bütün gün kokuşmuş dükkanında bira içer durursun...
camların kirden, çamurdan görünmez.
Öyle saatlerce kapının önünde sandalyende oturup elalemi izler, dedikodusunu yapar, pis pis gülersin. Sen ne pis bir bakkalsın sana bile anlatamam ben bakkal hasan amca.
Sattığın doğru dürüst hiçbir şey yoktur -biradan başka- Kimseye veresiye de vermezsin, çay kahve de içirmezsin.
Sen ne iş yaparsın sahiden bakkal mısın nesin hasan amca? Saçın beyaz, sakalın kirli, konuşman laçka... ne mal bir adamsın sen bakkal hasan amca...
Hala sepet sallarlar aşağıya. Hala halı silkeleyenlerin tozlarıyla topak olur oturursun da gıkını çıkarmazsın. ona buna küfreder, arkalarından laf çarparsın. ibne misin sen bakkal hasan amca? (bkz: ibne eşcinsel demekse bizim bakkal ne sorunsalı)
Geçenlerde seni sordular bana...ayyaşın tekidir, içerden kabuklu yumurta bile alınmaz...pistir. bir allah' ın günü camını kapısını silmemiştir. dedim. inanmadılar bana şaşırdılar birden... yok yok...söylediklerime değil; kabuklu yumurta sattığına be bakkal hasan amca.
bak ibne adam. sana elli defa söyledim belki, bana bir şey verirken elini yalama diye.
sigara bile alsam eve gidince jelatinini çıkarıyor sonra ellerimi yıkıyorum. zaten senden ekmek aldığım yok. eşşeğin sikini yala pezevenk.
uludağ sözlükteki yazının bakkal hasana ulaşması düşük bir ihtimaldir. bir kağıda yazılıp kendisine söylense ya da verilse daha verimli olacağını düşünmekteyim.