gelsem yanına,olanları bir bir anlatsam.
hissettiklerimi döksem sana.
bana temiz bi dayak atsan.
sövsen,bağırsan,çeksen silağı vursan,
belki bir gram rahatlarım.
ama böyle her şeyi senden saklayarak,
bildiğimiz şeyleri bilmemiş gibi yaparak,
kapalı kapılar ardında dolaylı yoldan konuşarak
benim çok canım acıyor.
ben ne zaman sana layık bir evlat olacağım?
çok büyük bir vicdan azabı çekiyorum.
ne zaman beni affedersin?
ya da affettin mi?
belki de baba olmak bunu gerektiriyor.
bağrına basıp,ne olursa olsun bu benım çocuğum demeyi.
ama ben hala senin yüzüne bakamıyorum.
çocukken senden bir şey istemeye çekindiğim zaman sana mektup yazardım.
yine upuzun bir mektup yazsam sana döksem her şeyi.
unutur muyuz her şeyi,
hiç yaşanmamış gibi.
ben seni çoktan affettim,sen de beni affet.
Seni cok özlüyorum... sana geri dön desem dönebilir misin tekrar canimin ici der misin beni cocuklugumdaki pastahaneye götürür musun sonra bana ek alir misin... Baba bunlari yapma tamam ama sesini bikere duysam uzaktandan olsa yüzünü görsem yeter... Çok özlettin be kendini baba hemde çok...
Seninle telefon konuşmalarımız berbat oluyor be hacı, böyle hedefe varmayan ok gibi, geri dönmeyen bumerang gibi. Sanki ağzımızdan cümleler dökülmeye direniyor gibi. Sahi fazla mı ihmal ettik birbirimizi?
Yürekten bilmeni istediğim hatta bildiğini düşündüğüm bir şey var ki, ben seni çok seviyorum baba tıpkı beni sevdiğin gibi.
Neyse, iyi ya havalar filan da işler güçler ehe ehe.
hayatımda gördüğüm en adam gibi adamsın sen ellerimi sakın bırakma eşek kadar oldum ama senin gölgen bile olmadan yaşayamam ben.
sen annemden sonra en çok bana güvendin biliyorum başımı hiç sevmesen bile gözlerinde ki sevgiyi görebiliyorum ben.
çocukken son ekmeğimizi abime ve bana verdiğin o gün var ya ben onu hiç unutmadım baba hiçte unutmayacağım.
bana kizdigi zamanlarda içten içe benim de ona icerledigim ama aslında ne kadar haklı olduğunu sonradan anladigim, her fırsatta sevgisini göstermeye çalışmış bir insandır benim için babam. hep var ol yanımda babam. hep kız bana hep azarla yeter ki var ol.
baba, noolur sana oldığım o yeni kabanı bahçeye giderken giyme. hemen ya kirletiyorsun, ya da bir yerini çalılara takıp yırtıyorsun, sonra da o şekilde bürona gidiyorsun. eş dost ne der sonra. bari taksidi bitsin de sonra hırpala.
ataerkil toplum yapımızda çocukların özellikle kızların asla içlerinden geldikleri gibi yaşamayı bırakın konuşamadıklarını düşünecek olursak baya prim yapması doğal olan başlıktır. içinizde tutmayın yavrularım yazın, paylaşın. sonra bakıyoruz her yerde hayrettinler, özlem özdenler, ajdarlar...
Bazı insanlar vardır o olmazsa ben ne yaparım lan dersiniz ya. Ben babam için olmazsa kelimesini bile kullanamıyorum. Ben babamı sadece kaybetmekten korkmuyorum, ben babamı kaybetmeyi düşünmekten bile korkuyorum.