intihar edip bu dünyadan kendi isteğiyle ayrılan kuzenlere yazılan yazılardır. (hayyy ben tanımınızın)
her şeyi unutuyoruz. evet insan her şeye alışıyo. gülüyoruz, fotoğraf çektiriyoruz, film izliyoruz, müzik dinliyoruz, eğleniyoruz. hiçbir şeyden eksik kalmıyoruz... da arada böyle, yani nasıl tarif etsem elektrik çarpması gibi bi şey oluyo. ya da daha amiyane tabirle "içimize öküz oturuyo" sanki. böyle burun direklerimiz sızlıyo. sızı, acı nasıl desem, bilemiyorum. anlatıyorum ama yaşayanlar da biliyo eminim. böyle bazen yemek yerken o lokma var ya, kalıyoo lan olumm, gitmiyo. sana ihanet ediyomuşuz gibi, acını unutuyoruz gibi. aslında biz acının nasıl bi şey olduğunu da yeni yeni öğreniyoruz sayende. acemiliğimize denk geliyosun. sonra sadece bi şiir oluyosun bu ablanın aklında. başka pek bi şey gelmiyo elimden... bugün de bu dizesin mesela: ŞEHiR AYAKLARIMA DEĞiYOR...
VE BEN BiR ÖĞLEDEN SONRA ÖLÜYORUM.
rahat uyu kuzumm.
ee didem madakta yazmış sana gitmeden, görürsen selam eyle ona da.
Ama düğünlerde sen gibi güzel oynamaz kimse artık.
Orda kimsesiz bir mantar ile sohbet ettiğini
Bir gün zehrini bize tercüme edeceğini esmer bir kesinlikle biliyorduk.
Orda tertipsiz bir melek gibi yoklamada
Buruşuk kanatlarını poker masasında unuttuğunu söylediğini safça
Ve tanrının sana gülümsediğini
Tekinsiz bir kesinlikle hissediyorduk
Bir tek senin şiirin bu yüzden son dizesiz kaldı.
--spoiler--
ölmemiştin rüyamda bu gece. hastanede ama kimseyle konuşmuyo dediler. benimle konuşur o dedim. hazırladım sana gelmeye, nasıl kendine güvenle. ama uyandım hemen kalbim küt küt. rüyanın sonunu getiremedim. göremedim seni...çok özledim kuzum.