ayrılmayı istediğimde düşünmemiştim hiç bir başkasıyla evlenme ihtimalini be aşkım... aklıma gelmezdi bana bu kadar koyacağı, boğazıma tonla hıçkırık dizeceği...
gündüzleri neden ağlıyorsun sorusuna maruz kalmamak için gece başını yastığa koyduğunda hıçkıra hıçkıra ağlamakmış ilk aşkının başkasıyla evlenmesi. biliyorum seni sevmiyorum artık dediğimde seni ne kadar kırdığımı. aslında pişman da değilim senle yaşadığım hiçbir şeyden ve merak ediyorum senin bana yaşattıklarından pişman olup olmadığını. umarım bana yaptığını o masum kadına da yapmazsın. umarım aldatmazsın onu. keşke okuman mümkün olsaydı bu mektubu, artık sana karşı sandığın kadar kızgın olmadığımı da anlardın o zaman.
en güzel yıllarımdı seninle yaşadığım o üç buçuk yıl. hayatımın en güzel dakikalarını yaşattın bana. artık seni gülümseyerek hatırlayabiliyorum. kurduğumuz imkansız hayaller yakıyor ama hala içimi. o zamanlar düşünmüyorduk hiç gerçekleşmeme ihtimallerini. yüzde yüz evlenecektik. mutlu olacaktık ömür boyu. kimseden saklanmadan el ele yürüyecektik denizli sokaklarında. ama olmadı be aşkım. başkasıyla yaşıyorsun sen şimdi o hayalleri. hayır asla kızmıyorum sana. tam tersi ömrün boyunca mutlu olmanı diliyorum. bensiz de olsa mutlu ol aşkım...
ayrılıktan beş yıl sonra, seni tamamen unuttuğumu düşündüğüm anlarda aldığım düğün haberin yıktı beni evet. unutmadığımı ve asla unutulmayacağını anladım bu da doğru. ama alıştım ben sensizliğe. radyoda şarkımız çıktığında bana mesaj atardın aşkım şu radyoyu aç diye her seferinde. bizim şarkımızı kimseye verme olur mu aşkım. çünkü ben her dinlediğimde hala aynı hisleri yaşıyorum, aynı gülümsemeyle dinliyorum onu. yanında başkası olduğunu bile bile, benden başkasına sarıldığını, benden başkasına dokunduğunu bile bile seni iyi hatırlıyorum iyi dileklerle anıyorum hep.
yazarsınız o mektubu. gelir bir de eski eşiniz okur. eski sevgiliyi bilmem ama; eski eşiniz bunu okuyup, sizin ona attığınız kazığın, size de atıldığını görünce derin bir oh çeker orası kesin.
" sen bu yazıyı okumayacaksın ama; yine de sana yazmak istedim. " diye salakça başlayan ve gönderilemeyen bir mailde yer alan her şey. tüm aldatan insanlar aynısını görsün inşallahhh.
Keşke gidişinde, gelişin kadar özel
sözlerin kadar güzel olsaydı
gitmeden son bir kez
konuşmak gibi basit
Vedalaşmak kadar nazik bir düşüncen olsaydı
Yaşanan onca sihir
yazılan o ilk şiir
herşey ezberden ibaretmiş
yaşandı bitti bu film
Bozuldu aramız
düzelmez artık
bir macerayı daha geride bıraktık
ben çok yürüdüm, biraz da sen koş
nasıl istersen benim için hava hoş.
(bkz: ziynet sali)
yeter artık be eskiysen eskiliğini bil! ne işin var hala rüyalarımda edepsizin önde gideni. neden hala karşıma çıkıyosun yolda, neden aklıma geliyosun her köşe başında? git karınla otur evinde, yardım et unutmama seni..
yaşananlara göre değişecek sözlerdir. eskimiş bir yiyecek mide bozar, bazen zehirler. eski sevgiliye de söylenen sözler gururdan taviz, ruha huzursuzluk verir. tabi kişi mazoşist değilse. *
intikam soğuk yenen bir yemektir. Ama bu meret dolapta bekleyen, ama size ait olmayan lezzetli bir yemektir, yedirmezler...
(bkz: çığlığı ciğerlerde yankılandırmak)