Stalkladın, Baktın bana bir şey olmamış, hiç umulmadık yerde ortaya çıkıp benim aklımı yeniden alıyorsun. Tamam.
Şimdi neredesin? Madem tekrar siktir olup gidecektin, hiç gelmeseydin? Ben dışarıdan toplamıştım içim ölse de. Neden gelip içimdeki ölüyü diriltip tekrar öldürüyorsun?
Yapma mnakoym yapma. Engelleyemiyorum, silemiyorum numaranı. Yapamıyorum.
Sende yapma.
“Sekiz yaşındaysanız ve aşıksanız hayat çok güzel.” Cedric
"Peki ya yirmi sekiz yaşında ve evliyseniz? Hatta yirmi sekiz yaşında, evli ve bir çocuk babasıysanız? Hatta ve hatta yirmi sekiz yaşında, evli, bir çocuk babası ve hala çocuksanız?" muzu bıçakla soyan adam
Pazar günlerinin önemini, çalışmaya başladığı zaman anlıyor insan. “Yarın Pazar” demek; sözlükte mutluluğun, huzurun, rahatın ve gülümsemenin anlamı olmalı, yani bana kalsa ben öyle yapardım. Çalışmayla geçen bir haftanın ardından yatarak geçireceğiniz bir gün, yani aslında siz öyle düşünüyorsunuz. Sizinle aynı fikirde olmayan bir eşiniz ve hayattaki tek aksiyonu ağlamak ve altına yapmak olan bir oğlunuz varsa pazar sabahları hiç de yatılası olmuyor aslında, yani en azından benim yatma girişimlerim hep darbe ile sonuçlandı. Yirmi sekiz yaşındaysanız ve Pazar gününü uyuyarak geçireceğinizi planlıyorsanız planlarınızın boşa çıkması an meselesidir.
Ama sen hiç benimle olmadın ki…
YA AKLIN BAŞKA YERLERDEYDi YA YÜREĞiN…
Zaten hiç var olmadın ama var olsaydın sana bunları yazardım sevdiğim şairlerden birinin kaleminden.
Hiç hayal etmediğim bir yaştayım, kimsenin asla hayal etmeyeceği bir yaşta hatta. Henüz ilkokuldayken lise yaşlarımızın, lise yıllarında ise 18 yaşına gireceğimiz günlerin hayalini kurarız. Sonra 18 yaşımıza gireriz ve en büyük hayal kırıklığımızı (bence) o zaman yaşarız. Değişen bir şey yoktur, olmayacaktır da. Reşitsindir ama halen anne ve babanın kuralları geçerlidir, öyle de olmalıdır. On sekiz yaşındaysanız ve özgür olduğunuzu düşünüyorsanız hayat gerçekten çok aldatıcı.
Çok üzdün beni amk ben senden 5 saat boyunca mesaj beklerken seni instada milleti takip ediyordun, fotoğraf beğenip beni takmiyordun senin amk hakkımı helal etmiyorum.
aslında kolay kolay hediye alabilen biri değilim. öyle ki, senden biraz daha eski bir sevgilim bana 'ya bana çiçek alsana' diye diye ömrü çürüdüğü halde o istese bile almamıştım. sürprizliğini geçtim, bizzat ısmarlama olsa bile yapamadım böyle birşey.
ama mesela sende beni çeken birşey olmuştu. içimden geldi, sana bir adet kolye aldım. hem de kendi çalıştığım yerden, kendi harçlığımla, kendi patronumdan. güzel küçük basit gibi ama biraz kaliteli bir kolye. o gün gelirken getircektim aslında, sonra vazgeçtim. daha ilk buluşmada şımartmıyım hep bekler dedim. 2. ye sakladım açıkçası. 2. görüşme olmayınca o kolye de kutusunda öylece kaldı. kim bilir ? belki bir gün senin boynunda olur belki bir başkasının. o kolyeyi çok beğenerek aldım, çöpe atamam.
Silkerler eski sevgiliyi derdiniz mi yok kardeşim. Bizde çok yazdık buralara ama o methiyeler bir işe yaramıyor. Hayatı kaçırmayın. Allah daha büyük dertler vermesin gençler. Hadi sağlıcakla. Bu arada unutmadan;eski sevgililerinizin numarasını silin benim hayatımda yaptığım en akıllıca şey o olmuştu deneyim derim.
Sayende aşk denilen kavramın olmadığını öğrenmiş bulunuyorum. Senin bu konuda doğrudan bir katkin olmasa da yine de böyle bir farkindalik için dolaylı da olsa destek verdiğin için teşekkür ederim.
Her insan degerlidir ancak kendini bu kadarda değerli sanma. Senden önce olduğu gibi senden sonrada senisiz yaşayabiliyorum. Sanki sana mecburmuşum aşkından ölüyormuşum triplerine girme kezban kişiliğini bu kadar gösterme.