sen gittikten sonra kaçıncı aynı senaryo oldu be sakallı adam, sen gittikten sonra..
akşam yine aklıma geldin. evet senin de dediğin gibi; akşam anlayışıma tüküreyim lan gece iki de dede.
bir yarısı su olan bardağımızı, bayramları öpüldükten sonra iç cebindeki cüzdana giden o kırışık ama güven veren elini.. seni.. özledim seni ya..
babamı senden bir parça diye seviyorum artık. sana baktığımda onu görmezdim ama ona baktığımda seni görüyorum dede.
dedim ya gece iki de.
senden sonra ''dedemin insanları'' diye bir film çıktı torunlara güzel. açtım izledim. kıskandım lan oradaki çocuğu. şerefsizi nasıl da seviyor senin beni sevdiğin gibi dedesi.
daha kaç denize nazır masa sensiz geçirilecek dede.
senden sonra başımıza başka büyükler geçti, o gecelik unutturur oldu her şeyi ama senin gibi huzur vermiyor be dede.
sakallı adam.. sana selam olsun.. görüşmek dileği ile..
yavaş yürümene rağmen o kadar yolu nasıl geliyodun dede beni hergün görebilmek için? öz dedem değildin benim. anneannemin 2. evliliğiydi ama bir kez olsun beni gerçek torunlarından ayırt etmedin. senin nasıl iyi bi adam olduğunu yıllar geçmesine rağmen hiç unutmuyorum.
senin geleceğin zaman sokağın başında beklerdim. o kadar mutlu olurdum ki seni görünce. yavaştı adımların. ağır ağır. çınar gibi gözükürdün sokağın başında. koşa koşa gelip sarılırdım sana. sahi nasıl geliyodun o kadar uzağa o ağrılı bacaklarla?
kahveye giderdik senle. gazoz alırdın bana. yine dünyanın en mutlu çocuğu yapardın beni.
2. sınıf bittiğinde hatırlıyomusun bisiklet diye tutturmuştum. o ağrılı backlarla tuttun elimden götürdün beni bisikletçiye ve 'seç'dedin. hiç unutmuyorum o mavi bmx'i. nasıl da hava atmıştım herkese dedem aldı diye. o bisiklet çalındığında maddi değerine hiç üzülmedim. ama manevi değeri paha biçilemezdi benim için. günlerce ağlamıştım.
ahh be dede. sen o kadar yolu o ağrılı backlarla geliyodun da ben memlekete gittiğimde mezarına bile adam gibi gelemiyorum. kızmazsın sen bana. bilirim seni. ama inan bana her gece aklımdasın. hiç unutmadım elini tuttuğumda nasıl mutlu olduğumu. hiç unutmadım sana sarıldığımda aldığım kokunu.
iyi ki benim dedem olmuşsun be adam. sağol hayatıma girdiğin beni torunun olarak kabul ettiğin için.
Ölümüne üzülmeyecegim tek insansın, bu kadar kötü olmamalıydın dede, kötü oldugunu bildigine de eminim. herkesi üzene, çevrendeki herkesin elindeki sevdigi seyleri alana kadar ugraştın. hepsi senden nefret ediyor ve ben de sana küsüm. haklı oldugumu bildigin için de sesin çıkmıyor.
Ben küçükken bana ezberletmeye çalıştığın ama ezberleyemediğim duaları sen gittikten sonra ezberledim. Şimdi sürekli sana okuyorum hepsini. Seni nasıl özlüyorum belli değil. 6 yıl oldu hala o siktiğimin ambulansı biraz daha erken gelseydi diye düşünüyorum. Ah canım benim ahh.
(bkz: açmayın dedeler) *
ah be dede neden sürekli "ölüm yakın ben yaza çıkmam" diyorsun ki,
neden sorulara kafa sallayarak yanıt verip su dahi istemiyorsun ki bizden,
neden halının motiflerine bakıp yeşil gözlerinin sulandırıyorsun ki,
ahh be dede neden ?
şimdi sen gittin ya. ev bomboş kalmış be dede. ufak torunlarına her öğlen bakkaldan bir sürü sakız çikolata getiren yok. burnundan hafif aşşağı kayan gözlüğüyle gazete okuyan birisi yok. gençken başından geçenleri öğüt olarak başkalarına anlatan yok. sabah elektrik süpürgesi açıldığında " bu saatte de süpürgemi açılırmış " diyip kızarak kalkıp süpürgeyi kapattıran, bize rahat bi uyku çektiren birisi yok...yok da yok işte. ne kadar iyi yanın varsa hiç birisi yok şimdi. ev desen bomboş olmuş. anneannem ile dayım bir başına. teyzem de gidiyor iki günde bir ama nafile. artık eskisi kadar keyifli değil akşam yemekleri. ufaklıklar bile koşturmuyor evin içinde. yağmurla gittin ya sen, göz yaşlarımız yağmura karışıp aktı ya hani, o yaşları saklamak için yağmadı aslında o yağmur, gökyüzü bile ağladı be dedem.
çok uzun yıllar önce (16-17 yıl kadar) ege'deki küçük limanın etrafındaki dalgakıran kayaların üzerinde senin pilli el radyonu dinlediğimiz günü, askerde süvari olduğunu o sebeple eski siyah beyaz amerikan kovboy filmlerini sevdiğini, her gece yatmadan önce elle kurmalı kırmızı çalar saatini kurmanı, futbola olan ilgini, her saat başı trt'deki haberleri izlemeni, akşam saatlerinde ana haber bültenlerini kaçırmayışını unutmayacağım. seni çok seviyorum.
Benim Mustafa Kemal Atatürk'e benzeyen canım dedem, seni çok seviyorum, iyi ki bana da kendi ismini vermişsin, seninle aynı adı taşımaktan gurur duyuyorum.
seni hastaneye götürmeden önce, ilk üç cüzü bitirmiştim ya, senden haber alana kadar devam etmedim. seni kaybettikten bu yana 20 yıl geçti, hala yüzünü bile açmadım.
şu sigara hakkında ki nasihatların için çok teşekkür ederim ama yeter artık be dede. vallahi bıktım. ne zaman görsen aynı muhabbet. hayır, insan önce bir sorar dimi evladım nasılsın diye? neyse, sen şimdi yayladasın rahatım, döndüğünde umarım değişmiş olarak konuşuruz.
"özlettin be dede.evde dayak yediğimde evine gelip sana sarılıp ağlamamı özlettin.cebime zorla harçlık koymanı özlettin.kucağına oturtup sakallarınla oynardım.şimdi aklıma geliyorda ne kadar sabırlıydın be dede.gerektiğinde kulağımıda çekerdin ama hiç acımazdı dede.yaramazlık yaptığımda ağzıma sürülen acı biberle gelirdim yanına.sende şeker verirdin dede hala unutamıyorum.senden sonra iyiyim be dede.arada yine acı olaylar oldukça seninle geçirdiğim şeker anılarım geliyor aklıma.başlıyorum ağlamaya bu kez mezarına sarılarak"
hacı adamsın ama sahilde arabalar kuma batsın da çekeyim diye beklemek ve dahası yardım edenleri azarlamak yakışıyo mu sana ? Araç başı 50 tl de iyi para aslında ben olsam kumda tuzak bile yaparım ama sen dede olmuşsun sakalından utan !
--spoiler--
ben bu yazıyı dedelerime yazdım. ikinizde hayatta değilsiniz şu anda. ama beraber geçirdiğimiz zamanlara dair hiçbir anı yok zihnimde. çünkü öyle anlar olmadı.
evet bu sizin tercihinizdi. başka şehirlerde olmak , yanyana gelememekte değildi sebep. olmadı çocuk kafam anlamadı.*
--spoiler--
seni cok ozledim dede. seni kendi ellerimle morgdan alip kendi ellerimle yikayip kendi ellerimle topraga vermek cok kotuydu. her gece o halin gozumun onune geliyo. sanki bana canliymissin gibi bakiyodun hala. biliyorum evde yattigim zamanlar surekli yanimdasin. beni izliyosun. hissedebiliyorum bunu. yine ziyarete gelicem seni. annemin mezarina bunca yildir gitmiyorum sana 3 ayda kac defa gittim. seni ozluyorum dedem. ama babannemi yanina yollamaya niyetim yok. insallah allah ona daha cok omur vermistir. huzur icinde yat.
sana olan hakkımı nasıl ödeyeceğim bilmiyorum dedem benim. 4 bucuk senedir sensiz yaşamaya çalışıyorum. hala eve geldiğimde sen varmışsın gibi hissediyorum aslında varsın sen bizi görüyorsun ama biz seni göremiyoruz. 75 yaşında benim için neler yaptığını hayatımın sonuna kadar unutmayacağım. unutmak istesem de unutamam. her gece seni düşünüyorum. seninle anılarımı düşünüyorum. o kadar çok anımız var ki. çok erken ayrıldık dede. daha çok şeyler yapacaktık seninle. 4 buçuk sene önceki o güne lanet olsun. o günü hiç yaşamasaydım. hele ondan önceki geceyi. yanıma gelmeni. keşkelerle yaşıyorum artık dede. orada bekliyorsun beni dede biliyorum. yanına geleceğim elbet birgün sonsuza kadar beraber olacağız. seni çok seviyorum dede. çok özledim dede seni. rüyama gel bu gece dede. seni görmek istiyorum.
Mavi gözlü süper kahramanımdın koca bir eşek olduğum anlarda bile ama sen benim ellerimden kayıp gittin o an hiç bir şey yapamadım sadece bütün vücudumun titrediğini hatırlıyorum sürekli, günlük hayata devam edip gülüp eğlendikten sonra akşam olup uyku vakti gelince gözümü her kapadığımda o son nefesin geliyor gözümün önüne... her yağmur yağdığında üşüyorsundur düşüncesine kapılıyorum. mezarına gelmeden önce " dedeme gidiyorum" cümlesi dönüyor aklımda bir çocuk gibi sonra görebildiğim kapkara bir toprak bir kere daha yıkılıyorum farkından olmadan. ama ben hep şanslı bir torun olarak görüyorum kendimi dede bahçemizde bana güller verip öptüğün günler, düşerim diye korkup yanımdan ayrılmadığın anlar, karşılıklı oynadığımız güldüğümüz eğlenceler, sırtına çıkıp bağrındığım dakikalarım oldu ama sana doyamamışım aslında şimdi bunu daha iyi anlıyorum. mekanın cennet olsun dedem.
dedeciğim şimdi senin kardeşlerine dede diyorum sen bana dedelik yapmadın onlar yaptı çünkü .
keşke zamanında babaannem hastayken onu terk edip o cadı kadınla evlenmeseydin böylece ailenle aran bozulmasaydı babamı götürdüğün cuma namazlarına o kadının çocuklarını götürmeye başladığında babamı bir kenara atmasaydın keşke sana en azından yaşım kadar dede diye seslenebilseydim... ve son olarak keşke bu zincirleme hataları yapmasaydın...
dedem öleceğine, babanem ölseydi sözlük, ben dedeme bakardım, yalnız kalınca hep dedemi düşünüyorum sözlük, hiç samimi değildik, ama aramızda garip bir bağ vardı, hep kendimi dedemin yerine koydum, o yüzden sağlıklı bi ergenlik geçirmedim galiba ben, çok erken yaşta empati kurmaya başladım, empati kurduğumda yaşadıkları acıları, hüzünleri de yaşadım, sadece mutlu oldukları anları değil, öyle dedecim dedem demedim hiç kendisine, ama çok çekti, asiydi dedem ve eminim son anına kadar aman dilemedi hayattan, muhtaç oldu ama yalvarmadı, onbeş sene yattı dedem, hep asiliğinden düştü yataklara, felç olabilir hareket yapsın evde bişiler çalışsın dediler, dedem sigarasınıda içti rakısınıda, hep sevdim ben dedemi, en çok o ölünce ağladım, ananem ölünce ağlamadım sözlük, ama dedemin hakettiği hayat bu değildi, dedem öldükten sonra bıraktım bişeylere, birilerine ya da yaradana inanmayı, arada gel rüyalarıma dede, korkmam ben, su iste benden yine, yine ben sana anlatayım, sen anlama, sonra ben yine sen niye böylesin diye isyan edeyim, yaşasaydın ya da yatmasaydın yıllarca seni daha çok severdim dede, bi tek seni severdim, rakının yanına güzel mezelerimi yapardım, ben yine yanlışlıkla su yerine rakı içerdim, küçükken hep böyle yapardım, keşke daha çok hatırlasam dede seni, ama ben çocukluğumu geçtim, liseyi zor hatırlıyorum, bazı zaman gençlik fotolarına bakıyorum, çok yakışıklısın dedem, yalnız kalıyom ben, kimse dinlemiyor beni evde, rüyalarıma gelde anlatayım dede, sen yine anlama, sadece kafa salla bana...
Ben doğmadan çok önce ölmüşsün seni ne zaman tanıdım o zaman başladım keşke demeye keşke ölmeseydi.. Belkide yaşasan bu kadar çok sevmezdim seni bilemiyorum. Sürekli seni anlattırıyorum her ayrıntıyı önce aklıma sonra bir deftere not alıyorum seninle ilgili hiçbir şeyi unutmak istemiyorum herkese soruyorum seni tanıma ihtimali olan herkese. Sayende onlarca nenem ve dedem oldu. bir tek kişi bile kötü bir şey demedi keşke çocukların annelerine benzemek yerine azıcık sana benzeselermiş. Senin zekanın onda birine sahip olsalarmış. çekindiğin tek fotoğrafı kaybettiler sakın üzülme hafızamdan kimse silemez seni.
Üç yıl askerlik yapıp memleketine dönen ve köye birkaç kilometre kala çeteciler tarafından katledilen biricik dedemin babası seni de asla unutmayacağım benim bahtsız dedelerim.
küçük bir çocukken evinizdeki büyük fotoğrafına bakıp bakıp ne yakışıklı dedem var diye gurur duyardım seninle. Kadir inanır'a benzerdi eski fotoğrafların. Yıllar geçti, değiştin ama. Tek değişmeyen şey ise gördüğüm göreceğim en romantik erkektin sen. Belki başkaları romantik bulmayabilir ama anneanneme her eve dönüşünde çikolata alman, o hasta olduğunda çocuklarından ve torunlarından gizli evde tek başına temizlik yapman ve süper bir dede olman, seni benim gözümde dünyanın en romantik erkek yapıyor. Yahuşuhlu dedem benim, ellerinden öperim.