Bizi okuduğun için sana gönül borcumuzu ödemeliyiz diye düşündüm, sana sözlüğümüzü okuduğun için teşekkür ederim, çok incesin. Belki seni göremiyorum ama okuduğunu hissediyorum, başlıkları merakla açıp ne yazmışlar diye bakıyorsun, bazen kızıyor bazen gülüyorsun. Sen bizim kıymetlimizsin, bizi okumaya devam et, sağlıcakla kal.
elini eksi butonundan çekip aklıselim düşünmenin zamanı gelmedi mi artık? cümlenin tamammını okumadan eksilemekte nedir? yakışıyor mu sana? hani biz kardeştik? hani kuşlar ağaçlar binbir renkli çiçeklerdi hep? hani hayat bayramdı ne oldu? lütfen! ric ediyorum!
biliyorum... eskisi gibi yazamıyorum. sen bu yazıyı okurken, ben yine abuk subuk entryler girmeye başlamış olacağım. böyle değildim ben. çelik bile değişince, ben de değiştim. şu anda zaten saçımı başımı yolmakla, monitöre kafa atmak arasında gidip geliyorum.
şu hayatta ne yapacağımı şaşırdım be kardeşim. param da bitti biliyor musun? gece çok az uyudum. öğleden sonra biraz uyuyayım dedim, zııırrr telefon... banka borcum için aradılar. başıma ağrılar girdi, allah seni inandırsın.
bende dert çok. sağol okuduğun için. sen olmasan, içimi kime dökerim ben? sizler olmasanız, kime yazarız biz? gözlerine sağlık güzel kardeşim.
21. yüz yılda ülkemiz de halen cahiller mevcut. hayır, hayır bunlar okuma yazma bilen cahiller. çıkarları için yaşayan 3 kuruşa kanan, dünya ve hayat görüşü at gözlüğünden ibaret olan, dini bile kendi kafalarına yorumlayan, partizanlığın daniskasını yapan, örümcek beyinli cahiller den halen kurtulamadık.