla türlü şebeklikler yapmak zorundasınızdır, sevdiğiniz insan kendisini ailesi için bir yük olarak görürken siz onu başınızın tacı kılmak ve bunu ona hissettirmek zorundasınızdır. bilirsiniz aksi sevgiye ihanet etmektir çünkü.

    sonra bir gün gelir, o sevdiğiniz insan ölür; bilirsiniz tüm acıları son bulmuştur, bilirsiniz artık hiç yok olmayacağı bir hayata başlamıştır ama işte o an, o sevdiğinizin cesediyle yüzyüze kaldığınız an siz sevdiğiniz kişi uğruna çekmeyi ertelediğiniz tüm hüzünlere teslim olursunuz. ne kadar ağlama özürlü olursanız olun ne kadar dirayetli yapıda olursanız olun, ne kadar hayatın zorluklarına göğüs gerebilme yeteneğine sahip olursanız olun, onun kurtuluşu sizin tükenişiniz olur.

    ağlarsınız, isyan edersiniz, daha onunla tamamlayamadıklarınızı dşünürsünüz, acaba ben üzerime düşenleri yeterince yapabildimmi dersiniz, geceleri kalkıp onun son nefesini verdiği yerde yatar onun kokusunu arasınız. tek bulabildiğiniz ise ciğerinizi eriten acıdan başka bir şey değildir. özlersiniz ve özlemekten hiç vazgeçemezsiniz.

    kanser zordur, çeken için de zordur, çekenin yakını için de zordur.
    4 ...
  8. 5.
  9. Şarkılarla aramızdan geçip gitti Kazım abimiz, Karadeniz ezgileri daha bir hüzünlüydü bu gidişin ardından. işte Gidiyorum derken Kazım Koyuncu ya eşlik ediyordun, ciğerlerinden tutup.

    "bizden selam söyledi mi metinlere, ali sami yenlere" bilinmez ama özhan canaydın da katıldı kervanına.

    Biz, kötülüğü evvela Yeşilçam filmlerinden bilirdik. n zaman bir kötü adam yenilirse ailece sevinirdik. yeşilçam'ın en kötü adamlarından Hüseyin Zan ı alt ettiğindeyse hiç sevinemedik. akciğerlerini ele geçirdiğin ismail Cem, eski dış işleri bakanımızın ta kendisiydi.

    Efkan Efekan ı aldığın yıl, Türk Sineması ona o gecikmiş ödülü; Altın Portakal'ı verecekti.

    Ah Ulan Kanser mi demeliydi Yusuf Hayaloğlu?! kanser alemine ulaştığında. akciğerlerini zaptettiğinde yıl 2009'du.

    Parçalanmanın kimyası dedikleri de neydi senin yanında?! Ömer Uluç da ardında yüzlerce sanat eseri bırakarak, senin ellerini tutup ölüme yürüdü, gitti.

    uykudan önce masallarımızı da çaldın Adile Naşit'e dadandığında. evet satırlara sığmadın ve Necati Cumalı'yı da aldın.

    nice gemiler kaptansız kaldı, orhan atasoy un ardından.

    yusuf ile kenan'ın, kan davasından beterdi senin davan. Ömür Kavur'u aldığında bi parça anlamalıydık.

    Kadının adı yok yerine kanser'in adı yok; dese işe yarar mıydı acaba Duygu Asena?

    Türkiye nin uluslararası alanda yetiştirdiği en ünlü ekonomist'e musallat olmasan da değişmezdi ekonomik şartlarımız ama Salih Neftçi'yi de aldın.

    seramiğin yıldızı Ümran Barandan'ın midesini ele geçirdiğinde yıl 2011'di

    bir de bana sor diyordu Melih Kibar, milyonlarcasına sorsak cevap veremeyecekti şüphesiz, sahi neydi bizimle derdin?

    o çok istediği tebeşir kokusuna kavuşamadan, atanamadan aldın Şafak Bay'ı.

    koca cüsseli adamı ele geçirdiğinde şaşkındı herkes. yıl 2008'di ve ölüyordu Osman Yağmurderli.

    Erdal inönü'nün kan'ına göz diktiğinde yıl 2007 ve ekim 31'di.

    hisseli harikalar kumpanyası, yerine -bedelli kanser kampanyası- nı yönetse Esin Engin yaşar mıydı? çok mu Lüküs Hayat yaşıyorduk da biz?!

    halk adına soru "soran" bir gazeteci daha yeryüzünden eksilmişti. Ahmet Vardar senin kervanına katıldığında ve yıl 2010 şubat 25'ti.

    olmaz o kadar dedik ama dedin ama Olacak o kadar diyerek Fatma Murat'ı da yanına kattın. Sürü olmuş adeta peşinden geliyorduk ve sen yetinmeyip Yaman Okay'ı da aldın.

    belki de sekizinci günah ın ta kendisiydin Tomris Uyar'ı aldığında anlamalıydık.

    105 filmle yorulmamış ama 1 kanser'e yenik düşmüştü Tanju Korel. sen bergüzar'ın babasını da aldın.

    2004 yılında bacı kalfasız da kaldık.

    Türkiye'nin ilk kadın başkemancısı Gülden Turalı yı aldığında, ardında hüzzam gözyaşları korosundan başka n bırakmıştın?

    hayallerim aşkım ve ben yerine -hayallerim, kanser ve ben- dese sana yaranılır mıydı bilmem ama yeryüzünde bir yönetmen seni çekecekse; bu Atıf Yılmaz olurdu. Atıf Yılmaz'ı aldığında yıl 2006'ydı. ve ona kürt çocuğu deseler n olurdu, sen din, dil, ırk, mezhep ayırt etmeksizin alıyorken.
    2 ...
  10. 6.
  11. bak senin için site bile kurdular. (#14462050)
    0 ...
  12. 7.
  13. tüm kanser hastaları seni yenecek aşağılık hastalık.
    1 ...
  14. 8.
  15. 9.
  16. Geliyorsan gel artik 2 yildir beni ugrastiriyorsun.
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük