biri ben ona böyle diyorum sözlük biri adı önemşi değil kendi halinde kendi kendine yeten biri, birini anlatmak istiyorum sana sözlük herhangi birini, bugün noktalama işareti de kullanacam sözlük hayyattan bıkmışım, darmaduman içindeyim şu an, öyle bir moralim bozuk ki kendimi vurasım geliyor telaşlanma sözlük kafam güzel olsa da aklım başımda ama nedendir bilmiyorum bugün sana bunu anlatasım var kimi mi? birini.sevgilisinden yeni ayrılmış birini.şimdi yanından geldim bunun anlattı bana bir şeyler eski sevdiğinden dayısının ölümünden falan işte o anlatırken ben sadece dinledim iki tane scol bira nasıl bitti anlatamam...
bir sevdiği vardı sözlük bunun üç senedir sevdiği bu kız öss'ye hazırlanıyordu bu biri üniversitedeydi benimle birlikte, ilk sene yan yana odalardaydık anlattı bana birini dedi:işte şöyle böyle.. falan diye, birinci sınıfın verdiği kasvetle, sıkıntıyla anlattı seviyordu biliyorum seviyordu onu, sevmese konuşur muydu gece gündüz, sevdiği mersin'deydi, öss'ye hazırlanıyordu kendi o sene kazanmış entel olacam diye hevesleniyordu, kirli sakal, uzun saç, birilerine nispet yaparmış gibi konuşuyordu entel olacak ya...
neyse sözlük,
bu ikinci senede eve çıktı takıldığı topluluk elemanlarıyla, bir şekilde bunlar ayırdılar evi ama inan sözlük hata bunda mıydı ev arkadaşlarında mı hala bilmiyorum sormam da sözlük banane benim konum başka raddede.
neyse sözlük şöyle böyle üçüncü seneye geldik bu adam tek göz eve tek başına çıktı tuvaleti bile aynı odada fakat mutluydu sevdiği kızda üniversiteyi kazanmıştı manisa'da artık tam olarak dertler bitmişti.kendisi seneye mezun olacaktı sevdiği kızda o bitirdikten birkaç sene sonra evet her şey yolundaydı artık hiç bir şey bu uzun saçlı entellektüel görünümlü birinin keyfini bozamazdı dedi bir gün memcos sevgilim gelecek yarın, sevindim ben de onun kadar mutluydu çünkü...
neyse sözlük geldi bunun sevdiceği kaldılar 3-4 gün daha sonra telefonum çaldı arayan bizim uzun saçlı entel görünümlü biriydi aradı beni:nbr? memcos diye daha sonra döküldü tabi abi biz bu benim biriyle ayrıldık diye ne yalan söyliyeyim sözlük acıdım bizim biriye.
neden mi?
aslında hiç sikimde değildi ayrılmaları...
peki neden üzüldüm:bu bizim birinin sevdiği birine yıllardır s.ktir et yılları en zor zamanında verdiği desteği gördükten sonra yıkıldım sözlük ayrılmışlardı işte bitmişti.
yıllardır emek verilen birinin biri tarafından belki de birisi için ayrılması benim bile zoruma gitmişti sözlük.
demogoji yapıp sevgi neydi demeyeceğim sözlük ama
sevgi neydi???????????
sevgi emektir sözlük, sevgi en zor zamanda birinin yanında olabilmektir sözlük, sevgi haketmektir, sevgi anlatılmazdır sözlük...
aslında sevgi gecenin bu saatinde sözlüğe bu kadar uzun entry girebilmektir sözlük yalakalık yapmadan en içten duygularla yazabilmektir sözlük...
eyyyy sevgili sözlük okuru bunu okuyacağını biliyorum bunu okuyunca bana çağrı at yeter bu yazı sevgiyi hakeden sevginin anlamını bilen senin için...
eyyyy biri ben dahil kimseye değer verme yoksa benim gibi göt olur kalırsın...
aslında bizdik aşkı abartan sevgiyi abartan hiç bir şey yapıp hiç bir şey satan yapılmış değil yapma çiçek satan bizim yüzüne bakmaya kıyamadığımız güzeller başkalarının rakısına meze olmuş da haberimiz yok vay ki vay vay neler gördük ömrümüzde demeyeceğim aslında neler görmedik diyeceğim daha öğreneceğimiz neler var aslında bunu için kimseyi suçlayamıyorum da aslında bizdik hayatta pasif kalan hep alttan aldık hayatı aslında bir bok yediğimizi sanaraktan ama bok bile yiyemedik hayattan hep kenarda durduk kimsenin umrumda değildik sevdik ama sevilmedik bir türlü gönlümüzün dengini bulmaya çalıştık. iki satır yazı yazabilmek için bile bir şişe şaraba teslim olduk, anlattık derdimizi kimse anlamadı ya da anlatabilmeyi bile beceremedik, aslında aşifte dediğimiz insanlar bile bizden daha gururlulardı aslında tavır yaptılar yapmacık da olsa ama biz öylesine geri kalmıştık ki hayattan inan tavır bile yapamadık hayata, hayat dedik bizi ciddiye al sallamadı hayat, onun daha önemli işleri vardı sallamadı işte bizi ya da sevmedi o kadar insan varken bizi mi takacaktı kafasına, aslında hak vermedim değil hayata ya şimdi ben hayat olsam ben beni değil en göze çarpanı alırdım takardım severdim ya da birşeyler işte....
bugün temmuzun onyedisi bursadayım yaz okulunda yarın yarım puanla kaldığım bir sınava girecem diş tedavisi görüyorum bu aralar şu an acayip derecede sızlamakta yarın sınav var çalışmak gerek bilmiyom sözlük bunu neden anlatıyom ama anlatasım var sözlük bugün dertleşesim geldi biriyle ben de seni buldum aslında arkadaşım var dostum var bir şekilde birilerine anlatabilirim sözlük ama sen daha iyi dinliyon en azından biliyon beni o kadar dertleştik...
bir kaç gündür hoşlandığım kız vardı tesadüfen karşılaştık tanıştık bir şekilde aşksız olduğum bugünlerde bir çare aradım yarama aslında çok da problem değil sevgilisiz olmak beni yıkan sevgisiz olmak sevmek istiyorum birini o da beni sevsin istiyorum gerçekten sevmek ama olmuyor işte sözlük bi şekilde bir engel çıkıyor ya kız beni istemez oluyor ya da ben kızı bir şekilde orta yol bulunmuyor göğsüne yaslanıp da ağlayacağım herşeyimi anlatacağım artık senin kafanı ağrıtmadan karşılıklı ikişer bira içerekten sabaha kadar muhabbet edeceğim biri denk gelmiyor dedim ya sözlük aslında bunu anlatacak çok kimsem var ama kimseye anlatıp kafa sikmek istemiyorum moralim bozuluyor yüzüm asılıyor yanımdaki insanları da mutsuz ediyorum bu da kötü sözlük bir insanın mutluluğu çevresindeki insanların mutluluğuna bağlıdır amma dertleşecek göğsüne yaslanıp ağlayabilecek gecenin bu saatinde sözlüğe girme ihtiyacı hissettirmeyecek ben ağladığımda onun gözünde yaş görebileceğim içten seven biri, zor olmasa gerek heralde be sözlük zor olmasın da artık sözlük bir şekilde aniden haberim bile olmadan gelse ya benim dese ya sözlük ama nerde???
işte burda sözlük ben bu yazıyı birine yazdım sözlük birimi kim işte o sözlük ilerde gerçekten sevdiğim olacak birine onun göğsünde ağlarken aklıma gelecek bu yazı işte diyecem ben bu yazıyı sana yazdım ama şimdi sen yoksun klasik olacak ama kim bilir nerdesin kimlesin muhtemelen saat dolayısıyla uyuyosundur uyu güzelim ben bu yazıyı sana yazıyorum hımm şizofren olduğumu falan da düşünme içimden geldi öylesine yazdım kime mi birine...
hey sen biri! kim olduğun önemli değil tamam mı?! biri isen şayet, bu yeterli. ha bu entariden dişine uygun birşey arıyorsan da yanılıyorsun. öyle başlığa uygun olsun diyerek önümüze gelene bin tekme kıvamında birilerine söyleneceğim. ha bu söylenmelerde kendini bulursan terazime tıkla. *
biri, nüfusu ne kadar yüksek bişeydir lan. herkesin hayatında muhakkak bir tane biri vardır. ha benim hayatımda da oldu bu biri'lerden. çok efendi çocuktu kendisi ama ismini öğrenme şerefine nail olamadık maalesef. demek ki o biri olmak için doğmuştu ve benim hayatım için öyle kalmalıydı. aynı bu yazıyı okuyup maytap geçen insanlar gibi biriydi işte. * aha ezan okundu yine yerimden zıpladım. alışamıcam bu sabah ezanlarına lan. burnum akıyor bide hasta olcam galiba. canım da kahve çekti. birine söyleyelim de yapsın.
öptüm seni gidi biri seni.
biri diyorum sözlük bambaşka birini anlatacam sana bugün sözlük aslında ilk onu anlatmam gerekirdi sana sözlük ama neden bu zamana kaldı onu da bilmiyorum neyse dostumu anlatacam sana bugün sözlük yeryüzüne sığmayan dostluğumuzu hani can dündar'ın anlattığı dostuğu, ne demişti can dündar:'saate bakmadan kapısını çalabileceği bir dostu olmalı bir insanın, nereden çıktın bu saatte dememeli gözünün dilini bilmeli dinlemeden sormalı, söylemeden anlamı, arkanda vefalı dikilen bir ağaç gibi sen her daim onun orada durduğunu hissetmelin, alkışlandığında değil sadece asıl yuhalandığında yanında durup koluna girebilmeli'
işte böyle birini anlatıyorum sana sözlük, çocukluğumdan beri tanıdığım en zor zamanlarımda arayıp rahatça ağladığım herhangi bir sıkıntımda o sıkıntıyı gidermek için çaba sarfettiğini gördüğüm birini.kısa boylu tıknaz bişe yüzüne baksan adam demezsin* ama ortalıkta adam diye gezenlerin ayağına bile su dökemeyeceği cinsten birini, hiç bir fedakarlıkta karşılık beklemeyen birini...
buluştuk geçenlerde bizim bu biriyle konuştuk dertleştik içelim dedim yok ben artık içmiyorum dedi, içelim dedim içelim dedi.içtik karşılıklı o anlattı ben dinledim ya da ben anlattım o yapmacıksız can kulağıyla dinledi beni adam yerine koyan, en büyük adamdı yanında sevdiği arada onla konuşuyor bana bakıyor arada diyor içinden:bizim memcos yine çok içti ama biliyor da sarhoş olmayacağımı başklarının yanında içip sarhoş olmasamda gördüğüm sarhoş muamelesini onun yanında görmüyorum dedim ya bizim bu biri tanıyor beni...
zor sınavları beraber geçiyoruz ya o bana bişeyler öğretiyor ya da ben ona ama hiç de karşılık beklemeden üniversite sınavında bile ikimizde ankara diyoruz o istanbula gidiyor ben bursaya ama mesafe tanımıyoruz dostluğumuza koca şehirler bitiremiyor dostluğumuzu bitirmesinde bitiremesinde amatörce arkadaş bulmaya çalışıyoruz başka şehirlerde bazen başarılı oluyoruz bazen de hüsrana uğrayıp arıyoruz birbirimizi ve işte birbirimize yetiyoruz yine...
gecenin bu saatinde sözlüğe giriyorum ve diyorum geç kalsamda anlatacam dostumu diyorum ve başlıyorum yazmaya belki de yazarken bazen saçmalıyorum ama içten yazıyorum yapmacı yapmadan...
son görüştüğümüz de yine taksim de otobüs bekliyoruz sarhoşum ve konuşuyoruz diyorum:''dostum eğer sen hayattan mutluysan ben senden daha mutluyum, sen mutlu ol ben daha mutlu olurum, kardeşin her zaman yanında ve her zaman yanında olcaktır.
Sen, benim en uzun yolum, en yakın denizim, en uzak hayalim, en rüzgarlı şehrim. Savruluşumun şiiri, özleyişimin bestesi.
Saatlerce bakabilirdim gözlerine, günlerce dokunabilirdim ellerine, aylarca sarılabilirdim sana. Dehşetinde yalnızlığımın, tutunabilirdim kollarına. Karanlığa dair ne varsa, yok edebilirdim aydınlığında.
Bu mevsimi sana yazdım, kirpiklerinde canlansın diye.
Bu damlayı sana çaldım, susuzluğunu bastırsın diye.
Bu uykuyu sana anlattım, kabusların bitsin diye.
Kayboluşumun senfonisini dinliyorum bugün. Gözlerinde başlamış, soluğunda son bulmuş. Susmuşsun sen, kaçmışsın. Nedense son defa sarılmışsın. Gittiğin yer o kadar uzak değilmiş oysa. Yanında yalnızmışım, yine de bağlanmışım.
Konuşmuyorum kimseyle, yanlarında ağlamıyorum da. Yok gibiyim aslında. Sesimi duymuyor kimse, yüzüme de bakmıyor. Uyuyamıyorum bile, yatınca, gözlerim kapanınca kare kare canlanıyor yaşananlar. Ne söylenir bilmiyorum. Gelişigüzel cümleler kuruyorum. Açılmış yaralarım, ama sana koşamıyorum. Karşımda öylece duruyorsun, ama sana sarılamıyorum.
Artık yoksun.
Mutlusundur şimdi. Birini bomboş dünyasında terk edip gitmek kolaydır. Asıl sorun ne biliyor musun? Alışkanlıklar.. Kalbim sana sarılmak isterken, aklım, bedenim engelliyor bunu. Nasıl da alışmışım yanımda olmana. Ruhunla olmasa bile bana sarılmana.
Gözyaşlarım bitmiyor. Ağlamak sorun değil de, gülmeyi unutmak çok koyuyor. Rol yapmak da zor aslına bakarsan. Mutlu gibi görünmek, her şeye boşvermiş gibi. Umudum olduğundan değil bu söylediklerim.
Yürürken sokaklar daralıyor. Her sokaktan senin adın, senin sesin... Keşkede kalan her şeyden nefret ediyorum ama yine de keşke gitmeseydin.
Bazen seni düşününce kokun içime işliyor sanki nasıl oluyor bende bilmiyorum bir rüzgar seni bana getiriyor sanki yanımda olmanı o kadar çok istiyorum ki yüzüme koca bir gülümseme yayılıyor seni düşünürken. Yalnız kaldığında kim olsun yanında deseler hep senin adını verirdim şüphesiz.. Senle ayrı kaldığımız zamanlarda içimde koca bir sıkıntı oluyor. Burada olmanı istiyorum sana her şeyi anlatmak açıklamak sarılmak içimi saran gözyaşlarını mutluluğa dökmek istiyorum seninde benimle olmayı istediğini bilmek istiyorum. Bir gün bitecek düşüncesi beni çok korkutuyor. Her şeyin bir sonu var elbet ama o sonun bizden olabildiğince uzak olmasını istiyorum.
Sen bana her aşkım dediğinde içim huzurla doluyor inan. Ve sen bana ne zaman ismimle hitap etsen içimde koca bir parça kopuyor sanki sana söylemek istiyorum ben senin için melisa değil aşkın olmak istiyorum.
anlam verdiğim,kendimce çok önem verdiğim ,öyle olduğu zaman böyle böyle olacak diye kendimce planlar yaptığım bir çok şey, sus oldu,pus oldu, yok oldu...umut etmek, beklemek mutsuzluklarla eşdeğermiş anladım.gerek de yokmuş, üzülmek de anlamsızlaşmaya başlamış,onu da anladım. büyülü dediğim her şey aslında yanılsamaymış, ben öyle görmek, öyle hissetmek istediğim için öyleymiş. miş miş miş...
cok uzun yıllar gectı ustunden.burda senınle ılgılı ayrıntılar paylastım bazen ,ruyanı anlattım hatta ''hani sabahın korunde aglayarak benı kantıne cagırdıgın o gunu'' .
en begenılen entry'ım oldu.demek ayrılık anımızı anlatsam en cok okunan entry oylarını alıp gotururdum sanki ne onemı varsa .
senı dusundugumde ,yurtta benı gozleyen gozlerın gelıyor aklıma ,daha tanısmamıstık ve sen herkese bu kız bana hayatta bakmaz dıyor iken , ben gızlı gızlı benı gozleyen bakıslarının farkında, cekıngen tavırlarla kacıyordum senden.
bu kacma kovalama oyunu bır sekılde son buldu ve ben o gunu nedense hatırlamıyorum.
cok az ınsanın basına gelıcek, o karsılıklı sey bızı buldu ve cabucak bız olduk .
ruya gıbıydı hersey ,saatlerce cagrılasmalar ,camdan cama bakısmalar,bır sevgılı ıcın 2 saatlık yolu yurumeyı goze almalar bunların hepsı cok cok guzeldı.
caba vardı ,kolay yol yoktu ,kolay bulup cabuk tuketmeler yoktu,gozyasları vardı ,ayrılmak kelimesinin adı bile yoktu .
o gunu hatırlıyorum, hanı senı baska bır sehre ugurlamak zorunda oldugum o gunu.
Benı 10 dakıka camdan gormek adına, yola cıkmadan once, bellı saatten sonra otobus olmayan o sehırde ,tam 2 saat yurumeyı goze alıp, 10 dakıka camdan gorup, aynı sekılde 2 saatlık yolu yuruyecek kadar degerlındım senın.ıstersen gıtmıyım dıyordun, 10 gundu alt tarafı bense senı engellemek ıstemıyordum.
sonra zorlamalarımla o yola gıttın sen ve bu yuzden hep kendımı sucladım ben.
o kadar degerlıydı kı bızım yasadıgımız ,ustumuzde kı gozlerın bunu farketmemesı ımkansızdı.
guzel seylerı yoketmeye calısan kotuler daıma vardı ve hep olucaktı.
bırgun o yoldan dondun, gelısıne sevınıp sana kosamadan, senden once bır kız daldı odama, x'in kız arkadasıyla tanısmak ıstıyorum dıye ,senden cok bahsettı dedı ben bu soze hıcbır zaman anlam veremedım.
her anımıza dahıl olmaya basladı sonra ,yemek yerken yanımızda bıtmeler,bızı rahat bırakmamalar .
yavas yavas yıpranmaya basladım ben, ufak tefek kavgalarımız,benımle bulusmayı unutacak kadar korlesmelerıne kadar gıttı ve ben hep bu ınsanlara bagladım bunu .
yıne de o gucler bıle yıkamadı bızı, her daım gozlerı ustumuzde oldu ama asla ımkan vermedık buna, yavas yavas artcı sarsıntılarımız dipten vursada.
bır bankta tam 5 saat senı bekledıgımı hatırlıyorum ,sonra odama gıdıp saatlerce agladıgım gunu.
o gun ayrılsak belkı o kadar uzulmezdım, ben o gunden berı kımseyı 5 dakıka bıle beklemedım.
ne badırelerı atlattık cabayla ama degısen seyler yavas yavas belırgınlesıyordu.
unutmaların basladısonra, bulusmalarımızı unutmalar ,bahaneler uydurmalar ,ınanılır gıbı degıldı gıttıkce uzaklasıyorduk ,ınsanların bile dıkkatını cekıyordu cunku bız onlarında aska ınancıydık,ama ayrılamıyorduk ve bıtmıyordu bır turlu .ne yapmak ıstedıgını anlayamıyordum, bırılerı bana bıseyler anlatmaya cabalıyorlardı,hep bır sır olarak kaldı bazı seyler belkı gormek ıstemedım bılmıyorum belkı geregınden fazla yıprattım senı farkında olmadan , bır dargın bır barısık gunlerımız bu yıpranmalara daha fazla dayanamadı yavas yavas uzaklasma sınyallerını vermeye basladık.
sene sonuydu ve yurdu bosaltıyordum, her zaman oturdugumuz bankta yalnızdım, senın projelerın cızımlerın vardı ve hep bunları anlayısla karsılayan ben, son gunumuzdu bunun farkına varırsın dıye beklıyordum, sabırla bekledım ama konusmadık ,hatta gorusmedık bıle.
caresız merkeze ındıgımde sokakta arkadaslarınla karsılastım , gıdıyorum bugun dedım ,acı gozlerle haberı varmı dıye sordular ,hayır onun projesı cızımlerı var dedıgımı hatırlıyorum.bız mutlaka haber verırız dedıler aslında benım amacımda buydu o haber sana ucsun ıstıyordum.
yurda donmustum o gece, kımse kalmamıstı .yurtta kalanlar bılırler her sene sonu tum esyalarınızı toplamak zorunda bırakılırsınız sankı oraya bır daha donmıyecekmıssınız gıbı.
herkes coktan memleketıne yol almıstı ,bırkac arkadasım ve senın proje grubun vardı yurtta tas catlasa 20 kisi, gıttıgımı sanıyordun ve bellı kı cok kızgındın .
basket sahasında gordum senı, tek basına tum hıncını toptan cıkarıyordun ,suclu bendım senın gozunde cıkıp gıtmıstım ya habersiz tek suclu bendım ,veda bıle etmemıstım oyle sanıyordun ,hıncını o toptan cıkarıyordun ,senı uzaktan gozledım bır sure o gucu bulunca kendımde cıktım karsına,oyle bıtsın ıstemedım,artık bır sonuca varmak ıstıyordum.saskındın,once kacmaya calıstın bense senle konusmak ıstedıgımı soyledım.
kımseler yoktu bahcede, sessızlık hakimdi ve ay tam tepemızde ..
bankların ustune tunedık her daım hayallerımızı paylastıgımız bankların ustune ,ben basladım ıcımdekılerı anlatmaya ,uzuntulerımı yasadıklarımı tek tek dokmeye ,benı hıc bu kadar dolu gormemıstın ,ılk kez yerlerımızı degıstıyorduk bu kez sen susuyordun ben konusuyordum ,saskındın.
dınledın daha dogrusu dınlemek zorunda kaldın, konusturmadım senı .
-mıslı gecmıs zamanla konustum senınle,tedırgındın.
cok agır sozler soyledıgımı soyledın once sıra sana gelmıstı artık, sozlerımın agır geldıgını yutkunmandan anlamıstım zaten,''canımı acıtıyorsun'' dedın,
'' sana senın bana tam 1 aydır yasattıklarını anlatıyorum ,sen sadece dınlıyorsun ,ama ben yasıyorum .
bu senı yaralıyorsa bır de benı anla'' dedıgımı hatırlıyorum.
gozlerın doldu sozum ustune, gece karanlık ay tam tepemızde banktan kalktın ,gozyaslarını gormemem ıcın verdıgın caba cok belırgındı, senı oyle ıyı tanıyordum kı yuzundeki o ıfadeyı, hanı sabahın korunde ağlayarak paylastıgın o ruyada kı tedırgınlık hakımdı yuzunde, sona yaklasıyorduk ve o acının ıfadesıydi yuzundekı ,bılıyordun yavas yavas benıde kaybedıyordun.
yuruyelım mı dedın gozlerını sılerek bellı etmeme cabasıyla ,konuyu dagıtmak bır sekılde kacmak ıstıyordun durumdan ,anlıyordum benımse artık gucum yoktu.
son acı sozumu soyledım, bana her seferınde bahane gosterdıgın cızımlerın kozumdu bu kez.
''hayır ben senı tutmuyayım ,senın projelerın cızımlerın var ''dedım .
en agır sozumde bu oldu bılıyordum.öne surdugun kacısın senın sonun oldu .
gozlerını sıldın ve yıne oturdun banka, bense tıtrıyordum.
fılm sahnesı gıbıydı yasadıgımız ,teker teker dökülüyordu kelimeler dilinden.
tamam bıtsın sozunu beklıyordum senden, kendımde o gucu bulamıyor senı asla kaybetmek ıstemıyordum.
basladın soze ''sen senı sevmedıgımı ,ozlemedıgımı, dusunmedıgımı sanıyorsun'' dıye
''ama bu proje lanet olası proje bıtmelı ''dedın.
her seferınde o proje kacısındı ıkımızde bılıyorduk ,yıne aynı kacısı secıyordun.
''bana zaman ver pztesıye kadar lutfen''dedıgınde ıcten ıce cektıgım ''oh be'' duygusunu sana yansıtmamaya cabalıyorken, aramızdakı sessızlıgı kelımelerım bozdu .
''ben senı tutmıyayım dedım, cok zamanını aldım zaten '' sen gozlerın dolu yutkunup peki diye kalkıp gıderken bagırdım arkandan ''pztesı umarım cok gec olmaz dıye''..
odama gıdıp saatlerce agladım sonra.pztesı gunu telefonuma gelen msj''projemı hıc sormuyosun:)'' oldu ve bız yıne devam ettık hıcbırsey olmamıs gıbı, ama bır kez kırılmıstı dallar tamırı kolay olmadı.
yıllar sonra anladım.o gun ayrılmıstık aslında bız ,aslında surdurmeye calıssak bıle o gun bıtmıstık.
o kadar buyukmus kı yasanan, ayrılık sonrası sen 3.sınıfta okulu bıraktın, ben yurdu terkettım ,bır daha karsılasmamak adına goze aldıklarımızı dusundukce, bırbırımız ıcın aslında ne kadar degerlı oldugumuzu anlıyorum.
yıllar sonra konusup bunları ıtıraf etmemız belkıde o yuzden.
sen bılmesende ,ben kımseyı senın kadar sevmedım,sevebılecegıme hıc ınanmadım,hıc o kadar romantık anı bır daha yasıyacagımıza ınancım olmadı ,bır ınsanı degıl 5 saat 5 dakıka beklemedım ,hıc bır ayrılık anı o gun kı kadar yaralayıcı olmadı,ve duydugum hıc bır ruya benı o aglayarak anlattıgın ruya kadar etkılemedı,hıc bır yolculama o kadar anlamlı olmadı,hayatımda kaybettıgım hıc bır ınsanı bu kadar ozlemedım ve hıc bır ınsana daıma dua edıp ıyı olmasını ıstemedım , hıc kımse ıcın en az benım kadar cok sevıcek bırını dılemedım.
annen hayatında olmasa ve bırgun benı kaybetsende ıkımızde duamızla yanında olucaz daima.
sen bır daha hıc olmayacak olsanda, bır yerlerde ıyı oldugunu bılmek huzur veriyor.
bırını sevmekle baslardı hersey, bır fılmın kahramanıydık bız, cok cocuktuk aslında ,cok cabaladık ama zamana yenildik .
sımdı ne senın gıbı kahramanlar var hayatta ,ne bu kadar gercek duygular,sımdı cıkarlar var ,sımdı oyle olursa boyle olurlar var, ıste bu yuzden bız bırbırımız ıcın hep cok degerlıyız bılıyorum.
bır okulu bırakıcak kadar , bır yurdu terkedıcek kadar ,bır annenın cocuguna duası kadar ,hatta bır baskası senı benden cok sevsın dıye dua edıcek kadar.
ıste ,ben bu yazıyı bırıne yazdım ,o hıc bılmeyecek ama omzundaki o melek hep hıssedıcek.ve bu sarkı hep bızı hatırlatıcak .cunku askımız daima bır annenın cocuga duasında olucak.
ben bu yazıyı "biri"ne yazıyorum. eğer kendim gibi varsa ona, yoksa kendime yazıyorum.
eyyy biri bildin mi beni, ben olmayı...
hayatını rahatsız etmeyi bildin mi? hayatına çomak sokmayı, bilinmeyen bir nedenden habire gitme özlemiyle yaşamayı bildin mi?
hiç bir yer sana göre değil/sen hiç bir yere göre değilsin.
filozoflarla başın dertte oldu mu hiç?
anlaşılmanın neden gerekli olduğunu dahi anlamamışken anlaşılmayı istediğin oldu mu biri?
köpek gibi sürünüp, sokak köpekliğinden gayrısının gözünde olmadığı oldu mu peki?
dolaşıp durdun mu dehlizlerinde, her dehlizinden geri dönüp gene vardın mı bilinmezliğine?
yavuz çetin için her gün acı çektin mi?
aşık olduğun adamın kayıtsızlığı için bilmem hala kaç yılla uslanamadın mı?
sürgün vermemek inadıyla sürdün mü kendini bilinmezliklere?
insan olmak için verdiğin her mücadele de komik duruma düştün mü?
toz olup verdin mi kendini ceset yakıcılara, bir daha bir daha yakın yıkın diye beni?
bekledin mi tren raylarının üzerinde...
anlatamadın mı?
bildin mi biri?
Karanlık odamdayım ve bağlandığım bi kaç şarkı,
Baktığımda farklı dünya kanayan damarım da,
Kan çanağı gözlerimin suçu yok ki olayım da,
Göremiyorum artık doğruyu sorma sorular bakamam ya,
Kırık kapılı odam umutların son durağı olmuş,
Lakin menfa hüzüne bağlı durağan durmuş,
Betimlemelerimin arasına kırık kalpli var olmuş,
Dostlarım bile mutlu etmiyor asker harbi bozulmuş,
Ağlıyorum tek başımayım nedeniyse çok garip,
Bilmedikleri yanına ayıbı da kondurmuş,
Sonra kafasına göre yazıp bana kılık uydurmuş,
Yazıyorum bilmiyorum deli gibi ama yazıyorum gelmişi geleceği,
Kurgulayıp çiziyorum aklımda var saydığım bi resmi,
kafası güzel bi adamın sabahı gibi unutuyorum yarına varmadan herşeyi.
aslında arkadaşım sayılmazsın lan . pek muhabbetimiz de yoktu senle . selam kelam işte. her neyse, dün gece rüyamda gördüm seni. sen, ben , ve benim 3 arkadaşım daha . bir süpermarketteyiz. geziyoruz böyle falan . sonra sen noluyorsa durup ağlıyorsun sessiz sessiz. rüya bu işte ne bok olacağı belli değil. zaten gothic takılan bir insansın . ondan mıdır bilmem ama ağlamak sana çok yakışıyor gibi geliyor bana. sonra 3 arkadaş başını almış giderken , sen birdenbire durup bana sarılıyorsun ıslanmış gözlerinle. bende tutamıyorum kendimi, bende sarılıyorum sana şefkat gösterir gibi bir baba edasıyla. sonra bana sarılmış dururken kafanı geri çekip yüzüme bakıyorsun. gözlerinin altına kalem mi sürmüşsün artık napmışsan siyah böyle. ama çekici bir siyahlık bu. dedim ya gothic takılıyorsun o yüzden yakışıyor sana bu halin. sonra yanağıma hayatta görülemeyecek kadar masum bir öpücük konduruyorsun. ben de sanki yıllardır bu anı bekliyormuş gibiyim. bir kendimden geçiyorum ,afallıyorum. bu beni darmadağın ediyor. bakışıyoruz böyle bir süre masum masum , tatlı tatlı. herşeyi anladığımı sanıyorum gözlerinden. sonra sen yine yüzüme bakıyorsun. yine gördüğüm her güzel rüya, güneş doğunca sona eriyor. kalkıyorum . abim diğer odadaki bilgisayarı açmış . yüksek bir sesle volkan konak tan mimoza çiçeği ni dinliyor. bana sanki fonda çalan bir müzik gibi geliyor. içime saplanıyor bu şarkı. şiir , sözler falan bir acı veriyor . kalkıp hemen kahvaltı niyetine,mimoza çiçeğini dinliyorum bıknmadan,usanmadan. sonra açıp facebook tan resimlerine bakıyorum. bir anlam çıkarmaya çalışıyorum . nafile hiçbirşey çıkmıyor . arkadaş listendeki 346 arkadaşından biriyim sadece öylesine, sıradan biri işte. sabah sabah gereksiz bir hüzün kaplıyor içimi. lan diyorum " rüya lan bu. nolacaktı amkun salağı git kahvaltı yap " . kahvaltımı yaptım . yine pc başında facebook bilgilerine bakıyorum . harbiden sorun bende mi ? kişilik bozukluğu mu ? manik depresiflik mi? asosyalistik bişeyler mi ne lan bu ?...
şayet görüyor, duyuyor, okuyorsan, ki sanmam, fındık kadar aklımda, umurumda, umudumda değilsin, bilesin.yerine çok olmadı ama yenisini aldık, evin baş köşesine oturttuk, her gün üzerine nar şerbeti döküyor, karşına geçip, seyrine dalıyoruz. bu arada aldığın peluş ayıyıda yolup kel ettik, zaten yenmede yenmiyor ne işe yarardı.kaldıki sarılıp yatmam da kıldır, tüydür, peluşudur, hiç bekleme! yani işin aslı üzgünüm. *
1. oltayı attım kırmızı oje sürdün geldin, 2. oltayı attım eşofmanını çektin geldin, bugünde son oltayı "sana mavi renk kıyafetler çok yakışır gözlerinin rengini ortaya çıkarır" diyerekten salladım. gerçektende senin için bu kadar önemli miyim merak ediyorum? bu yüzden olta atmaya devam edeceğim.
not: bu arada gözlerin kahverengi biliyorum ama idare et güzelim. *
içtiğim gibi değil hayat.
karıncaları severim. ama nedense insana verdiğim değeri bir türlü onlara veremiyorum. ben bu yazıyı karıncalardan birine yazmadım. yine bizden birine yazdım. kime? "falan"a. bak "falan" hayat dedikleri kadar kısa değil. şimdilik bu kadar yeter sana.
Bir yanda fotoğrafların, Bir yanda müzikler, Dışarıda sahte taklitlerimiz, Gözyaşlarımdaki umutsuzluk... Dört bir yandan hatırlatıyorsun kendini bana, Yaşadığım mutluluklar,
çektiğim özlem, gözlerimdeki yalnızlık,Senin eserin... Her gün sensizliği daha iyi tanıyorum, bittiğimiz günden beri Daha çok savaşıyorum kendimle. Daha çok özlüyorum seni. Daha çok ağlıyorum. Tükeniyorum...
sen o adamdın.
hayatıma girip her şeyi yoluna sokan adam. bana sevgiyi hissettiren adam. sığınağım, dayanağım yerine koyduğum adam.
konu senken cümle kurmak o kadar zor ki. öyle dayanılmaz ki. gittin çünkü. çekip gittin. sen o adamdın, artık değilsin.
çok oldu sen gideli. kendi kendime tutunuyorum hayata. önemli değil, öğrendim ben güçlü olmayı, sensiz ayakta durmayı.
peki böyle olmak zorunda mıydı? söyle bana, böyle bitmesi şart mıydı?
gidebilirdin evet, gittin de zaten. ama lanet olsun, küçücük bir değerim de mi yoktu gözünde?
terk ettikten sonra hakkında atıp tuttuğun birine dönüşmem neyden sonra oldu? ayrıldıktan sonra mı? bu kadar mı çabuk bitti sevgin be adam? bu kadarcık mıydın sen? isteyeceğim son şeydi senden nefret etmek. isteyeceğim son şeydi sana kötü şeyler söylemek. isteyeceğim son şeydi senden kötü şeyler duymak.
isteyeceğim son şeylerin hepsi geldi başıma.
meğer ne yanlış tanımışım seni. meğer ne kadar farklı tanıtmışsın kendini.
varsın, olsun, sen hala konuş arkamdan. gözünde iyice ufalt beni, ufacık et.
beni soktuğun sıfatların amına koyayım adam. sen "o adam" değilmişsin.
değilmişsin işte.
kendimi kandırmışım ben. "onsuz yaşayamam" derken kendimi kandırmışım.
Evet... Ayrılalı 24 saat oldu olmadı belki,ama sanki yıllardır hayatımdan gitmişsin gibi.ismini duyunca bile içim ürperiyor. 'Aaa hayatımda benim böyle biri vardı...' diyorum. Biz bu kadar konuşmadan durmamıştık hiç. Asır gibi geliyor bana. 1 günde bile neler yaşadım, ama akşam eve gelip heyecanlı heyecanlı anlatacağım, yeri gelip söyleneceğim kızacağım kimsem yok artık. Etrafımda çok insan var evet ama hiçbiri sen değil! Ben istedim ayrılmayı biliyorum. Yine olsa yine aynı şeyi yapardım onu da biliyorum. Belki de biraz olgun olsaydım yapmazdım. Sen kızınca bana hep 'çocuk gibisin' derdin ya, kabul ettim bende evet öyleymişim. Senin de hataların oldu benim de oldu. Herkes hata yapar bu da bir gerçek ama hayatımızdaki en büyük hata mesafelerdi. Onları yenemedik. Çok uzak kaldık. Sevdiğimin yüzünü,gözlerini unuttum. Göz görmeyince gönül ayrılığa da katlanıyor belki de. Telefonda 'BiTTi' demek kolay, herşey çok kolay. Asıl büyük soru, yüzüne bakarak da senden ayrılmak istediğimi söyleyebilecek miydim? Bu sorunun cevabını hiçbir zaman bilemeyeceğim belkide kim bilir... Belki baştan hiç birlikte olmamalıydık. Ankara'dan hiç bu kadar nefret etmemiştim hayatımda. Bizi o ayırdı... O 462km ayırdı... Doğrusu ayrılmamızdı belki de. Ama mutlu günlerimizi, maceralarımızı düşündükçe kahroluyorum keşke yine eskisi gibi olsak diyorum. Ama sana yemin edebilirim ki, son telefon konuşmamızda bekledim beni geri adım attırabilecek bir sözünü,cümleni. Sen de bunu yapmadın. Ben de geri adım atmadım. Sonumuz ortada. Önceden konuşmasak, küs olsak da biliyordum oralarda kalbi benim için atan birileri vardı. Şimdi yok. Hani annen evdedir, o an yanında olmasa da bilirsin evde seni beklediğini.Ama Allah korusun ölmüş olsa yanında olmadığı her saniye ızdırap verir. Bu da aynı hesap oldu. Oradaki varlığını bilmem bile yetiyordu bana, bu kadar ızdırap çekmiyordum. Hep söylediğim gibi sen benim ilk aşkımdın, bu kalp seni istese de hiçbir zaman unutamayacak. Ama belki de ben senin hayatına giren, en sevdiğin dizinin reklam arası gibi gereksizdim, sıkıcıydım, saçmaydım. Şimdi bile unutmuşsundur belki de, ben bu yazıyı sana yazarken. Sana son sözüm ve son isteğim 'Hep mutlu ol, herşey gönlünce olsun. Seni seviyorum çok seviyorum ilk aşkım... Severek ayrılmak ayrılıkların en acısıymış ben bunu çok iyi anladım. Kendine iyi bak yeşil gözlerini sevdiğim, Hoşçakal... '
ben bu yazıyı her sabah bindiğim otobüste herkesin sevgisini kazanmış güler yüzlü kıza yazıyorum. bak canım herkese günaydın diyorsun, muhabbete giriyorsun, zaman geliyor yer veriyorsun, sonra bunların karşılığında onlarda sana yer veriyor. ne yazık ki ben ayakta kalıyorum. yapma bebeğm bana da yazık ama.
bu korkular hep senden miras, hep senin yüzünden.
birine zamanında fazladan güvendiysen, belki de zamanı asıl geldiğinde başka birine yeterince bile güvenemiyorsun.